kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
  » Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ermeni Konferansı'nı biz düzenleyeceğiz
Boğaziçi'nde çıkacak sonuç çok belliydi
Atatürkçülük kurumu dibe batırmak mıdır?

'Toplumla barış yapmamız şart'

İstanbul Üniversitesi'nin yeni rektörü Mesut Parlak "Halktaki kötü imajımızı sileceğiz" dedi ve ekledi:.

"Üniversiteyi toplumla barıştıracağız. Başka yolu yok. Rektör olarak Laleli'ye çıktığım zaman esnaf beni tanıyıp sevmeli. Demeli ki 'Bak bunlar iyi insan yetiştiriyor.' Çatımızda siyasete izin vermeyeceğim."

Ermeni Konferansı'nı biz düzenleyeceğiz

Prof. Dr. Mesut Parlak eylül ayında bir Ermeni Konferansı planladıklarını söyledi ve meslektaşlarını eleştirdi."Ertelenen konferans iki ucu kirli sopa gibiydi. Sonuçta Türkiye zarar gördü".

İstanbul Üniversitesi'ne kim bilir kaçıncı gidişim. Rektörün odasının kapısını kim bilir kaçıncı çalışım. Bugünün özelliği ise makamın yeni sahibi Prof. Dr. Mesut Parlak. Parlak, 1940 Malatya doğumlu, ailenin 6 çocuğundan biri. "O dönemlerde daha az olursa ayıp kabul edilirdi, kısır mısınız diye sorulurdu" diye anlatıyor gülerek. Ailesini soruyorum
"Babamın ilkokul diploması var mıydı bilmiyorum ama ticaretle uğraşırdı" diyor "Annem okuma yazması olmayan ümmi bir kadındı. Aslında siyasi bilimler okumak istiyordum ama bir gün babam hastalandı. Doktor Fikret Bey'i almaya gittim. 13 yaşındaydım müthiş endişeliydim. Hiç unutmam doktorun siyah çantasını o gün ben taşımıştım. Sonra babam iyileşti ve ben doktor olmaya karar verdim." Karar o karar. Ver elini İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi.

VAPURDAN ÇOK ÜRKTÜM

"Liseyi bitirene kadar Malatya'dan çıkmamıştım. Türk filmi gibi yani. Haydarpaşa'dan indim ve denizi gördüm. Vapurdan nasıl ürktüm anlatamam. Sonra yavaş yavaş alıştım, yaşam koşulları sizi her türlü zorluğa alıştırıyor."
Mesut Parlak uzmanlık alanı olarak patalojiyi seçmiş. Okul bittikten sonra cerrahide görev alan Parlak o günleri anlatırken özlediğini söylemekten çekinmiyor: "Sabahın yedisinde başlardık işe. Bazen iki gün uyumadan çalıştığımız oluyordu. Sürekli ameliyat yapıyorduk. O zamanın doktorları, bizim büyüklerimiz başka adamlardı. Mükemmel insanlardı. Fakirden para almazlardı. O doktorlar beyaz atlarına bindiler bir daha gelmeyecekler. Bugün maalesef bazı değerlerimizi yitirdik." Mesut Parlak bir taraftan hasta bakarken bir taraftan da üniversitede yükselişini sürdürür. Önce doçent ardından profesör olan Parlak 1996-1998 yılları arasında Tıp Fakültesi Dekanı olur. Hayatında hiçbir değişiklik olmaz. Sadece; "Eskiden sınıfta uyuyan öğrencileri uyarmak için alınlarına tebeşir atardım. Dekan olunca bu huyumdan vazgeçtim." Öğrenciler arasında titiz, dediğim dedik ve disiplinli yapısıyla tanınan Parlak kısa sürede en sevilen dekanlardan biri olur. Çok geçmeden istifasını verir. Gerekçe basittir "İ.Ü Rektörü ile görüş ayrılığı" Nedir işin aslı? diyorum, "Yetkilerim alınmıştı" diye cevap veriyor. Hizmet veremediğim işe yaramadığım bir yerde bulunmanın anlamı yoktu." Prof. Dr. Mesut Parlak rektör seçildikten sonra kapısını ilk kez SABAH'a açtı. Konu İstanbul Üniversitesi olunca soracak o kadar çok şey vardı ki...

TÜRBAN SORUNU YOKTUR

* Konu İstanbul ÜniversitesiHem annemin hem de eşimin adını taşıyan bir okul yaptırdım Malatyada. Türk kadınının önemini daha iyi anlatabilmek için. Kadınlarımız bizim için çok değerli.olunca sormamak olmaz. Türban konusuna bakışınız nedir?
-Efendim böyle bir mesele yoktur. Niye temcit pilavı ısıtılıp gibi önümüze getiriliyor? Bu üniversite bu ulusun önde gelen üniversitesidir. Laik, demokratik Cumhuriyet'e, Atatürk ilkelerine sonuna kadar bağlıdır. Yasal olarak türban kamusal alanda kullanılamaz. Türbanlı hiçbir kimse bu kurumun kamusal alanı içine giremez.

* Peki bu tutumu eleştiren protestolar olursa tavrınız ne olacak? Yani yönetim eskisi gibi sert tepkiler mi verecek? İkna odalarını biliyorsunuz herhalde... -Ortada bir yasa vardır, kimse sokakta bağırarak yasayı ortadan kaldıramaz. İkna odası falan olamaz çünkü biz hepimiz ikna edilmiş insanlarız. Bizim bu konuda bir sıkıntımız yok, olamaz da. Yönetim ilkelerinden asla ödün vermez.

* Mezuniyet törenlerine gelen başı bağlı anneler? Geçmişte onlar da büyük sorundu. -Mezuniyet törenleri kamusal alanın dışındadır. Fakülteler törenlerini kendileri, kamusal alanın dışında yapsınlar istiyoruz. Yani Veliefendi'de, sıcağın altında, bütün öğrencileri toplayıp mezuniyet yapma yanlısı değiliz. Tabii ki anneler gelecek çocuklarını görecek, öğretim üyelerinin elini sıkacak. Zaten anne babanın başka türlü yaşama şansı var mı? Pek çoğu çocuğu için yaşıyor zaten. Toplumda bölünme yaratılmasının karşısındayım. Benim için de neler dediler aldırıyor muyum? Sadece beni yıpratmak için, çamur atmak için dediler.

* Ne dediler sizin için? -İnanın utanıyorum söylemeye. İşte efendim, Malatyalı olduğum için Kürtçü dediler. "Alevi" dediler.

* Alevi misiniz? -Değilim, keşke olsaydım. Belki kafa olarak Aleviyim. PKK'lı dediler benim için, mafya dediler. Ha bir de Fethullahçı dediler. Bari çamur atarken de içinde bir denge kurun, Alevi olursam, nasıl Fethullahçı olurum? Türkiye çok önemli bir süreçten geçiyor. Bu ciddi süreçte ilkelerimizi korumak uğruna, el ele kol kola vermeliyiz. Ortalığı germenin bir anlamı yoktur. Uluslar arası boyuttu altımızı oymaya hazırlananlara imkan vermememiz gerekir.

* Peki üniversite olarak ne yapacaksınız? -İstanbul Üniversitesi'nin hiç kimseyle kavgası yoktur. Üniversiteyi toplumla barıştıracağız, kötü imajımızı sileceğiz. Ben rektör olarak Laleli'ye çıktığım zaman esnaf beni tanımalı, sevmeli. Demeli ki "Bak bunlar iyi insanlar yetiştiriyorlar." Toplumla barışacağız, başka yolu yok. Bu ulus çok büyük. Herkesin üniversiteye destek vermesi lazım. Buradan çok önemli insanlar yetişiyor. Kurumu yıpratmamak gerek.

1 2 3 4 5
 
DİĞER GÜNDEM HABERLERİ
 Merkez Dağıtım'ın Antalya çıkarması
 MİT, Kozinoğlu'na 'kınama' cezası verdi
 Tunceli'de çatışma: Dört şehit
 Allah rızasıyla vurgun!
 İki can dostun başarı hikâyesi
 Sedanur'un hayatı bir foroğrafla değişti
 Yılda 1 milyon ton kâğıt boşa gidiyor
 32 bin öğrenci özel okullar için ter döktü
 Vicdani retçiler saç kesti
ERDAL ŞAFAK
AB ile satranç
Avrupa başkentlerinden gelen...
ÖMER LÜTFİ METE
Siyasallaşma ve apartheid
Sezer'in 'vekil...
UMUR TALU
Kayıt ve kayıtsızlık
Diyecektim ki...Bizim, bizlerin...
ERGUN BABAHAN
SABAH'tan haberler
SABAH'ta yeniden yapılanma yaşarken...
MEHMET ALTAN
Sol'un işlevini TÜSİAD mı görüyor?
Boğaziçi...
İsrail İstihbaratı Truva Atı'yla... Esma Esad'ın e-mailine girmiş
Askeri istihbaratçılar, geçen hafta patlak veren sanayi...
Chirac kendini alkole vurdu
Fransa'da referandumda "hayır" çıkmasıyla siyasi kariyerinin en büyük...
Yeniden Terim
Yeniden Terim
Yunanistan beraberliği ile 8 maçta kayıp puan 11'i bulunca federasyon...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu