kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Yavuz Semerci @ SABAH
 

Anadolu takımları bu kez korkmuyor

Bütün yıl, birbirleriyle didişen, küfürleşen Trabzon, Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray, naklen yayın gelirlerinin dağıtılma esaslarını değiştirme girişimi karşısında "kutsal ittifak" kurdu.
Futbol Federasyonu Genel Kurulu'nda dün 14 Anadolu takımının verdiği önerge 4 büyük kulübün kutsadığı sistemin artık "sürdürülemez" olduğunu kanıtladı.
Güçlerini, rakiplerini zayıflatan, kendilerini ise zenginleştiren havuz sisteminden elde eden 4 büyük, önergeye ateş püskürdü.
Önerge çok basit. 14 Anadolu takımı diyor ki: Havuzda biriken (her yıl yaklaşık 100 milyon dolar) paranın yüzde 50'si, 18 takıma eşit dağıtılsın. Geri kalan paranın yüzde 40'ı puan sıralamasına göre (40 milyon dolar), yüzde 10 da televizyonda en çok maçı yayınlananlara dağıtılsın (10 milyon dolar).

Hayali bile güzel
Futbol Federasyonu, oligarşik yapıya sahip 4 büyük takımın yıpratıcı baskısına direnebilir ve önergeyi uygulamaya sokabilir mi?
Çok zor. Levent Bıçakcı onlarla nasıl mücadele edecek ki?
Onların generalleri, işadamları, gazeteleri, televizyonları, gazetecileri, başbakan ve bakanları var. Onları hep kollayan, bedava arsalar tahsis eden, rantlar aktaran belediye başkanları var. Vergilerini silen Maliye bakanları var. Gazetecilere "tokat atarım" diyebilecek cesarette başkanları var. Büyük çoğunluğun aldığı karara saygı duymasını beceremediği için Genel Kurul salonunu terk eden 'centilmenlik ödülü almış(!) başkanları var. Bıçakcı korkmasın da kim korksun! Her neyse. Hayal kuralım ve futbola rekabet ve kalite getirecek önergenin uygulandığını düşünelim.
Buna göre; birinci ligde mücadele eden her takım, (Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray ve Trabzon da dahil) 2.7'şer milyon dolar alacak.
Mevcut durumda: 4 büyük takım 50 milyon dolar, geriye kalan 14 takım 3.5'şer milyon dolar kazanıyor. Görüldüğü gibi önerge sahipleri takım başına aldıkları garanti paranın azalmasına razı. Ancak şartları şu:
"Başarılıysam, başarıma göre para kazanmalıyım. Bilmeliyim ki, şampiyon olursam, üst sıralara tırmanırsam gelirim artacak." Bu önerinin nesine karşı çıkıyorlar?
Anadolu takımları, bu önerge ile Süper Lig'in "babalarına" şöyle sesleniyor:
"Siz büyüksünüz. Siz güçlüsünüz. Siz milyonlarca taraftara, lüks idman sahalarına sahipsiniz. Takımlarınıza ilişiklendirilmiş spor yazarlarınızla kamuoyunu etkileme gücüne sahipsiniz. Ama artık başarılı olduğunuz için para kazanın. Ligin kaymağını sadece köklü kulüp olduğunuz için ömür boyu yeme isteğinden, lüksünden, tembelliğinden kurtulun. Allah'ın lütfu saydığınız taraftarlarınızın arkasına sığınmaktan vazgeçin. Çıkın sahaya bizi yenin, puan alın, para kazanın. Rekabetten korkmayın."

Cephe oluşturuluyor
En çok GS'nin Başkanı Özhan Canaydın'ın sözlerine güldüm. Canaydın "İstanbul-Anadolu ayrımı yapılarak cephe oluşturulmaya çalışılmaktadır" demiş. Günaydın Sayın Canaydın. Siz 4 takım olarak, naklen yayın gelirlerinin yüzde 50'sini alırken "4'ü büyük, gerisi küçük" ayrımını, ayrımcılığını yapmadınız mı?
Örnek mi? Başarılı olup olmadığınıza bakılmadan, 1996 ile 2004 arasında (Fenerbahçe, Trabzon ve Beşiktaş gibi) havuzdan 96 milyon dolar almadınız mı? Bu halinizle yenmeyi beceremediğiniz için şampiyonluk iddianızı kaybetmenize yol açan Gençlerbirliği'nin veya Gaziantepspor'un 30 milyon dolar gelirle sınırlandırılmasına göz yummadınız mı?
Bir başka gerekçeleri şu: "4 büyük olarak borsada işlem görüyoruz. Yatırımcılarımıza önümüzdeki döneme ilişkin naklen yayın gelirlerini bildirdik. Bu değiştirilemez."

Garanti yok
Bence yanlış bir argüman. Çünkü, bu naklen yayın gelirlerinin nasıl dağıtılacağına her yıl oturup karar veren kurum Futbol Federasyonu. Federasyon yatırımcılara "sistem değişmeyecek" diye garanti verdi mi? Hayır.
Ayrıca, imtiyazlarını ve dolayısıyla gelirlerini kaybeden halka açık şirketler olmadı mı? Çukurova, Kepez, Aktaş tipik örneklerdir.
Hisse senedi alanlar, riskleri de görmek, göğüslemek zorundalar. Takımların gelir kaybına yol açabilecek bu tip gelişmeler de kabul edilebilir risk tanımı içindedir.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 TT'yi özerk yap, halka sat   / 29-05-2005
 Yabancı sermaye düşmanı mı oldun?   / 28-05-2005
 Çukurova ne yapacak?   / 26-05-2005
 Daha çok konuşuruz...   / 24-05-2005
 Taksi sistemi değişmeli   / 19-05-2005
 Taksiler ticari araç değil!   / 17-05-2005
 Sabah ve atv'yi Alman Bild satın alsaydı...   / 15-05-2005
 Devletçilik, Erdemir için anlam ifade ediyor mu?   / 13-05-2005
 Devrimlerin bekçiliği RTÜK'e mi kaldı?   / 11-05-2005
 Teklife bakın!   / 07-05-2005
YAVUZ SEMERCİ
Anadolu takımları bu kez korkmuyor
Bütün yıl,...
ABDURRAHMAN YILDIRIM
Çağrıda bulunmada madalyonun öteki yüzü
Yabancıların...
Özel hastanede SSK'lı kuyruğu
SSK'lı hastalar artık tüm sağlık sorunlarını sayıları 2 bin 247'ye...
Doğmadan trafik yetimi oldu
Gökhan Tırpan, bulunduğu taksiye alkollü bir sürücünün çarpması...
Tapınak gibi özel köşe!
Tapınak gibi özel köşe!
Başbakan Erdoğan'ın fanatiği olan işadamı Akar, kermesten açık...
Yeni TCK'lı hayat: Herkes beklemede
Yeni TCK'lı hayat: Herkes beklemede
İtalya'dan alınan ünlü Ceza Kanunu Avrupa Birliği ile uyum yasaları...
IMKB
E: 25.231 D:% -0,02
DOLAR
S: 1,365 D:% 0,405
EURO
S: 1,673 D:% -0,268
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu