kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Muharrem Sarikaya @ SABAH
 

Avrupa'ya uyarı...

Geçen üç gün içinde Türkiye'de yaşananlar, AB'nin herhangi bir ülkesinin bir kentinde meydana gelse acaba ne olurdu? Diyelim ki İspanya.. Barselona'da ETA taraftarları örgüt bayrakları ve liderlerinin posterlerini açmış, İspanya bayrağını yakıyorlar.
Ya Avusturya..
Viyana'da Jörg Haider, "Siz de kim oluyorsunuz. Beni halk seçti" diyerek partinin başına tekrar geçmiş. Hatta altından çekilen yardımcılık koltuğuyla yetinmeyip, Başbakanlık makamına oturmuş. Meydanda yandaşları Haider'i geçmişte koltuğundan eden AB bayrağını yakıyor.
Veya Fransa..
Le Pen, Cumhurbaşkanlığı seçiminde ikinci sıraya gelip, sağ-sol ittifak tarafından koltuğundan edilmenin hıncı içinde, Cumhurbaşkanlığı'na yeniden aday olmuş ve seçilmiş, AB'ye kan kusturuyor.
Olmadı Hırvatistan..
Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından savaş suçlusu ilan edilmesine rağmen, Zagrep hükümeti yakalayıp teslim etmediği için, AB'nin üyelik müzakerelerini askıya almasına neden olan General Ante Gotovina Hırvatistan Cumhurbaşkanı seçilmiş. Başkent Zagrep'te yandaşları "Halk kahramanı Gotovina" sloganları eşliğinde gösteri yapıyor.
Acaba AB böyle bir tablo karşısında ne yapardı?
Çünkü "Terörist, ırkçı, insan katili" olarak suçlanan bu kişilerin hepsi, AB'nin temizliğine uğradı.

Çifte standart oyunu
Şimdi dönelim Türkiye'ye.. Avrupa Birliği parlamenterleri, terörist örgütün lideri Abdullah Öcalan'ın hapisten çıkması için mücadele veriyor.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden, Öcalan'ın yeniden yargılanması kararının çıkarılması için gayret gösteriliyor.
AB üyesi olsun olmasın, Norveç gibi terörün acısını hissetmiş bir ülkenin parlamenteri, gönderdiği uyuşturucu ile ülkesinin çocuklarını zehirleyen, dramında payı olan terörist lehine slogan atıyor.
Norveç Büyükelçisi ise parlamenterinin bu davranışını, "Türkiye'deki ifade özgürlüğünün ne kadar ileri gittiğinin göstergesi" diye yorumlayabiliyor.
Bunlardan cesaret alan Türkiye içindeki yandaşları da terör örgütünün bayrakları ve liderinin posterleri ile meydanları doldurup gösteri yapıyor.
Hatta, daha ileri gidip hıyanet içinde Türk bayrağını yakma cüretini göstermeye kalkıyor.
Bırakın AB üyesi olup olmadığını; acaba hangi ülke kendi ulusunun, vatanının, sembollerinin temeline dinamit konulmasına izin verir?

Masaya kim oturdu?
Haydi terör örgütü ve lideri konusunu bir kenara bırakalım..
Avrupa Parlamentosu yetkililerinin son dönemde AB Konseyi ile çelişen Türkiye hakkındaki yaklaşımlarına ne demeli? Bütün bu girişimler, söylemler Türkiye'deki radikal kesimlerin daha güçlenmesi için mi yapılıyor?
AKP Genel Başkan Vekili Dengir Mir Mehmet Fırat'ın da dün telefonda söylediği gibi,
"Türkiye'nin sinir katsayısı" ölçülmeye mi çalışılıyor?
Yoksa CHP Milletvekili İnal Batu'nun vurguladığı gibi, "AB kafa karışıklığı içinde çifte standart oyunu" mu oynuyor? Türkiye'nin AB üyeliği ile ilgili en fazla gayreti gösterenler dahi son dönemde yaşanan gelişmeler karşısında tepkisini gizlemiyor.
Şurası kesin ki, AB içinden gelen yaklaşımlar, Türkiye'de sadece radikal kesimlerin gücünü artırıyor.
Türkiye'de Le Pen'lerin, Haider'lerin serpilmesinin önünü açıyor.
Bu yaklaşım sürdüğü ve törpülenen radikal akımlar boy atmaya başladığı sürece, bundan sadece Türkiye değil, AB ülkeleri de zarara uğrayacak.
Bunun nedenini anlamak için Türkiye'nin sınırlarına bakmak yeterli.
Tüm radikal akımların sızıp kendisine ulaşmasının önündeki en büyük engelin, Türkiye olduğunu görmeli...
Tabii, TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı
Mehmet Dülger'in Avrupalı parlamenterlere sorduğu şu sorunun yanıtı da verilerek:
"İspanya ETA, Putin Çeçenler, Bush Ladin ile oturmazken, Türk devleti teröristle neden masaya oturacak? Sırplar Miloseviç, Hırvatlar Gotovina için hak arayamazken, siz nasıl bir terörist için hak arayabiliyorsunuz?"

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Meclis'in 6'ncı partisi...   / 22-03-2005
 Karamsar havaya "Gül" kokusu...   / 20-03-2005
 Gelibolu ve dürr-ü güher...   / 18-03-2005
 Askerden sonra patronlar   / 16-03-2005
 AB patinajının nedeni...   / 15-03-2005
 Seçim ve sıcak para...   / 13-03-2005
 İş takipçiliği nüksedince...   / 11-03-2005
 Meclis'teki senfonik ses...   / 09-03-2005
 "Mavi Kitap"ın palavrası...   / 08-03-2005
 10. yılında Gümrük Birliği   / 06-03-2005
ASLI AYDINTAŞBAŞ
Asker neden konuştu?
Dün öğle saatlerinde gelen...
MUHARREM SARIKAYA
Avrupa'ya uyarı...
Geçen üç gün içinde Türkiye'de...
YAVUZ DONAT
Türk Türk'ü nasıl kazıkladı?
Almanya'da, belgesel...
Bir annenin çöküşü
Geçen yıl öldürülen Barış Dönmez'in annesi Ayla Dönmez'in mücadelesi...
Başından geçenlerden habersiz gülümsüyor
Henüz anne karnındayken Türkiye'de ilk kez gerçekleştirilen bir...
Bayrak Asla Sahipsiz Değil
Bayrak Asla Sahipsiz Değil
Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği dün bir açıklama yaparak,...
Bayrağımıza Laf Ettirmeyiz
Bayrağımıza Laf Ettirmeyiz
Brüksel'de bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Mersin'deki Nevruz...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu