|
|
|
|
|
|
'Guguk Kuşu' için deli müziği yaptı
Ankara Devlet Opera ve Balesi tarafından sahnelenen 'Guguk Kuşu' adlı bale gösterisi, 32 parçadan oluşan 100 dakikalık müziğiyle dikkat çekiyor. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi İlteriş Sun, "Konunun temeli deliler olduğu için, bir anlamda 'deli müziği' yaptım" diyor.
Amerika'da 60'lı yılların en iyi romanı unvanını alan ve beş dalda Oscar ödülü kazanarak beyaz perdenin klasikleri arasına giren "Guguk Kuşu", Ankara Devlet Opera ve Balesi sanatçıları tarafından sahneleniyor. Dünya prömiyeri geçen yıl gerçekleşen ve koreografisi İhsan Bengier tarafından hazırlanan balenin 32 parçadan oluşan, 100 dakikalık müziği ise Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi İlteriş Sun'a ait. Akıl hastanesinde yatan delilerin başından geçenleri anlatan ve sosyal sisteme olan tepkilerin vurgulandığı balede, müzikler de delilerin iç dünyasını yansıtıyor. Delileri anlatan bir oyun için deli müziği yaptığını söyleyen İlteriş Sun, Psikoloji ile ilgili olan eserlere özel bir ilgim var. Bu nedenle filmi izlediğimde çok ilgimi çekmişti. 'Guguk Kuşu' bizi bir çark içine sokan sisteme bir tepki. Sanatçı olduğumuz için de sıradışı davranmayı seviyoruz. Bu nedenle bu eser için zevkle çalıştım" diyor.
30 YAŞ ÜSTÜ DANSÇILAR 'Guguk Kuşu' günümüz Türkiye'sinde opera ve balenin en önemli sorunlarından birine de parmak basıyor. Genelde genç dansçılarla sahnelenen gösterilerin aksine 'Guguk Kuşu'nda, belirli bir yaştan sonra sakatlık, kilo ya da yaşlılık nedeniyle baleyi bırakmak zorunda kalan 30 yaş üstü dansçılar rol alıyor. Üstelik dansçılar arasında 65 yaşında olan da var, kısmi felçli olan da. Sun, bu projenin en önemli amacının, 30 yaş üstü dansçılara tekrar şans vermek olduğunu anlatıyor: "Balerinler aynı futbolcular gibidir. Belirli bir yaştan sonra çeşitli sebeplerden dolayı baleyi bırakmak zorunda kalır ya da daha enerjik olan gençler onların yerlerine geçer. 'Guguk Kuşu'nda rol almak, bu sanatçıları çok duygulandırdı. Geçen sene gerçekleştirilen prömiyerde sanatçılar sahnede ağladı. Seyircilerin tepkisi onları çok fazla etkiledi. Bu durum beni de çok duygulandırdı. Aslında yurt dışında, devlet veya özel sektör tarafından desteklenen balelerde 'B kadro' denilen bir kadro vardır. Yaşları ilerlemiş insanlar daha basit hareketlerle sanat yaparlar, ama Türkiye'de böyle bir sistem yok."
'İZLEYENE İLGİNÇ GELİYOR' Oyunda coşkulu şekilde devam eden bir melodinin bir anda sakinleştiğini ya da bir anda temposuun yükseldiğini anlatan Sun, eserin temelini deliler olduğu için, bir anlamda 'deli müziği' yaptığını söylüyor. Sun, melodilerin tıpkı delilerin hal ve hareketlerine benzediğini belirterek şöyle konuşuyor: "Bir melodi çok güzel giderken bir anda komik bir melodiye dönüşebiliyor. Hani deliler bazen çok durgun bir ortamda bir anda komik hareketler yaparlar ya. Ben de onları düşünerek yazdım notaları. Seyircilere de bu değişimler ilginç geliyor. Örneğin vals müziği bir anda deforme oluyor ama çok da bozulmuyor. Koreografiyi bilmiyordum ancak üç ablam da balerin olduğu için dansları da hayal etmem çok zor olmadı. Tüm müzikler de danslarla tam anlamıyla uyum sağladı."
SEDA ÇAKIR
|
|
|
|
|
|
|
|
|