İmparatorun yatak odası (3)
"Hegemonya"nın temel dürtüsü, zenginliğin yoksulluğu, gücün çaresizliği, bolluğun duyarsızlığı, "imparatorun açık yorganı" üstüne devamla... "Bolluk ve tüketim ülkesi"nin "açık toplumu"na dair. Devlet bütçesi, dış ticareti, cari işlemleri, sermaye hareketleri, tasarrufu, parası "açık veren"... Tüketimi ve silahlanması "aşırı fazla" arz eden ABD'nin "gücü ve zayıflığı" meselesi.
ABD dünyayı yönetmek... Bu sayede dünyanın malını, tasarrufunu ve enerjisini tüketmek, 300 milyonluk "bolluk ülkesi"nin ihtiyaç ve arzularını, 2 milyarı "çıplak yoksul", 6 milyarlık dünyaya dayatmak zorunda. Yurtiçi gelirinin yüzde 70'i, insanların kazançlarını aşacak biçimde tüketime giden, bunun yarısından fazlası da mallardan değil, hizmetlerden oluşan bir ekonomi... Kendi ülkesinin yoksullarından başlayarak, dünyanın yükünü dünyanın üstüne yıkmadığı sürece, devasa çark problemli. Bu yüzden OECD bile, IMF bile uyarmak zorunda kalıyor. Bu yüzden daha çok enerji kaynağını kontrol etmek, daha çok ülkeyi "serbest görünümlü, güdümlü piyasa koşullarına sokmak, daha çok ülkeyi özelleştirmek" için kovboy silahına davranıyor ve abanıyor.
Bütçe ve dış ticaret açıkları artarken, bakın şu oluyor: 1989'a kadar, ABD dünyanın geri kalanına net kredi açan bir ülke. Yani, dünyanın geri kalanından çektiği paradan fazlasını, dünyaya yatırıyor. ABD'lilerin ellerinde tuttukları yabancı varlıkların, yabancıların ellerindeki ABD varlıklarına farkı 1980'de yurtiçi gelirin yüzde 13'ü kadar. Buna, "Net uluslararası yatırım pozisyonu" NIIP deniyor. 1997'de NIIP'in eksi bakiyesi sadece 360 milyar dolarla, ABD yurtiçi gelirine sadece (eksi) yüzde 5 oranında. Oysa, şimdiki durum şöyle: ABD'lilerin elindeki yabancı varlık tutarı 7.9 trilyon dolar. Yabancıların elindeki ABD varlıkları toplamı 10.5 trilyon dolar. NIIP, eksi 2.6 trilyon doları, bu açığın ABD yurtiçi gelirine oranı da 2004 başında eksi yüzde 24'ü bulmuş durumda. 2004 için verilen oran ise, eksi yüzde 28. Her iki rakamdan da, "doğrudan yabancı sermaye yatırımı"nı, yani üretime, hizmetlere yatırılmış "üretici sermaye"yi çıkardığınızda, fark (NIIP) 3 trilyon doları aşıyor. Yabancıların ABD'de yatırıma değil, sadece Hazine kağıtlarına filan yatırdığı para, 8.1 trilyon dolarla, ABD'nin yurtiçi üretim gelirinin yüzde 74'üne ulaşmış durumda. OECD'ye göre NIIP, yani fark, 2010'da ABD'nin yurtiçi gelirinin yüzde 40'ına ulaşacak. Ve ABD'nin "açık toplumu", böyle silahlanmaya, durmadan işgal ve "demokrasi inşaatı" finanse etmeye, zenginlerin vergisini kısıp dünyanın malı ve tasarrufuyla bol tüketerek yaşamaya devam ederse... Yüzde 100'e doğru gidecek. "Yüzde 100"; ABD'nin ürettiği, yarattığı gelirden çok çok daha fazlasını dışarıdan sermaye olarak çekebilmesi... Bunun, dışarıya aktardığı sermayeye farkının da, o üretime, o toplam gelire eşit olması demek. Yani, ABD'nin her 100 dolarlık üretimine (gelirine), yabancıların fazladan yatırdığı, aktardığı 100 dolarlık sermayenin denk düşmesi demek. "Saadet zinciri" bu! Kopma koşulları kendi içinde gizli. Faiz, dolar değeri, dünyanın dolar rezervleri, dolara yatırım iştahının seviyesi... Ve "dünyanın dengesi" buna bağlı. Dünyanın nice dengesizliği de bu yüzden!
Yarın: Güç ve güçsüzlük
|