kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
  » Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Fırıncı
Darbe üstüne darbe!
'Hocaefendi tipik bir Nurcu değildir'
28 Şubat: Postmodern müdahale

'Hocaefendi tipik bir Nurcu değildir'

Mehmet Fırıncı:
Fethullah Hocaefendi 12 Mart 1971 hadisesinden sonra bizden ayrıldı. Daha ziyade kendi müktesebatıyla bir çalışmaya girdi. Memlekete ve bilhassa dine hizmet isteyen zenginler de onun etrafında toplandılar. Ama İzmir de muayyen kaldı. Bu arada İstanbul'da 1950'den başlayıp devam eden bir "İslami hizmet zenginleri grubu" vardı. İmam hatiplerin gelişmesi İslam Enstitüsü'nün kurulması, hep bu grubun çalışmalarının sonucuydu. Fiilen onların içinde değildik ama bir nevi sempatizanıydık. 1980'lere gelirken İslami hizmet zenginlerine manevi rehberlik eden Celalettin Ökten gibi İstanbul müftüleri gibi şahsiyetler hepsi birbiri ardı sıra vefat etti. Dine hizmet etmek isteyenler bir nevi manevi rehberden yoksun hale geldiler. Tam bu esnada 1980'den sonra Fethullah Bey, İzmir'den İstanbul'a geldi. İşte o varlıklı kimseler de birden onun etrafında toplandılar.

HIRİSTİYAN DÜŞMANLIĞI
Böylece Fethullah Hocaefendi aniden kuvvet kazanmış oldu. O da dünyadaki okullarını teşvik ettirdi. Yazarlar Vakfı'nı kurdurttu. Aslında ilk zamanlarda onlarda İslam dışı dinlere, örneğin Hıristiyanlık'a şiddetli bir düşmanlık vardı. Biz 1991'deki sempozyuma Patrikhane temsilcisini ve Papalık temsilcisini davet ettik. Patrikhane gelemedi ama Papa temsilcisi geldi. Sempozyumda ona konuşma yaptırdık. Fethullah Gülen cemaati baktılar bunda farklı bir yön var. Dünyaya açılmak bakımından tabiri caizse hemen daldılar.

Mehmet Kutlular:
Biz Nur talebesiyiz. Hizmetteki prensiplerimiz, metodumuz, esaslarımız Said Nursi tarafından ortaya konmuştur. Zamanında Ali Kırca da Siyaset Meydanı'nda Fethullah Hoca Nurcu mudur diye sormuştu. Hayır değildir dedim. Nedir diye sordu. Mesela hocadır dedim. Nasıl yani dedi. Başka eserleri okuduğu gibi Risale-i Nur'u da okur dedim. Peki Nurcu nedir dedi. Nurcu Said Nursi'yi ve eserlerini kendine ülkü ve rehber yapan adamın adıdır dedim. Buna kimse karşı çıkmadı cevap dahi veremedi.

ADNAN HOCA DA OKUYOR
Şimdi kendine göre dine hizmet etmesinden şüphe etmem ama Fethullah Hoca Nurcu'ysa Said Nursi'ye uymuyor. Fethullah Hoca Risale-i Nur'dan istifade etmiştir ama tarzı, usulü, metodu, çalışması, inancı, ideali ona uymuyor. O da bir harekettir, ben onun hizmetini reddetmiyorum ama Nurculuk olarak da kabul etmiyorum. Eserini okuyup istifade edersiniz, talebelerinize okutturursunuz o ayrı bir mesele. Ona bakarsan Adnan Hoca da Risale-i Nur okuyor. Hatta bazılarına da okutturuyor. Ben Fethullah Hoca'ya ne düşmanım, ne küskünüm, ne de hizmetini inkar edenlerdenim. Sadece hareket noktasında Nurcu değildir derim. O da benim Nur talebesi olarak hakkımdır. Biz Said Nursi'yi bir bütün kabul ederiz. Yani onun siyasi ölçülerini de kabul ederiz, Müslüman-Hıristiyan diyaloğunu da imani noktadaki yaptığı yorumları da.

Kırkıncı Hoca:
Fethullah Gülen ile 1956'dan 1960'a kadar beraber kaldık. Fethullah Hocaefendi Nur talebesidir. Üstad'ı sever, risalelerini çok okur, çok anlar, çok hafızasında vardır. Benimle birlikte Erzurum'dayken daha çok gençti. Bazen cuma günleri gider müftüden izin alırdım o vaaz ederdi. Hocam nereyi ezberleyeyim derdi, ben de mesele şu, şu dersi ezberle derdim. Çıkardı kürsüye kekelemeden anlatırdı. İlham gelirdi. Kendine has bir metodu oldu. Nurcuyum falan diye ortaya çıkmayayım da şöyle bir faydalı olayım, hizmete böyle devam edeyim gibi. O şekilde de gidiyor işte. Ama kimse kimseyi tenkit etmiyor. Hoca Nur talebesidir, faziletlidir, ilimde mahareti vardır, hitabeti kuvvetlidir, hafızası kuvvetlidir. Risale-i Nur külliyatını ki 5 bin sayfadan fazladır hepsini değilse bile çoğunu ezbere bilir. Sonuçta etrafında bir cemaat tesis etti. Tüccarlar da keselerini açtılar ona. Böylelikle pek çok yerde okul açtılar.

1 2 3 4 5
 
DİĞER GÜNDEM HABERLERİ
 'Pişman değilim yine yaparım'
 Armatör Sadıkoğlu fidye için kaçırıldı
 'Çarpışarak şehit oldular'
 Hediye mi, rüşvet mi?
 Kırcı'dan iltica talebi
 Ağazedeler 'ucu açık' yolculukta
 Şehit aileleri için yüzüğünü satacak
 'Kaymakama çatan' avukat iddiayı reddetti
ERDAL ŞAFAK
Diyarbakır seferleri
Ankara'nın aylardır...
ALİ KIRCA
Çeyrek porsiyon Avrupalı! (Ya da Semranım'ın...
EMRE AKÖZ
Türkiye'nin gizli tarihi
Şimdiye dek "Said...
MEHMET ALTAN
Askerler de yargılanır...
İmzasız gelen mektubun bir...
Burada hayvan bile yaşamaz
Yollarda cesetlerin, havada ağır bir kokunun olduğu, adeta harabeyi...
Rumsfeld sürprizi
Irak'a sürpriz bir ziyaret yapan ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld,...
Fitili Ateş-ledi
Fitili Ateş-ledi
G.Saray'ın golcü yıldızı Necati Ateş, evinin kapılarını ilk kez...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu