kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Tam bir anne kuzusuyum
Tam bir anne kuzusuyum
Bara gidince Volkan gibi olurum
Yaşadığımız durum komple arabesk

Kızlar için kilom hiç sorun değil

Son günlerin en çok konuşulan isimlerinden Ata Demirer ailesinden ilişkilerine her şeyi anlattı.

Bir ufak içtikten sonra uyumalıyım. Çünkü barda kadın kız görünce adrenalin patlıyor.... Fena yani. Annemsiz yapamam. Halen onunla yaşıyorum. Komik bir kadındır. Güzel sofra kurar, beraber rakı içeriz. Kilom yüzünden bazı pozisyonlarda zorluk yaşıyorum. Mesela teknede motor dairesinde sıkıştım, miço kurtardı.


Tam bir anne kuzusuyum

Ata Demirer nereden nerelere geldi? Bu yolculukta yanında kimler vardı? Ve en önemlisi hayatında neler değişti, neler değişmedi? Ünlü komedyen hem hayatını hem şarkılarını anlattı.

Anne ve baba ayrılığı, maddi zorluklar, anne ve kardeşle büyük şehre geliş ve büyük mücadele... Yeteneğini göstermek için beklemek, beklemek, beklemek... Sıkılmak, isyan etmek... Ama en önemlisi içindeki gücü bilmek, ona inanmak... Ve sonunda kazanmak... Bildik bir öykü değil mi? Her şeyin elde edildiği o ana kadar öyküler genelde benzerlik gösterir... Ata Demirer'in öyküsü de yaptığı işi kitlelere ulaştırma çabasındaki onca insandan pek farklı değil. Ama sonrası öyle değil... Hala kendi dünyasında... Onu öyle ortalarda gördünüz mü hiç? Hayır... Cihangir'de, annesi ve erkek kardeşi ile birlikte yaşıyor. Mahallesindeki (öyle diyor) cafede boy gösteriyor genellikle... Ve eminim, profesyonel sıkıntılar dışında hayatı çok eğlenceli yaşıyor. Keyfi yaptığı işe yansıyor.

* "Ah ah, kimse bizim elimizden tutmadı" dediniz... Ama hep böyle değil midir zaten? Siz kimden ne bekliyordunuz? Kendinizi göstermek için yaşadığınız süreç çok mu zordu? Korsan TV, benim için dönüm noktasıydı. Sonuçta birileri bana inandı ve bu işi yaptırdı. Olmasaydı yine barlarda komedi yapmaya devam ederdim. Zordu tabii o süreç. Ama tabiatımda pes etmek yok. İşime aşkla bağlıyım. Komedinin hastasıyım. Pes etmezdim ama tuhaf bir biçimde ilgisizlik yaşadım. Bir kabul etmeme durumu oldu yani. Ama ben ısrar edip başarımı sürdürünce o amatör programla o yılın bütün ödüllerini aldım. En büyük ödülü seyirci verdi. 50 kişiye oynarken bir anda 500 kişi gelmeye başladı. Bana en çok destek olan kişi bakın şurada oturuyor. (Erkek kardeşini gösteriyor.) Kardeşiz biz. O çok yetenekli bir çocuk. 'Abi sen çok iyisin, bozma moralini, çok iyi olacak, her şey süper olacak' diyerek motive etti. Yani inşaatın yarısını resmen o yaptı. Psikolojik ve manevi destek ile beni iteledi.

* Ne değişti hayatınızda? Hayatım gördüğünüz gibi. Cihangir'de oturuyorum. Evimin yakınındaki bu cafeye gelip kahvemi içiyorum, yemeğimi yiyorum. Yazın da kayıktayım. Bu kadar. Magazinel bölgelerde boy göstermediğim için, o tip eğlence anlayışım olmadığı için özellikle uzak duruyor gibi algılanabilirim. Ama benim yaşam biçimimde magazin yok. Ne değişti? Kapital bir rahatlık var sadece. Bir de sokağa çıkma özgürlüğüm değişti. Yalnız başıma bir yerlere gittiğim zaman biraz sıkıntı oluyor. Yolumu kesip konuşmak isteyenler oluyor.

* Yıllarca bunun için çaba sarf ediyorsunuz, sonra da durumdan sıkılıyorsunuz. Bu bir çelişki değil mi? Diyelim ki çok üzgünüm ya da çok sinirliyim. O an biri yanıma gülerek geliyor ve 'Sizi çok seviyoruz' diyor. O ruh halimle ben de o insana karşı oynamak durumunda kalıyorum. O an tabii benden gidiyor. Çelişki tabii.

* Zorluklar yaşamışsınız. Anne baba ayrılmış. Nasıldı o günler? Biz annemle kaldık. Üniversite okurken geceleri müzisyenlik yapıyordum. Oradan kazandığım üç-beş kuruşu getiriyordum. Dayım yardım ediyordu. Öyle idare ettik. Bir süre sonra sorumluluğu tamamiyle ben devraldım. İlk televizyon şovumu yaptığım dönemlerde bir ev aldım. O evde annem ve kardeşim oturuyor.

* Anneniz ile yan yana apartmanlarda oturuyormuşsunuz. Aile reisliği halen devam ediyor... Ve müthiş bir bağ var aranızda... Ben yengeç çocuğuyum, annemsiz yapamam. Annem bizi hazırlar. Sahneye hazırlar, her şeye hazırlar, hayata hazırlar. Birlikte yaşamanın huzuru vazgeçilmez bir şey. Öbür evi ben özel hayatım için tercih ettim. Ama annemin evi büyük olsa onunla oturmaya devam ederdim.

* Siz bir anne kuzusu musunuz? Hayat çok kısa ve bir gün çekip gidecekler hayatımızdan. Dolayısıyla tadını çıkarmak lazım. Hem annem bana rahatsızlık veren bir insan değil ki. Her şeyi paylaşırız onunla. Komik bir kadındır, iyi bir eleştirmendir. Güzel sofra kurar, beraber rakı içeriz. Evde çok hayvan var, onlarla takılırız. Çiftlik hayatı gibi. Seviyoruz böyle yaşamayı. 11 yıl önce, İstanbul'a üçümüz birlikte geldik, belki de kale gibi bir yapı oluştu ve onu bozmak istemiyoruz. O bozulursa belki bizde bozuluruz. İçgüdüsel bir refleksle birbirimizden kopmamaya çalışıyoruz. Çok şey paylaşırız. Birlikte müzik dinleriz. Balıkla ilgili konular var. İyi balık yaparım. Annem çok sever. Biraderle çok güzel anlaşırız. İyiyiz yani.

ANNEM BİZİ OBEZ YAPTI


* 6.5 kilo doğmuşsunuz. Adam olacak çocuk doğumundan belliymiş... Annem bizi obez yaptı resmen...

* Şişmanların da bir seksapelitesi olduğuna inanıyor musunuz? İnanmıyorum. Belki beynin bir seksapelitesi vardır. Yani karşısındakinin beynini hissedince kadın etkilenebilir. Ama beyin de tek başına bir işe yaramadığı için... Olmuyor yani. Sonra da magazin haberi çıkmaz tabii. Nasıl çıksın? Ne yapalım, oturuyoruz evde, bütün gün komiklik üretiyoruz.

* Kilolar çok sorun oldu mu hayatınızda? Olmaz olur mu, çok oldu. İstediğimi giyememek gibi bir sorun oluyordu.

* Sosyal ilişkilerinizi etkiledi mi? Ya da karşı cinsle ilişkilerinizi? Öyle her istediğime 'hey sen buraya gel' türü bir arzum hiç olmadı. İlgi duyduğum insanlarla genelde profesyonelce ilgileniyorum. Yani 'ben sana ilgi duyuyorum' derim, bir flört durumu yaratmaya çalışırım. Gerçekten ilgi duyuyorsam ulaşırım. Ama öyle bir gecelik ilişkiler durumları pek yok. Birkaç kere denedim. Ertesi gün çok pişman oluyorsun. Kötü bir şey yani. Utanç verici bir durum oluyor ertesi gün. (Gülüşmeler)

* Şişman olduğunuz için yapamadığınız başka ne var? Özgürlüklerinizi kısıtlayan? Bazı pozisyonlarda çok zorluk yaşıyorum. Mesela bir keresinde teknede motorun olduğu bölüme girdim, nasıl çıkacağımı düşünmeden. İçeride kaldım. Bizim bir miço abimiz var, oradan çıkmam için tariflerde bulundu. Kendimi kamyon gibi hissettim. 'Sol yap, gel, gel' diyor. Gel dediği de benim kocaman popom yani.

* Peki sahnede? Kilolar sorun olmuyor mu? Bu kiloya rağmen o kadar hızlı hareket ediyorum ki ben. Ve o kadar hızlı hareket ettiğim için o kadar komik oluyor ki... İki tip şişman vardır. Ruhu şişmanlar ve eti şişmanlar. Ruhu şişman olan hantaldır. Benim ruhum şişman olmadığı için fiziğimi önemsemiyorum ve çok hızlı hareket ediyorum.
DİĞER RÖPORTAJ HABERLERİ
 "Niye Kürtlere yardım ediyorsun?"
 Kazanmak için önce kaybetmek şart
 Artık aklım başımda
 Kongre Bush'u azledebilir
 Yabancılar bize zenginlik katar
 Kızlarımı mutlu etmeyi bilirim
 Barış köprüsü kuran türküler
 Jülide'yi çok beğeniyorum
 Asıl misyonerliği Alevilere karşı Diyanet yapıyor
 Kanser eskiden en büyük fobimdi
 Ne Seda'yı üzmek isterim ne de ailemi
 Nikahı terk etmeye cesaretim yoktu
 Aşkı da ihaneti de acıyı da tattım
 Beyin okuyan Türk Amerika'da çığır açtı
 Artık iyice kudurdum
 Diyanet İşleri Başkanlığı laikliğe hiç yakışmıyor
 Evlilik hediyesini öldükten sonra aldım
 Bütün entelektüellerin içi çürümüş
 Yağmur çamur hikaye Phaeaton gerçekten şahane
    Aktüel Pazar Yazarlar
    Güncel
    Hobi
  » Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
KAZIM KANAT
Şu tütün meselesini bir de benden...
Dağın Laik Şeyhi
Dağın Laik Şeyhi
Velid Canbolat, Lübnan Dağları'nda kuş uçurtmayan, inançlarını...
İçkiyle kumar olmaz
İçkiyle kumar olmaz
Ülke çapında son yıllarda yaşadığımız en büyük gıda felaketi patlak...
Türk yatı 'Numarine' bir numaraya oynuyor
Kısa süre önce dünyanın en kaliteli yatlarını üretmek için yola çıkan Ömer...
Keyif sofrasından ecel masasına
İşin erbabı, halis rakıyı daha kadehe dökülürken anlar. Ambalajı dört dörtlük...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.