kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Umur Talu @ SABAH
Tel:
0537 660 71 21
Fax:
0212 280 05 51
 

Değiştin de, ne oldu!

Doğanın, toplumların değişiminin farkında olan kişi, bireylerin, düşüncelerin değişme ihtimalini de inkar etmez. Bu yüzden, "dönek" gibi bir suçlamadan hazzetmem.
Nasıl yeni keşiflerle, icatlarla insanların "dünyası" değişiyorsa, yeni soruların, yeni düşüncelerin keşfiyle de "dünyaya, hayata bakışı" değişebilir.


Ancak, bütün bu değişim furyasında, kimi durum beni rahatsız eder.
"Rahatsızlık" samimiyse, önce kendine dairdir. Yani, bir kantar mevcutsa, ona kendini de vurmaya dair.
Ardından da, elbet başkalarını.
Birincisi; değişim sürecinde, "değiştim" beyanında, edinilmiş bir pozisyonun, beklenen yahut vazgeçilemeyen çıkarların egemen olması.
İkincisi; "değişilerek" varılmış yeni düşünce, inanç, hayat biçimlerinin de, daha öncekiler gibi, "tek doğru, tek normal, tek gerçek" kabul edilmesi.


Bu "değişim" biçimleri, bagajlarında, önceki konumundan, dolayısıyla halihazırda o konumda olanlardan nefret de taşır.
Uç örnekleri, birçok ülkede, ırkçılığa da varan milliyetçilikleri, aslında kökeninde o milliyetten, hatta o ırktan bile olmayanların epey abartabilmesidir.
Ne bileyim, mesela çocukluğunda çok yoksul ortamlarda büyümüş de sonradan yırtmış birisinin, dünyanın yoksullukları bir yana, bizatihi yoksullardan nefret etmesidir.
İnançlı bir ortamın içine doğmuşken sonradan inançsızlığı seçen birinin, arkasında bıraktıklarından nefreti...
Ya da tam tersine, sonradan inançlı olmuş birinin, kendi eski halinde bulunanlardan nefreti.


İnsanların, başkalarının değişimlerine yahut değişmezliklerine...
Başkalarının yaşamlarına, düşüncelerine, haklarına, özgürlüklerine, kimliklerine saygı ilkesi, samimi özünü, öncelikle en mağdur olanlara dair bir hissiyatta bulur.
O hissiyat yoksa, samimiyetsizdir. Seçmecidir.
Dışlamacıdır.
Güçlü, hakim fikirler ile yaşam biçimlerine yahut onların güçlü temsilcilerine "saygı"...
Bunların mutlak, tek doğru, tek gerçek kabul edilmesi ve ettirilmeye çalışılması... genellikle, mağdurların unutulması, adaletsizliklerin umursanmaması ile atbaşı gider.
O yüzden, "değişerek", evren düzeninin, dünya düzeninin, ülke düzeninin, iş düzeninin ekonomik, ideolojik, manevi, idari güçlüleri yanında saf tutanların birçoğu, "hafızasızlık ve duygusuzluk" şerbetinden kana kana içer.
Hem kendini rahatlatmak için...
Hem de, yeni pozisyonlarının mutlak doğruluğunu haykırabilmek için.


En acısı; herhangi bir hiyerarşide yükseldikçe, altta kalanlara dair vicdanını, bilgisini söküp atanlarınki...
Bir de, geçmişteki düşüncelerini "yanılgı" kabul ettiği halde, bir gün yine geçmiş olabilecek bugünkü düşüncelerini "mutlak doğru" kabul etmek ve ettirmekte inat ve ısrarla dolup taşanlarınkidir.
Onlarınki, "değişim"den çok, "hafızasız dönüşüm"dür.
Kendi tarihlerini, kendi kimyalarını, kendi "insani değişim" ihtimallerini dahi taşıyamazlar.
"Başka bir fikir", hatta "yeni bir karakter"den ziyade, "karaktersizlik"i temsil ederler.
"Başka bir insan, yeni bir kimlik"ten ziyade, tarihsiz, kimliksiz... değişimin esnekliğinde değil, dönüşmüşlüğün yeni katı kalıbında "başka bir şey"dir onlar.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Etik düşürme   / 09-01-2005
 Haberin arkası   / 07-01-2005
 Yazılmayan yazı   / 06-01-2005
 Zeytin dalı   / 05-01-2005
 Sayıyla mı verdiler!   / 04-01-2005
 Likit felaket   / 03-01-2005
 İnatçı zaviye   / 02-01-2005
 İyi yıllar, desem mi!   / 31-12-2004
 Bir bakıma katliam   / 30-12-2004
 İnce çizgi   / 29-12-2004
ERDAL ŞAFAK
Herkes model arıyor
Dünyada demesek bile...
UMUR TALU
Değiştin de, ne oldu!
Doğanın, toplumların değişiminin...
ERGUN BABAHAN
Edelman'a yanıt
Davacının akılsızı derdini mübaşire...
MEHMET ALTAN
'AB'yi en çok köylü istiyor'
Dünkü Yeni Şafak...
ÖMER LÜTFİ METE
'Avrupa İslamlaşacak mı'
Biz, yoğunlaşan misyoner...
İsrail onunla masaya oturmaya hazırlanıyor
1.8 milyon Filistinli, Arafat'ın halefini seçmek için dün sandık...
Filistin, iki uluslu tek devlet fikrine alışıyor
Bu görüş, Filistin Siyaset ve Kamuoyu Araştırma Merkezi yöneticisi...
Vey-Cell kapsadı
Vey-Cell kapsadı
Beşiktaş, Efes Cup'ta Hollanda'nın vasat ekibi Vitesse önünde 2 kez...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu