kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Asli Aydintasbas @ SABAH
 

Başbakan medyadan dertli

Johannesburg'da çay içiyoruz. Bu şehir, hem Güney Afrika'da yüzyıllar boyu kurumsallaşan vahşi ayrımcılığı yenen insan ırkının güzelliğinin, hem de kurumları değiştirmesine rağmen sefil hayatlar sürmeye devam eden, siyahları bir türlü beyazlarla eşit yapamayan bu düzenin sembolü.
Akşamüstü serinliğinde devasa boyutlardaki Nelson Mandela heykelinin dibinde bir kafede oturup bunları konuşurken, meydanın bir köşesinde resmi giyimli korumalardan oluşan kalabalık bir heyet beliriveriyor. Sokaktaki rahat insanlardan tamamen farklı görünen bu kitle, bir bulut gibi yavaş yavaş meydanı yarıyor.
Başbakan Tayyip Erdoğan, şehri kendi gözüyle görebilmek amacıyla danışmanları ve beraberindeki bakanlarla gezerken, Mandela Meydanı'na gelmiş. Masamızdan gelen ısrarı kırmayıp, bir çayımızı içiyor.
Mandela Meydanı'nda sohbet
Başbakan'ın keyfi yerinde. Özgürlük Parkı'nda kendisi gibi, bugün oldukları yere gelebilmek için hapis yatmış insanlarla biraraya gelerek duygusal dozu yüksek bir törene katıldı. Şiir okuduğu için hapse giren Güney Afrikalı bir aydından övgüler aldı. Belli ki Güney Afrika'nın ırkçılık rejimi apartheid'a karşı verdiği mücadeleden oldukça etkilenmiş. Tayyip Erdoğan'da, Bill Clinton'ı anımsatan bir "empati" kapasitesi var. "Özgürlüğün bedeli"nden, yeni rejimin artı ve eksilerinden büyük bir tutkuyla söz ediyor. "Balığı bile alıp karaya koyarsan kara onun hapishanesi olur. Çünkü onun özgürlük kavramı denizdir" diyor. Görüyoruz ki gezinin üçüncü gününde, Başbakan kara kıta Afrika'yı hepimizden fazla hissediyor.
"Hep kusur arıyorlar"
Ama gazetecinn aklı fikri dünyevi meselelerde. Afrika gezisinin kamuoyunda eleştirildiğini hatırlatıyoruz. Başbakan medyaya yönelik sitemle başlıyor söze:
"Anlamıyorum. Her yapılanda bir kusur arıyorlar. Ankara'da olsam da beğenmiyorlar, dışarıda olsam da. Ben şimdi Ankara'da oturuyor olsam ne farkedecek? Devlet mi işlemiyor, Başbakan Ankara dışındayken? Bugünün koşullarında bir fark var mı, burada ya da orada olmam arasında?"
Güney Afrika ve civar ülkelerle ticaretimizden detaylı rakamlar verip medya konusuna dönüyor: "Tüm bunlar gezmeden olmuyor. Avrupa Parlamentosundaki o 'yes' kartları durup dururken kalkmadı. Kızıl Danny bile 'evet' oyu verdi bize. Bizim dolaşıp sıktığımız eller 'evet' oyu olarak geri döndü. Medya bunları düşünmüyor. Şimdi Afrika gezisini eleştiriyorlar, ama ondan sonra bunun Kıbrıs ve Birleşmiş Milletler'de bize ne büyük avantaj sağladığını düşünmüyorlar."
Türk medyası namına biraz alındığımızı söylüyoruz. Medyanın kolay hedef olduğunu, herkesin biz gazetecileri taşlamakta birleştiğini hatırlatıyoruz. Ama Başbakan son derece dolu. "Medya hedef diyorsunuz ya biz? Siyasiler olmasa yazacak konu olmayacak" diyor.
"Peki, Ankara'da oturayım!"
Özellikle ailesiyle ilgili haberlerden, eşi ve çocuklarının yaşantılarının sürekli konu olmasından rahatsız. Son bir kaç haberin içyüzünü anlatıyor. Medyanın bir başbakanın yaşantısını bile kontrol ettiği görüşünde. "Peki, Ankara'da otur diyorlar, onu da yapalım. Şirketten çekil dediler, onu da yaptık. Ama yine de buluyorlar eleştirecek bir şey. Ben eleştirmeyin demiyorum. Ama yanlış yazılması çok kötü"
Bir fincan Earl Grey çay içtikten sonra, artık içmeyeceğini belli edecek şekilde çay kaşığını fincanın ağzına kapatıyor.
Gazeteleri artık 'takmıyor'
"Ama artık okumuyorum"
diyor Başbakan. Karşısında medyadan sorumlu Devlet Bakanı Beşir Atalay, biraz ötede Ulaştırma ve Enerji Bakanları var. Belli ki Başbakan kendini korumaya almış: medyanın üzerinde yıkıcı etki yaratmaması için gazeteleri eskisi gibi okumuyor, adeta artık "takmıyor."
ABD'yle ilişkiler konusu açılıyor. Erdoğan ABD başkentinde kendisi aleyhinde bir tavır olduğunu düşünmüyor. Ama yeni muhafazakar çevrelerde kendisini sevmeyenlerin de olabileceğini, bunun "son derece doğal" olduğunu söylüyor. Yine de Paul Wolfowitz ve Richard Perle gibi bu hareketin önemli isimleriyle iyi tanıştığını, uzun saatler görüşmüş olduğunu hatırlatıyor. Kısacası Tayyip Erdoğan, Washington'da ciddi bir anti-AK cephe olmadığı, olanların ise Beyaz Saray ya da ABD hükümetinin resmi ağzı olmadığı inancında.
Konu yine medyaya geliyor. "Amerikan karşıtlığı konusunda da şimdi bizi ABD'yle ilişkiler konusunda eleştirenler zamanında sürmanşetlerle toplunun gerilmesine katkıda bulundular. O zaman buna alkış tuttular" diyor.
Özellikle de Felluce operasyonu sırasında gazete sürmanşetlerinin anti-Amerikanizm'i tehlikeli ölçüde hızlandırdığını, bundan o zaman da kaygılandığını anlatıyor. (Ancak hatırlamak gerekir ki, Başbakan Erdoğan da o dönemde verdiği bazı demeçler ve Felluce'de ölen direnişçileri "şehit" diye tanımlamasıyla Amerikan karşıtlığını katkıda bulunmakla eleştirilmişti.)
Tüm bunlar olurken, dış politika danışmanlarından Egemen Bağış'ın cep telefonuna son açıklanan enflasyon rakamları geliyor. Bir anda Başbakan'ın dikkati, medya eleştirisinden TÜFE, dolar, Euro, borsadaki son durum ve döviz paritesine yöneliyor. "Nazım Abi parite ne durumda" diyerek Nazım Ekrem'e detaylı rakamlar sormaya başlıyor.
Biz de böylece medya konusunun kapandığını görüp bir "oh" çekiyoruz.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Etiyopya mı?   / 03-03-2005
 Washington bilmecesinde son nokta   / 28-02-2005
 Gündem tıkandı mı?   / 23-02-2005
 Yolsuzlukla yaşamak   / 21-02-2005
 'Türkiye'yi kim kaybetti?'   / 17-02-2005
 TRT'de soruşturma başladı   / 14-02-2005
 Konsantrasyon   / 09-02-2005
 Rice'dan Erdoğan'a: İş size düşüyor   / 05-02-2005
 Olacak şey değil   / 04-02-2005
 Başbuğ ve Erdoğan farkı   / 02-02-2005
ASLI AYDINTAŞBAŞ
Başbakan medyadan dertli
Johannesburg'da çay içiyoruz.
YAVUZ DONAT
Akıl hocası
Ankara'da bir "söylenti" dolaşıyor...
Fransa'yı sarsan dava
Fransa'nın Angers kentinde, kendi çocuklarına ve başka çocuklara...
Karşılıksız aşk dehşeti
Eski kız arkadaşı ile askerlik dönüşü yeniden birlikte olmak isteyen...
Sahte rakı baba katili yaptı
Sahte rakı baba katili yaptı
Piyasaya sürdüğü sahte rakıdan içen babası ölen genç, babasının ölüm...
Sığındığı alkol sonu oldu
Sığındığı alkol sonu oldu
Esenyurt As Müzikhol'de içtiği rakıdan zehirlenerek ölen iki çocuk...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu