kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
  » Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
PKK'nın dış desteği kesilmeli
'Türkiye İslam ülkesi değildir'
PKK'nın dış desteği kesilmeli
"Laiklik ve çağdaşlık konusunda kimse tarafsız olmamızı beklemesin"
"Yunanistan'dan resmi özür bekliyoruz"
'Soykırım iddiaları Lozan ile kapanmıştır'

PKK'nın dış desteği kesilmeli

Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, ''PKK dış destekten mutlaka mahrum bırakılmalı ve başarı ümidi yok edilmelidir'' dedi. Orgeneral Özkök, Yenilevent'teki Harp Akademileri Komutanlığı'nda yaptığı yıllık değerlendirme konuşmasında, Türkiye'nin komşularıyla olan ilişkilerine değindi.

Karadeniz'in öneminin gün geçtikçe arttığını, Anadolu gibi bu denizin de doğu ile batı, kuzey ile güney arasında bir irtibat noktası mahiyetinde olduğunu ifade eden Özkök, insan ve uyuşturucu kaçakçılığı ile terörizme karşı alınan önlemler Akdeniz ve Anadolu'da artmaya başlayınca, bu illegal faaliyetlerin Karadeniz üzerinden icra edildiğini söyledi.

Özkök, bu nedenle, Türkiye'nin Karadeniz'de, Akdeniz'deki ''ACTIVE
ENDEAVOUR'' harekatının bütünleyici mahiyetindeki ''BLACKSEA HARMONY'' adlı deniz harekatını başlattığını hatırlatarak, bu çerçevede şüpheli olarak görünen gemilerin takip edildiğini, bunların Karadeniz'den geçişleriyle ilgili elde edilen bilgilerin NATO ülkelerine ve Karadeniz'de kıyısı olan diğer ülkelere bildirildiğini kaydetti.

Tespit edilen şüpheli gemilerin Türk karasuları ve limanlarında kontrole tabi tutulduğunu dile getiren Özkök, milli olarak gerçekleştirilen bu harekatın, gelecekte Karadeniz'e kıyısı olan ülkelerle birlikte çok daha somut bir işbirliği içinde devam edeceğine dair güçlü işaretlerin bulunduğunu anlattı.

'GÜRCİSTAN'IN ULUSAL BİRLİĞİNE BÜYÜK ÖNEM VERİYORUZ'

Orgeneral Özkök, konuşmasına şöyle devam etti:

''Bunun yanında ekonomik ve askeri alanda Karadeniz'de başka inisiyatifler de başlatılmıştır. Kıyıdaş ülkelerin deniz unsurlarının zaman zaman bir araya gelmesi suretiyle oluşturulan BLACKSEAFOR, bunlardan birisidir.

Doğuya doğru ilerlediğimizde; yakın bir komşumuz olarak gördüğümüz Gürcistan'ın ulusal birliğine ve toprak bütünlüğüne büyük önem veriyoruz. Bu bölgede güvenliğin tesisi bizim açımızdan da çok önemlidir. Acaristan problemi çözülmüştür. Ancak Güney Osetya ve Abhazya, her zaman için büyük problem kaynakları olmaya devam etmektedirler. Bu bölgede barışın tesisinin diğer bölgeler için de örnek teşkil edeceğini düşünüyoruz. Ayrıca bu husus, Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattının güvenliği açısından da önem taşımaktadır.''

İRAN İLE İLİŞKİLER

İran'ın rejiminin farklı olduğunu, bu ülkede teokratik bir rejimin bulunduğunu anlatan Orgeneral Hilmi Özkök, şunları kaydetti:

''Şüphesiz her ülke kendi yaşam tarzını kendisi seçer. Ancak İran'ın geçmişte rejimini, Türkiye de dahil olmak üzere mücavir ülkelerdeki rejimleri etkilemek için kullandığına dair kuşkular duyulmuştur. Bu durum bizi oldukça rahatsız etmiş ve ilişkilerimizin düşük bir seviyede sürdürülmesine sebep olmuştur.

Ayrıca İran'ın nükleer çalışmalarını, diğer ülkeler gibi biz de kaygıyla izlemekteyiz. İran'ın, 2003 yılı ortalarına kadar uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'ndan gizli olarak nükleer tesisler inşa etmiş olduğu ve uranyum zenginleştirme çalışmaları yaptığı saptanmıştır. Fakat İran, daha sonra bu ajansla bir ek protokol imzalayarak, bu ajansın habersiz denetlemeler yapmasını kabul etmiş, ancak bu protokolü anayasal süreçten geçirmemiştir.

Kuzey Kore'den başlayıp Hindistan, Pakistan ve İran üzerinden geçen ve bölgemizdeki diğer muhtemel nükleer güçlere uzanan nükleer eksen, Türkiye açısından büyük bir hassasiyet teşkil etmektedir.

Türkiye'nin politikası, Ortadoğu'nun nükleer silahlardan arındırılmış bir bölge haline gelmesidir. Bu sorunun barışçı yollardan çözülmesini istiyoruz. Bu nedenle İngiltere, Fransa ve Almanya'nın oluşturdukları üçlü girişimin çabalarını destekliyoruz.''

TERÖR ÖRGÜTÜ PKK VE IRAK

Türkiye'nin Irak hakkındaki dış politikasının açık olduğunu ifade eden Özkök, ''Biz politik ve toprak bütünlüğü olan bir Irak'ı destekliyoruz'' dedi.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özkök, Türkiye açısından bakıldığında Irak'taki gelişmelerin iki yönü bulunduğunu anlatarak, şunları söyledi:

''Birinci husus, PKK'nın Irak'ın kuzeyindeki varlığıdır. PKK burayı bir sığınak olarak kullanmaktadır. Terör örgütünün Irak'ın kuzeyinde tasfiyesi konusunda ABD'nin gerekli hassasiyeti henüz göstermemesi, kendi içinde bazı sorunlar ve yeni oluşumlar yaşamasına rağmen, örgütün siyasi yapılanmasını Irak'ın kuzeyinde de etkinleştirmesine ve bölgede üçüncü bir güç olarak varlığını pekiştirmesine yol açmıştır.

Ayrıca Irak'ın kuzeyindeki belirli gruplar, terör örgütüne çeşitli şekillerde destek vermektedirler. Bu arada, Irak'ın kuzeyini terk edip ülkemize sızan PKK teröristlerinin sayısı son bir yıl içerisinde artmıştır.

Terör örgütü, zaman zaman Irak savaşı sonrası ele geçirdiği patlayıcıları kullanarak güvenlik kuvvetlerimize saldırılar düzenlemektedir. Sık sık ismini değiştiren terör örgütü, ABD ve AB tarafından terörist organizasyonlar listesine dahil edilmiştir. Ancak sadece listeye dahil etmek pratikte bir anlam ifade etmemektedir. Önemli olan, bu terör örgütüne karşı fiiliyatta alınan önlemlerdir.

Bu hususları üçlü görüşmelerde Amerikalılarla ve Irak Hükümeti ile ele alıyoruz. Ancak şu ana kadar örgüte karşı aktif bir eyleme geçilmemiş olması düşündürücüdür. PKK dış destekten mutlaka mahrum bırakılmalı ve başarı ümidi yok edilmelidir.''

KERKÜK SORUNU

Orgeneral Özkök, Irak konusunda ikinci konunun da Kerkük olduğunu hatırlattı.

Kerkük'ün, içinde bir çok etnik gurubu barındıran bir şehir olduğunu, tarih boyunca Türkmenler'in burada çoğunluğu teşkil ettiğini vurgulayan Özkök, ancak Saddam döneminde bu bölgedeki nüfus dağılımının büyük ölçüde değiştirildiğini söyledi.

Saddam'ın Kürtleri ve Türkmenleri göçe zorladığını, bölgeye Arapları yerleştirerek durumu çok daha karmaşık hale getirdiğini ifade eden Özkök, ''Bölgeye yapılan ABD müdahalesinin sonrasında Saddam'ın sürdüğünden çok daha fazla Kürt nüfus bölgeye geri getirilmiş ve şehrin demografik yapısı Kürtler lehine değiştirilmiştir'' diye konuştu. Orgeneral Özkök, bu hususun Irak seçimlerinde bu bölgedeki durumu etkilediğini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Kerkük aynı zamanda önemli petrol kaynaklarına sahiptir. Ancak bizim baştan itibaren bu konudaki politikamız, Kerkük'ün ve zengin petrol kaynaklarının belirli bir gruba mal edilemeyeceği ve bu kaynağın bütün Iraklılara ait olduğudur. İşte bu nedenle Irak'ın kuzey, doğu ve batısındaki tüm ülkeler, bu konuyu dikkatle takip etmektedirler.

Öte yandan, Irak'taki Şiiler ve Sünniler de bu konu ile yakından ilgilidirler. Çünkü onlar da ülkenin petrolünün belirli bir gruba değil, tüm ülke halkına ait olmasını istiyorlar. Bu nedenle Kerkük'ün özel statüsü olması çok önemlidir. Biz bu düşüncelerimizi ve kaygılarımızı dostlarımıza aktarıyoruz. Bu konunun zorlanması halinde Kerkük'ün her an patlamaya hazır bir problem sahası olduğunu ve patladığında da tüm bölgeyi etkileyeceğini belirtiyoruz. Irak'ta bugün için önemli olan husus, yeni anayasanın hazırlanması maksadıyla kurulacak yönetimin iş başında olacağı bu dönemde, Irak'ın geleceğinin belirlenmesinde adil bir şekilde tüm kesimlerin söz sahibi olabilmesidir. Aksi takdirde, Irak'ın yakın bir gelecekte barış ve istikrara kavuşması çok zordur.''

İSRAİL-FİLİSTİN SORUNU

Suriye ile ilişkilerin iyileşme sürecine girdiğini, Lübnan'daki gelişmeleri de dikkatle izlediklerini anlatan Özkök, Ortadoğu'da baş ağrıtan bir başka önemli sorunun da İsrail-Filistin sorunu olduğunu vurguladı. Orgeneral Özkök, içinde bulunulan sürecin her iki taraf için de ümit verici gelişmelere sahne olduğunu ifade ederek, şöyle dedi:

''Mısır'ın Sharm El Sheikh kentinde 8 Şubat 2005'te yapılan görüşmelerde, taraflar arasında ateşkesi takiben barış sürecinin ilerlemesine ivme kazandıracak adımlar atılması öngörülmektedir. Ortak bir Güvenlik İşbirliği Komitesi kurulması, İsrail'in 2005 yılı içerisinde Gazze ve Batı Şeria'daki 4 Filistin yerleşim biriminden çekileceğini taahhüt etmesi, bir grup Filistinli mahkumu serbest bırakması ve Filistin yönetiminin İsrail'e yönelik terör eylemlerini önleme yolundaki girişimleri, umut verici adımlardır.' Balkanlar'da en fazla sorun teşkil eden bölgenin Kosova olduğunu da anlatan Özkök, buradaki tansiyonun yükselme ihtimali bulunduğunu bildirdi.

Orgeneral Özkök, AB'nin bölgedeki çabaları ve Bosna'daki sorumluluğu üstlenmesinin çok olumlu olduğunu kaydederek, NATO'nun bu bölgedeki durumu kontrol altına almada başarılı olduğunu söyledi.

AFGANİSTAN

NATO'nun terörizmle mücadele kapsamında gelişen alan dışı güvenlik anlayışının ilk uygulamasının Afganistan'daki ''Güvenlik Yardım Harekatı'' olduğunu hatırlatan Genelkurmay Başkanı Özkök, şunları kaydetti:

''Yürütülmekte olan harekat, bir NATO harekatıdır. Afganistan'da güvenlik ve istikrarın sağlanması, NATO için bir prestij meselesidir. Çünkü bu operasyon, NATO'nun geleneksel sorumluluk sahasının çok uzağında olan bir bölgededir. Bu sebeple buradaki harekatın başarıya ulaşması çok önemlidir.

Türkiye, 13 Şubat 2005 tarihinden itibaren Uluslararası Güvenlik Yardım Kuvveti-VII'nin liderliğini üstlenmiştir. Bu maksatla, 3'üncü Kolordu Karargahı Afganistan'a intikal etmiştir. Ayrıca Kabil Çok Uluslu Tugayını, bir Türk Tugay Karargahı oluşturmuştur. Kabil Uluslararası Havaalanı'nın komuta ve işletme sorumluluğu da tarafımızca devralınmıştır.

Daha önce Uluslararası Güvenlik Yardım Kuvveti Harekatı'nın başlangıcından beri Afganistan'da bir bölük bulunduran Türkiye, ani müdahale birliği olarak bir taburu daha bölgeye intikal ettirmiştir.

Ayrıca, daha önce Uluslararası Güvenlik Yardım Kuvveti'ne tahsis ettiğimiz üç genel maksat helikopteri de liderliğimiz süresince bölgede kalmaya devam edecektir. Sonuç olarak, Afganistan'da görev yapan personel mevcudumuz yaklaşık 1600'dür. Ayrıca Afganistan'a önemli lojistik ve eğitim desteği sağlanmaktadır. Afgan Harp Okulu'na 12 Türk subayı öğretmen olarak atanmıştır.

Bu kuvvet, bölgede istikrarın sağlanması, demokrasinin gelişmesi ve bölgeden kaynaklanan büyük çaplı uyuşturucu ticaretinin kontrol altına alınmasına yardımcı olacak ve böylelikle uluslararası terörizmin kaynaklarından birisi daha kurutulacaktır. Öte yandan yıllardır acı çeken Afganistan, demokratik bir yapıya kavuşarak yaralarını sarma fırsatı bulabilecektir.''

1 2 3 4 5
 
DİĞER GÜNDEM HABERLERİ
 Erdoğan Afganistan'da
 İncirlik'in kullanım izni uzatılıyor
 Silaha büyük kaynak
 İlaç vurgunu
 İlkiz: TCK'daki değişiklik kısıtlı
 Türkiye İsrail'den casus uçak alacak
 Tanrı buyurdu, Mesih Sabetay Sevi geldi!..
 Sabancı suikastine tazminat
 38 köylü düşen bomba kurbanı
 Guantanamo'dan 3 yıl sonra döndü
 Ahşap evler kül oldu
 Konuk Cumhurbaşkanı kürküyle göz kamaştırdı
 Milli Egemenlik Meşalesi'ni Aygaz yakacak
 Gül, KEİ'ye katılmıyor
 Kıbrıs haberleri
 Acılarına 'tanık' arıyorlar
ERDAL ŞAFAK
Evrimden devrime
Meclis Anayasa Komisyonu...
UMUR TALU
Ya yetiştirmeseydi!
Bir şerden hayır çıkar belki. Belki,...
Papa 16'ncı Benedict
Katolikler'in yeni ruhani lideri iki günde seçildi: "Panzer"...
Martha'nın dönüşü muhteşem oldu
ABD'nin yaşam gurusu ve ev dekorasyonu imparatoriçesi Martha...
Yıldırım çarptı
Yıldırım çarptı
Beşiktaş'a: "Yarın kendi başkanlarına küfür ederler. Birine yaptılar...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu