kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ali Poyrazoglu @ SABAH
 

Elveda dünya merhaba kainat

Geçen hafta Türk Tiyatrosu'nun büyük oyuncularından İsmet Ay'ı yitirdik. Tanıyan meslektaşları, seyircileri çok üzüldüler. Arkadaşları, dostları da tabii... Tiyatrocu arkadaşlar geçen hafta İsmet için yazdığım "Bilesin ki Seni İçime Gömdüm" adlı yazımı okumuşlar; telefona sarılan sarılana. "Şunu da yaz, bunu da yaz..." Hepimizin İsmet Ay'la paylaştığı öyle çok şey var ki, bizlere yaşattığı güzellikleri başkalarıyla da paylaşalım istiyoruz doğal olarak. Girdiği yeri -ister tiyatro kulisi olsun, ister ahbap toplantısı- neşeye boğar, herkesin içini açardı. Çok az parayla çok zengin, her anı dolu bir yaşam sürdürdü... Müthiş bir meslek disiplini vardı; gerçek bir profesyoneldi. Oyunculuğuyla sahneden, sinema perdesinden, televizyon ekranından hep içimizi ısıttı, bizi zenginleştirdi. Yaşamı hem yüzünden hem tersinden okumasını bilenlerdendi. Bilgisi, neşesi, vurdumduymazmış gibi bir duruşun arkasına sakladığı müthiş duyarlılığıyla meydan okudu hep sıradanlıklara ve sıradan insanlara... Oklarını en çok sıradan insanlara yöneltirdi. Sıradanların, yaşamın özsuyunu emdiğini, onu kuruttuğunu bilirdi. Galiba bir İsmet'i anma günü yapıp bize bıraktığı gülen düşüncelerini, müthiş dokundurmalarını, birlikte yaşadıklarımızı paylaşsak iyi olacak.

***


Atina'dayız. Kentin en gösterişli tiyatrosunda 6 hafta süreyle "Hoşçakal İstanbul" adlı oyunumuzu oynayacağız. Bütün gazetelerde manşetteyiz. Biletler bitmiş. Athineon Tiyatrosu çok fiyakalı. Hepimize ayrı soyunma odası. Kapılara yıldızlar yapıştırılmış, üzerlerinde oyuncuların adları. Birinci gün gündüz prova, akşama oyun var. Herkes kuliste birbirine "Benim odam seninkinden daha güzel" fiyakası yapıyor. Üç dört saat dinlenip oyuna geleceğiz, dağılıyoruz. Akşam tiyatroya geliyorum, Nilgün Belgün'ün odasına gidiyorum. Boş, kimse yok. Zerrin Sümer'in odasına gidiyorum. Orası da boş. Öbür odalara bakıyorum, oyuncuların hiçbiri yok... İsmet'in odası koridorun dibinde. Hepsi toplanmışlar oraya. Elbiselerini de taşımışlar. İsmet, "Biz aynı odada soyunup giyinmeye karar verdik. Öyle herkes ayrı odada olunca kulisin tadı çıkmıyor" dedi. İstanbul'dan getirdiği su ısıtıcısını da takmış fişe, çay demliyor. "Yahu bari bunu yapmayın, tiyatroda servis var, garson var!" Dinlemediler... Kendi çaylarını demleyip, bir odada oturmakta ısrar ettiler. Ertesi gün tiyatronun sahibi, Yunanistan'ın en büyük oyuncularından Jenny Karezsi'nin bana verdiği duvarları antika tablolarla dolu odasını bırakıp ben de onların yanına taşındım. İsmet, "Hah şöyle, Yunan'a seferberlik ilan etmişiz, Atina'ya kadar gelmişiz; ölüm var kalım var, birbirimizden kopmayalım" buyurdu. Yunanlı meslektaşlarımıza niye bir odaya toplandığımızı bir türlü anlatamadık.

***


Ankara'da turnedeyiz. Devlet Tiyatrosu Şinasi Sahnesi'nde oynuyoruz. Arkadaşları gelecekmiş. Önden iki tane yer istemiş. İkinci sıradan vermiş gişeci. "Ön sıradaki yerler Ali Bey'in" demiş. Sıkı yönetim var, ön sıra davetiyeleri oraya gidiyor. Sinirlendiğini anladım, gidip gönlünü alayım dedim. Tepesi atmış... "İsmetçiğim bak anlatayım" diyecek oldum, "Konuşma topal deyyus" dedi. Alpay İzer hemen, "Deyyusu anladık da, topal ne oluyor?" diye atladı. İsmet durur mu, hemen patlattı espriyi: "Bacağını kırmayı düşünüyorum da..." Küstük. "Ne cenazeme gel, ne cenazene gelirim" dedi. Kızınca baş lafı buydu. Ölüm küslükleri 4-5 saat sürerdi. Sonra barışırdı. İyi geçindiğimiz günlerde "Anılarımı yazıyorum, kitapta 20 sayfasın" derdi. Küsünce "Anılarımda yoksun, yalnızca iki satırsın..." Yazdı mı acaba?..

***


Büyük şairin dizeleriyle bitirirdi hep tek kişilik gösterilerini, "Elvada dünya merhaba kainat..." Dünyaya veda etti, evrene merhaba dedi. Göçmüş oyuncular bahçesinde eski ustalarla oturmuş lafı demlendiriyordur şimdi...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Ev sahibim niye delirdi anlayamadım   / 19-12-2004
 Ortalık tipsiz dolu...   / 05-12-2004
 Hoşgeldin Bülent...   / 21-11-2004
 İnsanoğlu pek bi tuhaf canım...   / 14-11-2004
 Genel istek üzerine...   / 07-11-2004
 Paris'ten sevgilerle   / 31-10-2004
 Aman ruhunuzu üşütmeyin   / 24-10-2004
 Elveda dünya merhaba kainat   / 17-10-2004
 Bilesin ki seni içime gömdüm   / 10-10-2004
 Tatil dolayısıyla ömür boyu kapalıyız   / 03-10-2004
    Aktüel Pazar Yazarlar
    Güncel
  » Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
GÜNTAY ŞİMŞEK
Budapeşte'yi nasıl bilirsiniz?
Geçen hafta rotayı...
STELYO BERBERAKİS
30 YIL SONRA
Çocukluk yıllarımın Ankara'sında Noel...
YASEMİN TAŞKIN
Tombik Sarışının Kariyeri
Şarkıcı Al Bano'nun aralarında...
FİKRET AYDEMİR
17 ARALIK SENDROMU
Son bir ay kendimi teğet geçip hayatı...
Doğru karbonhidratlar zayıflatır
Doğru karbonhidratlar zayıflatır
Kalori hesabını özellikle yağlara göre yapın. Çünkü yağlar, doğrudan...
Yoksul ülkelerde yayılıyor
Yoksul ülkelerde yayılıyor
İki milyara yakın kişinin inandığı Hıristiyanlık Avrupa kıtasında...
Bütün entelektüellerin içi çürümüş
"Kalbin Zamanı" adlı filmdeki performansıyla beğeni toplayan ama...
Yağmur çamur hikaye Phaeaton gerçekten şahane
Dünyanın en prestijli otomobillerinden Volkswagen Phaeton'u,...
İstanbul'da 4 farklı ses yankılanıyor
"Akdeniz Sesleri" adlı projede Moda, Arnavutköy, Gaziosmanpaşa ve Fatih'in 50...
Toplum gönüllüleri 2 yaşında
Sosyal sorumluluk projeleri üreten Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG), kuruluşunun...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.