kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Lutfi Mete @ SABAH
 

Ah bir işkence yapabilsem

Özbekistan'da İslam Kerimov tarafından sürdürülen mezalimin son vahşi halkası, sadece bir tek ülkeyi kanatan ve dünyanın duyarlı insanlarına verdiği acıyla sınırlı kalan bir barbarlık örneği değildir. Maalesef bu olay hem Rus, hem de ABD şahinleri için bir ikramiyedir. Eğer doğrudan parmakları oralarda değilse.
Bir kere Kerimov da Washington ve Moskova ile aynı telden çalmaktadır:
-İslami terör!
Hele bir de Andican katliamından sonra birileri çıkıp 'Amacımız İslam devleti kurmaktır' diye ilanda bulununca dev cüsseli şahinlerin tedarik ettiği malzemenin tadına doyum olmuyor.
Böyle birkaç Andican daha yaşansa, hem de dünyanın her tarafında yaşansa, değil sadece sıradan askeri müdahaleler, değil dünyanın şurasına burasına yönelik azgın saldırılar, sistemli işkenceler bile ne kadar kolaylaşır.
Şahinler her yerde aynı şarkıyı söylüyor:
-Ah bir rahat işkence yapabilsem; bütün küreselleşme düşmanlarını yakalar, dünyayı temizlerdim!
Kaldı ki bolluk sadece bu suçlu yağmasından ibaret kalmazdı. Şiddet dalgası altında da ticaret gelişebilir, yeni zenginler ve yeni servetler doğardı. Sahi, küçük ülkeler zaman zaman kendi sivillerinden üçer beşer yüz insanı kurşuna dizse ne hoş olur; Kerimov'lar halklarını soyarken devler de develeri hamuduyla yutar.
Amerika'nın Irak'ta, Rusya'nın Çeçenistan'da yaptıkları ile Özbekistan'ın Andican'da yaptıkları arasında nitelik farkı değil, nicelik farkı var.
Her üçü de sözde aynı düşmanla savaşıyor: Köktendinci eylemcilerle! Özbekistan gibi yönetimlerin Amerika ve Rusya kadar kıvrak yalan söyleyip başarılı propaganda yapamayışları, resmi terör örnekleri arasındaki nicelik farkına ilişkin aptallaştırıcı bir kanaat oluşturuyor. Küçük ülkeler ve küçük liderler bir seferde birkaç yüz sivili birden kurşuna dizebiliyor, büyük vurucular ise maktul miktarını daha ustaca zamana yayıyor. Yaşasın uygarlık!


Yarın İstanbul'da son derece önemli bir buluşma gerçekleşiyor; Türkiye'de ilk defa Rus ve Kafkas aydınlar, Kafkas halklarının yaşadığı korkunç acıları tartışmak üzere Cemal Reşit Rey'deki panelle bir araya geliyor.
Rus İnsan Hakları Derneği kurucusu ve başkanı Prof. Lev Panamarov'un da katılacağı panelde Kafkas halklarından temsilciler ve Türkiye'den de bazı yorumcular bölgedeki temel ihlalleri tartışacak.
Şüphesiz insanın dili ve kalemi savaşın gücü karşısında çoğu zaman acizdir. Ancak çatışan toplumların birbirleriyle vicdan birliği yapmaları uzun vadede savaş yangınını söndürecek en etkili rahmettir.
Çeçenlerce işlenen veya Çeçenlere mal edilen feci şiddet eylemleri yüzünden milyonlarca Rus insanının öfkesi ve hatta kini, hemen yanı başımızdaki bu azap coğrafyasında kan dökücülerin işini kolaylaştırmaktadır. Ancak, ondan çok daha fazla sayıda Rus insanı da Çeçenistan'da yaşanan acıları yüreğinde hissetmekte, bölgedeki Kafkas kökenli veya Rus asıllı, Müslüman veya Hıristiyan, her türden insana topluca merhamet beslemektedir.
Aydınların insan hakları bağlamında gerçekleştirecekleri çalışmalar bu merhameti ortak bir barış enerjisine dönüştürebilecek biricik yeryüzü dinamiğidir. Yoksa küresel güçlerin insanla ilgili henüz samimi bir dertleniş içinde olmalarını beklemek saflıktır.

Bir emniyet AB inadı

Aynı şekilde bizdeki ceberut devlet kültürünün kısa zamanda ıslah olacağını umut etmek de eğlencelik bir gaflet. Bu ülkede yöneten ve yönettirenlerin halkı öncelikle muzır yaratık olarak algılama alışkanlığı, onca AB'lik düzenlemeye rağmen hiçbir aşınmaya uğramadan devam ediyor.
Sıcacık bir örnek:
Hasbelkader bir sohbette bulunmak üzere büyük bir ilçemize davet edildim. (Kişilerle değil zihniyetle derdim olduğu için ilçenin adını kaydetmiyorum.) Emniyet hemen beni çağıranların yakasına yapışmış:
-İsterüük! İlle de Ömer Lütfi Mete denen kanun kaçağını isterük!
Aynı sinsi dürtü: Ah bir işkence yapabilsem. AB yolunda bir arpa boyu yol aldığımızı sanarak itiraz edecek oldum ama baktım ki 'İsterükçü' emniyet, beni davet edenlerin başını ağrıtacak, pes ettim.
-Şimdi Avrupalı olduk, karakolları doldurduk, -ay, afedersiniz- 'şimdi okullu olduk, sınıfları doldurduk' değil miydi?
Hay Allah.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Savunma Bakanı'na bakma (!)   / 19-05-2005
 AİHM ile daim ve kaim   / 17-05-2005
 Düşman kazanma sanatı   / 16-05-2005
 İzzet'lü kuyruk acısı   / 13-05-2005
 Zirveden aşağı demokrasi   / 12-05-2005
 Gün yiyen ejder   / 10-05-2005
 'Vatandaşın süfli meseleleri'   / 09-05-2005
 Kalkınma, Adalet ve Koç   / 06-05-2005
 Almanya, Erdoğan ve dostluk   / 05-05-2005
 Darbeci mayasıyla yargı devleti   / 03-05-2005
ERDAL ŞAFAK
Bağdat'ta ölüm, Şam'da panik
İlk yurtdışı gezisini...
ÖMER LÜTFİ METE
Ah bir işkence yapabilsem
Özbekistan'da İslam Kerimov...
UMUR TALU
Önce siz Çinli olun!
Hastanede insanın gazete okuma...
YILMAZ ÖZDİL
Yanar döner ampul
Geçenlerde Deniz Baykal, "Çiftçiye...
ERGUN BABAHAN
Önce adalet
"Tarih öğrencisi adalet ve özgürlük adına...
Anahtar Türkler'de
Kuzey Ren Westfalya eyalet seçimi, önümüzdeki yıl başbakanlığı...
'Var mısın bahse, ayda 5 kilo veririm'
İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi, önce estetik yaptırdığı, sonra...
İki kupayı vermezler
İki kupayı vermezler
Ukrayna'nın Shaktar Donetsk takımını çalıştıran Mircea Lucescu:...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu