|
 |
 |
 |
 'YÖK sevimli değil'
YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, ''YÖK sevimli bir kurum değil, maalesef'' diyerek, ''Kurulduğundan beri herkesin üzerine yüklendiği bir kurum. Gelen geçen hep sözünü YÖK'e yükler'' dedi.
Teziç, üniversitelerin ayakta kalma mücadelesi verdiğini ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı: ''Hükümetle üniversiteler arasında güvensizlik ortamı var. Benim tespitlerim bu. Bunun aşılması lazım. Maalesef öfke, kızgınlık üniversitelere bakışı da değiştiriyor.
Üniversitelerin gelişmesi hükümetler üstü... TÜBİTAK'ın gelişmesi hükümetin isteğine göre olmamalı. Bir devlet politikası olarak hükümetler üstü olabilmeli. Siyasi bakışlar oralara girmemeli, oralar süreklilik gösteren bir yerdir. Siyasiler bugün var, çoğunlukla yarın yok. Ama devlet hep var. Süreklilik arz ediyor. Paraları dökmemiz yetmiyor, kafalardaki zihniyeti de ona göre oluşturmak gerekir. Bizim bugün bütçemizin büyük bölümünün eğitime ve savunmaya harcanmasından daha doğal bir şey olamaz. Ortadoğu'nun en hassas
bölgesindeyiz. Her an başımız bir dertle karşı karşıya kalabiliyor. Bu coğrafya böyle ama bunun içinde insanımızı eğitmek zorundayız. Dağa çıkan adamı eğitimle yakalayabilmeliyiz.''
Teziç, ''Hükümetin gündeminde yeni üniversiteler açılması var. Ancak yeni üniversitelerin açılması bizim görüşümüz üzerine gerçekleşecek'' dedi.
Teziç, inceleme ve ziyaretlerde bulunmak üzere geldiği Çankırı'da, Bölge Trafik İstasyonu önünde Vali Ali Haydar Öner, Garnizon Komutanı Jandarma Kıdemli Albay Orhan Özgören, Belediye Başkanı İrfan Dinç ve öteki yetkililer tarafından karşılandı.
Bölge Trafik İstasyonu'nda bulunan Mola Evi'nde gazetecilere açıklamalarda bulunan Teziç, üniversitelerin bulundukları yörelerde gelişme, Cumhuriyet'in değerlerinin korunması konusunda çok önemli görevler üstlendiklerini söyledi.
Teziç, hükümetin gündeminde yeni üniversitelerin kurulmasının bulunduğunu, ancak bunun kendi görüşleri üzerine gerçekleşeceğini ifade ederek, şunları kaydetti:
''Hepimiz illerimizde üniversitelerimizin çoğalmasını isteriz. Üniversitelerin yöreye getireceği eğitim, gelişme, Cumhuriyet'in değerlerinin çok canlı tutulması, onların çok sağlam zeminde süreklilik kazanması açısından üniversitelerin oynayacağı önemli rol var. Hepimiz bunun idrakindeyiz. Ama 1992'den bu zamana kurulmuş olan 22 üniversite var. Bunların gereksinimleri, ancak yüzde 40'lar civarında yerine getirilmiş.
Üniversitelerin kurulmasında yörenin ileri gelenlerinin katkısı yeterli olmuyor. Yalnız maddi katkı değil, iyi yetişmiş öğretim üyesinin gelip orada kalıcı olması da önemli. Taşımalı öğretim görevlisi ile üniversitenin ayakta kalması mümkün değil.''
''ÜNİVERSİTELERDE ÖDENEK SIKINTISI VAR...''
Teziç, üniversitelerin araştırma görevlisi almaları konusunda kadro sıkıntısı yaşadığını ifade ederek, ''Eğer bu genç eleman sayısı istenilen oranda karşılanmazsa bundan doğacak açığı gelecek yıllarda tamamlama imkanı çok zor olur. Emekli olacak öğretim üyelerinin yerine aşağıdan dolduracak elemanlar yeterli oranda gelmediği zaman üniversiteler boş binalar haline dönüşebilir'' diye konuştu.
d
Üniversitelerde ödenek sıkıntısı olduğuna değinen Teziç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Milli Eğitim Bakanı (O paraları ben size verdirmem) diyor. Neye göre (verdirmem) diyor. Siyasi tercihine göre yapıyor ve bu tür uygulamalar ister istemez öğretim üyesi alanında açıklar yarattığı gibi binaların donanımında da açıklar yaratıyor.''
ASKERİN EĞİTİME KATKISI
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin özellikle Doğu'da eğitime büyük katkısı olduğuna işaret eden Teziç, sözlerine şöyle devam etti: ''Doğu'nun güç koşullarında okuyan çocuklarımız var. Askeri birlikler çekildikçe çok şükür onların himmetiyle bunları üniversitelere devrettikleri için o çocuklar karda, kışta, kıyamette kapalı mekanda ders görebiliyorlar. Bu çok acı bir tablo. Ordunun desteği olmazsa doğa koşullarının hırçın olduğu yerlerde öğrencilerimiz zor şartlar altında öğrenim göreceklerdir. Kars'ta, Erzurum'da, Van'da kent hayatı genç öğrenciye güvenli bir yaşama olanağı vermediği zaman öğrencilerde rahatsızlık ortaya çıkar.''
(AA)
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
