kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Altan @ SABAH
 

Kürt, türban ve Amerikan alerjisi

Son haftanın yüklü gündemindeki gelişmelere topluca bakıp değerlendirince, tümünü özetleyebilecek tek bir sözcük ortaya çıkıyor: "Alerji."
Örneğin, Türkiye'yi dünyadan kopartmak isteyen "Kızıl Elma Koalisyonu"nun şimdi bel bağladığı "Kerkük" meselesine soğukkanlılıkla bir bakın.
Türkiye, Irak'a, Iraklılar'a, bu ülkede demokrasiye yönelik atılan kör topal adımlara sahip çıkıp, dostça destek vereceğine "akraba Türkmenler" i kollayıp, "Kürtler" le uğraşmakta..
"Bölgesel Güç" olma imkanlarına sahip koskoca bir ülke vizyonunu bu kadar daraltır mı? Ankara Kerkük'ün Kürtler'in eline geçmesini ve orada bağımsız bir devlet kurulmasını istemiyor. Peki "eğer Kerkük 'akraba Türkmenler'in elinde olsa sorun çıkacak mı?" Tabii ki, hayır.
O halde, Ankara'nın Irak politikasını belirleyen ne? Belirleyen "Kürt alerjisi" . Halbuki nüfusumuzun büyük bir kısmı Kürt vatandaşlarımızdan oluşmakta.. Böyle sakat bir yaklaşım olabilir mi?
Türkiye her türlü alerjisinden kurtulmadıkça sağlığına kavuşamayacak. Bunların başında da Kürt alerjisi geliyor. Cumhuriyet'in kurulduğu dönemdeki korkularını ulus-devletlerin aşılmaya başlandığı yeni çağa taşıyarak, Türkiye dünyada da, bulunduğu coğrafyada da bir adım bile ileri gidemez.


Geçen haftanın gündeminin "alerji" çevresinde gelişen bir diğer suni maddesi "türban" idi. "Laiklik" idi. Laiklik konusu, Yargıtay Genel Kurulu'nun aldığı karar etrafında yoğunlaştı.
"Türban" sorunu, ciddiyetsiz bir dağınıklık sergileyen Başbakan Erdoğan'ın Türkiye yanlısı saygın bir gazeteciye verdiği ama yalanladığı röportaj çevresinde olaya tatsız bir sos kattı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Hadyside Kararı ile "fikir özgürlüğünü" tanımladı. Fikir özgürlüğüne toplumu "şoke eden" düşünceleri de dahil etti. Yargıtay da, bunu artık "Taş Davası" diye anılabilecek bir kararında içselleştirdi. Olduğu gibi benimsedi.
Bundan böyle, yargı düşünce ile ilgili her konuya bu "evrensel özgürlük" tanımı açısından bakacak.
Yargıdaki bu muhteşem açılıma rağmen alerjimiz yüzünden türban sorununun üstesinden gelemiyoruz.
Kızlarını okullulaştırma konusunda İran'dan bile geri olan Türkiye, üniversiteye girmeye hak kazanmış genç kızlarını ezmeye, aşağılamaya, toplum dışına itmeye çalışıyor.
Sonunda bu abuksabuk tartışmayı kabuğundan soyunca geriye tek bir gerçek kalıyor, genç kızlara yapılan baskı "Türban takmayan" erkek öğrenci, potansiyel rejim düşmanı gibi görülen ve bu nedenle suçlanan kız öğrenci gibi düşünüyorsa, türban takmadığı için okula giriyor, kız öğrenci giremiyor.
Bir yandan Yargıtay, AİHM'nin özgürlük tanımını yargının temeline oturtuyor, öte yandan insanların giyim kuşamlarını bahane ederek düşüncelerinden dolayı mahkum ediyoruz. Neden? Ankara'nın alerjik yapısından.


AK Parti hükümeti de, bu alerjilere karşı demokratik panzehir geliştireceğine, Amerikan alerjisine dayalı bir dış politika ile kendi ayağına ateş ediyor.
Amerika'nın tutumunu "demokratik bir eleştiri bombardımanına" tutmak yerine parti tabanına hoş gelecek hamasi bir düşmanlık üslubunu yeğliyor.
Bölgesel güç olabilecek soğukkanlı, alerjileri aşmış bir tutum takınmadığımız için, bölge ülkelerinin muhatabı olmaktan uzaklaşıp duruyoruz. Kuzey Irak yönetimi ile polemik düzeyine geri çekiliyoruz.
Transatlantik ilişkilerinin tazelendiği, Ortadoğu'dan Mısır'ın inisiyatif aldığı, Filistin-İsrail ilişkilerinde barış ihtimalinin yoğunlaştığı bir dönemde Türkiye içerideki Kürt alerjisini, laiklik bahaneli demokrasi alerjisini, türban alerjisini kendini etkisizleştirecek bir noktaya taşıyor.
Bölgesel güç olma iddianız var ise bu eski alerjilerden vazgeçmek gerekmekte. Üstelik biliyorsunuz artık bu meredin iğnesi de var.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Nedir bu sessizlik?   / 07-02-2005
 Kürtler, Aleviler ve yoksulluk...   / 05-02-2005
 Siyasetin ya da siyasetsizliğin sefaleti..   / 31-01-2005
 Keşke gitmeseydim...   / 30-01-2005
 Maaşlar ve 28 Şubat anıları...   / 29-01-2005
 Kent Müslümanlığı öldü mü?   / 24-01-2005
 Yerel ve evrensel vicdan...   / 22-01-2005
 Zihinsel koma..   / 17-01-2005
 'İkinci Cumhuriyet Bayramı'   / 15-01-2005
 'AB'yi en çok köylü istiyor'   / 10-01-2005
ERDAL ŞAFAK
Utandıran cimrilik
Bir yıldır pek...
ALİ KIRCA
Ne mutlu "mutluyum" diyene!
Türk medyası önceki gün...
MEHMET ALTAN
Kürt, türban ve Amerikan alerjisi
Son haftanın yüklü...
52 kez uyarılmış
ABD'de sivil uçuşların güvenliğinden sorumlu Federal Havacılık...
Papaza 50 milyon Euro rüşvet
Yunanistan'da bir subay ve bir yargıç kadın ticareti; bir papaz 50...
Beşiktaş 4. büyük
Beşiktaş 4. büyük
Başkan Yıldırım Demirören'le ilişkilerimiz çok iyiydi. Beni futbolu...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu