|
|
|
|
İKV: 'AB konusunda belirsizlik var'
İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Davut Kütçü, 17 Aralık'tan bu yana AB ile müzakerelere ilişkin idari yapılanmanın oluşturulamamasının ciddi bir belirsizlik yarattığını, bunun da hükümetin atacağı adımları bekleyen özel sektörün endişelenmesine yol açtığını söyledi.
Ökütçü, ''AB ile Katılım Müzakereleri Süreci'' konulu seminerde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin bu yılki önceliklerinden birinin müzakereleri yürütecek idari yapılanmanın oluşturulması olduğuna dikkat çekti.
2005 yılında yapılması gerekenlerin önemi ve aciliyetinin açıkça ortada olduğunu ve 17 Aralık Zirvesi'nden bu yana 2.5 ay geçtiği halde henüz katılım müzakerelerine ilişkin idari yapılanmanın oluşturulamadığını ifade eden Ökütçü, şöyle dedi:
''Bu konuda yürütülen tartışmalar, müzakere heyeti başkanı ve baş müzakerecinin kimler olacağı konularına odaklanmaktadır. Halbuki içinde bulunduğumuz aşamada önceliğimiz, müzakere sürecini yürütecek teknik donanıma sahip kadrolardan meydana gelen idari yapılanmayı oluşturmaktır. Bu yapının oluşturulamaması ciddi bir belirsizlik yaratmakta, hükümetin atacağı adımları bekleyen özel sektörün de endişelenmesine yol açmaktadır.''
Ökütçü, geçtiğimiz Mayıs'ta AB'ye katılan ülkelerde, halkın beklentilerinin gerçeklerle örtüşmeyecek ölçüde yüksek olması ve bunların karşılanamaması nedeniyle üyeliğe desteğin önemli ölçüde azaldığına işaret ederek, ''AB kısa sürede adeta tüm sorunları çözecek sihirli değnek olarak algılanmıştır'' dedi.
''ELİMİZDEN GELENİ YAPACAĞIMIZA GÜVENİN''
AB Konseyi Genişleme Genel Müdürlüğü'nde katılım müzakerelerinin genel çerçevesinin ve AB müzakere pozisyonlarının son şeklinin verilmesinden sorumlu bölümün Başkanı Christos Katharios da müzakere sürecinin politik bir süreç olmadığını, ayakları yere basan bir süreç olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
''Müzakere süreci ayakları yere basmazsa, gerçeklere yakın değilse zarar verir. Bilhassa içişleri ve adalet konularında... Bunun örneğini daha önce Romanya'da yaşadık. Süreç sadece düzgün raporlarla değil, inandırıcı ve gerçek olmalıdır. Süreç Brüksel'de görülür, ama asıl burada yaşanır. Halkın değişik alışkanlıklar edinmedeki zorluğu ve daha kuvvetli rekabet, bazı acılı kararlar verilmesini zorunlu kılar. Bu tip kararları şimdi vermek, belki ilerde vermekten daha iyidir. Siz, süreci en iyi şekilde sonlandırmak için bizim elimizden gelenin en iyisini yapacağımıza güvenin. Ama en önemli şey ülkenin gelişmesidir. Bu, süreci daha da kolaylaştırır. İç piyasa doğru dürüst çalışmıyorsa, bu çok büyük dert oluyor. Çünkü sürecin yararlarını göremiyoruz.''
(AA)
|
|
|
|
|
|
|
|
|