kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
  » Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
TÜRKİYE MOZAİĞİ BİR CENAZE TÖRENİ: Turgut Özal’ın (13 Ekim 1927-17 Nisan 1993) ani ölümü herkes gibi İslami kesimi de şaşırttı. Çünkü, onlara göre bu ülkede ilk kez ‘dindar’ bir insan cumhurbaşkanı olmuştu. Kâh kızdıkları, kâh muhalefet ettikleri Özal için dua ettiler, hatim indirdiler, zikir yaptılar. Nakşibendi tarikatından olan Özal ekonomik açıdan içe kapanık, dine duyarlı Anadolu sermayesini globalleşen dünyayla tanıştırıp dışa açmış bir siyasetçiydi.
Darbe üstüne darbe!
'Hocaefendi tipik bir Nurcu değildir'
28 Şubat: Postmodern müdahale

Darbe üstüne darbe!

Nurcular'ın da dahil olduğu İslami kesim açısından bazı olaylar şok ediciydi: Özal'ın ölmesi, Refahyol hükümeti ve elbette 28 Şubat süreci.

Nasıl Necmettin Erbakan liderliğindeki Milli Selamet Partisi'nin 1973 seçimlerinden sonra Bülent Ecevit başkanlığındaki Cumhuriyet Halk Partisi ile koalisyon kurması İslami kesimi şaşırtıp kızdırdıysa... 1991 seçimlerinden sonra Süleyman Demirel liderliğindeki Doğru Yol Partisi'nin, Erdal İnönü başkanlığındaki Sosyaldemokrat Halkçı Parti ile koalisyon yapması da aynı sonuca yol açmıştı. "Demirel nasıl olur da Refah Partisi ile ittifak yazmazdı? Nasıl olur da 'İçinde PKK'lıları barındıran SHP ile koalisyon kurardı?" İslami kesimin duygu ve düşünceleri böyleydi.

REFAH'IN YÜKSELİŞİ
İşin ilginç yanı daima Demirel'in arkasında duran Yeni Asya grubu da şaşkınlık içindeydi. Onlar solun iktidara gelmemesi için her türlü baskıya göğüs gererek, en zor dönemlerde dahi Demirel'i desteklemişlerdi. Ama aynı Demirel gitmiş solu hükümete taşımıştı. Bu arada RP'nin yükselişi başlamıştı. Recep Tayyip Erdoğan, Melih Gökçek, Bülent Arınç, Şevki Yılmaz, Abdullah Gül, Mukadder Başeğmez gibi 'genç ve dinamik' yeni siyasetçiler kuşağı partiye ivme kazandırıyordu.

BİR BÖLÜNME DAHA
RP ilk önemli başarıyı 1992'deki kısmi yerel seçimlerde gösterdi. İstanbul'un 6 ilçesinde seçim yapılmış; dördünü RP kazanmıştı: Bağcılar, Bahçelievler, Güngören ve Tuzla. Siyasetteki RP fırtınası Yeni Asya grubuna da yansımıştı. Hüseyin Demirel, Mustafa Kaplan, Bünyamin Ateş ve Burhan Bozgeyik gibi önemli yazarlar gazeteden ayrıldı. Hüseyin Demirel, 'İttihad-ı İslam' adlı bir dergi yayınlamaya başladı. Burhan Bozgeyik, RP'nin yarı resmi organı sayılan 'Milli Gazete'de, Mustafa Kaplan ise daha sert bir çizgideki 'Akit'te yazmaya başladı. Bu ilginç bir kopuştu. Çünkü sayılan adlar, Mehmet Kutlular ile birlikte 'Milli Görüşçüler'e karşı mücadele etmişlerdi. Şimdi ise deyim yerindeyse saf değiştirmişlerdi.

EN AKILLI 'DÜŞMAN'
1993 cemaat ve tarikatları sarsan bir yıl oldu: Cumhurbaşkanı Turgut Özal vefat etti! Özal, bir yandan topluma yeni değerler sunarken... Bir yandan da toplumun bağrındaki kimi değerleri su yüzüne çıkaran, bunları siyasete taşıyan önemli bir kişiydi. En ciddi, en keskin rakiplerinde dahi ona karşı bir sempati vardı: "Aptal dostum olacağına, akıllı düşmanım olsun!" Özal'ın cenazesi Fatih Camii'nden alınıp Topkapı'daki mezarına götürülürken müthiş bir kalabalık arkasında yürüyordu. Bu kalabalık bir Türkiye mozaiği gibiydi. Her kesimden siyasetçiler, devlet görevlileri, askerler, polisler, cemaatler, tarikatlar, sağcılar, liberaller ve hatta solcular dahi oradaydı. Özal'dan sonra Demirel cumhurbaşkanı oldu. DYP'nin başına Tansu Çiller geçti. O arada RP güçlenmeye devam ediyordu. ANAP bağları kopardığı için bazı İslami gruplar DYP'ye yönelmeye başlamıştı. Çünkü Çiller, İslami kesimin tek parçadan ibaret bir bütün olmadığını, RP'ye karşı alerji duyan cemaatler (ki Nurcular bunlardan biridir) ve tarikatlar bulunduğunu anlamıştı. Onları yanına çekmek için RP'ye yükleniyordu. Dizinin üçüncü öbeğinde göreceğimiz gibi bu gruplar arasında belki de en önemlisi Fethullah Gülen cemaatiydi.

ÇİLLER NASIL YAPTI?
27 Mart 1994'teki yerel seçimden RP büyük bir başarıyla çıktı. 'Flaş' olay ise şuydu: İstanbul'un yeni belediye başkanı Tayyip Erdoğan, laikliğin kalesi Ankara'nınki ise Melih Gökçek olmuştu. 24 Aralık 1995 genel seçimlerinde ise RP birinci parti oldu. Siyasi görüşmeler ve çekişmeler sonunda RP ile DYP, kamuoyunda 'Refahyol' adı verilen koalisyonu Haziran 1996'da kurdu. RP'ye karşı DYP'yi destekleyenler bundan hoşlanmadı. 'Laik' kesim ise adeta şoka girdi: "Bana oy verin ki Erbakan iktidara gelmesin" diyen Çiller... Yalıda oturan... Ekonomi profesörü... İstanbul sermayesiyle içli dışlı olan... Çağdaş kadın Çiller, 'düşmanla' işbirliği yapıyordu. Siyaset allak bullak olmuştu. Derken 'Susurluk Skandalı' patladı. İşler iyice karıştı. 'Siyasetçi, mafya, emniyet' ilişkisi ortaya çıkmıştı. Ordu ise 'postmodern' darbeye hazırlanıyordu. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi 11 Ocak 1997'de Başbakan Erbakan 51 cemaat ve tarikat liderlerine bir iftar yemeği verdi. Dini kanaat önderlerinin Mercedes'lerinden cüppe ve sarıklarıyla inmesi ortalığı daha da karıştırmıştı.

'BUÇUKLU' DARBE
Bu gelişmeler sonucunda Silahlı Kuvvetler '28 Şubat süreci' için düğmeye bastı. Erbakan'a, RP'ye, ailesiyle birlikte Çiller'e, tarikatlara, cemaatlere karşı mücadele başladı. Bu dönemde İslami kesimin büyük çoğunluğu 28 Şubat'ın ardında Demirel'in olduğunu düşünüyordu. Bu açıdan 'Baba'yı sadece yine Yeni Asya grubu savunuyordu: "Darbe olmaması için Demirel ehveni şer yolunu izliyor." Evet 27 Mayıs ya da 12 Eylül gibi resmen darbe olmamıştı. Ancak yapılanların darbeden çok da farkı yoktu: Erbakan iktidardan uzaklaştırıldı... Milletvekili transferleriyle 'yapay' bir hükümet kurduruldu... 'Yeşil sermaye' denilen kesimin üstüne gidildi; 'Bu şirketlerin ürünlerini almayın' dendi... Büyük medya 'irtica'nın nasıl da her yeri sardığına ilişkin haberlerle doldu... Kara listeler yayınlandı... Medya kuruluşlarına baskı yapılarak bazı liberal, demokrat, 'İkinci Cumhuriyetçi' gazeteciler işten atıldı... RP'nin kapanması için dava açıldı ve sonunda da kapatıldı.

SİYASİ İSLAMIN BİTİŞİ
Üç beş cümleyle geçtiğimiz 28 Şubat süreci başlı başına bir hikâyedir. Bu sürecin ardından Türkiye 2001'de büyük bir ekonomik krize girdi. Krizden sonraki ilk seçimde... Yani 3 Kasım 2002'de Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Adalet ve Kalkınma Partisi tek başına iktidar oldu. Önce 28 Şubat süreciyle, ardından AKP iktidarıyla İslami gruplardaki aşırılıkların ciddi biçimde törpülendiği görülüyor. Kabaca söylersek: "Devleti ele geçirelim, sonra da onu kullanarak toplumun tümünü dini kurallara göre yeniden örgütleyelim" diye özetlenebilecek 'Siyasi İslam' projesi en azından şimdilik iflas etmiş durumda.

NUR'UN SON DURUMU
Olaya Nur cemaati açısından bakarsak... Nispeten sakin bir dönemdeyiz.

* Bölüne bölüne bugünlere gelen Yeni Asya grubu yeniden toparlanıyor. Hâlâ en büyük gruplardan birini olmayı sürdürüyor. Daha önce diğer gruplarla araları sıcak değildi. Ancak bir iki yıldır kırgınlıklar geride bırakılıyor. Son olarak 'Bizim Radyo'yu kurdular. (İlginç bir not: Türkiye Komünist Partisi'nin radyosunun adı da aynıydı!)

* Mehmed Kırkıncı Hoca'nın liderliğindeki Erzurum grubu da özellikle Anadolu'da gayet güçlü. 'Talebe sayısı' açısından iki grubun birbirine yakın olduğu tahmin ediliyor.

* Nesil grubu yayınlarıyla, uluslararası Bediüzzaman sempozyumlarıyla, diğer kesimlerce de kulak verilen Moral FM radyosuyla öne çıkıyor. Sayısal açıdan pek büyük değiller ama sesleri daha gür. Sempozyumlara bütün grupları davet ediyorlar.

* Nispeten küçük diğer gruplar da 'hizmet'e devam ediyor. Yani Said Nursi'nin eserlerini basıyor, tanıtıyor, 'dershaneler'de öğretip tartışıyorlar. Daha genel bir değerlendirmeyi ise dizinin sonunda yapmaya çalışacağız...

Emre AKÖZ - Nevzat ATAL


1 2 3 4 5
 
DİĞER GÜNDEM HABERLERİ
 'Pişman değilim yine yaparım'
 Armatör Sadıkoğlu fidye için kaçırıldı
 'Çarpışarak şehit oldular'
 Hediye mi, rüşvet mi?
 Kırcı'dan iltica talebi
 Ağazedeler 'ucu açık' yolculukta
 Şehit aileleri için yüzüğünü satacak
 'Kaymakama çatan' avukat iddiayı reddetti
ERDAL ŞAFAK
Diyarbakır seferleri
Ankara'nın aylardır...
ALİ KIRCA
Çeyrek porsiyon Avrupalı! (Ya da Semranım'ın...
EMRE AKÖZ
Türkiye'nin gizli tarihi
Şimdiye dek "Said...
MEHMET ALTAN
Askerler de yargılanır...
İmzasız gelen mektubun bir...
Burada hayvan bile yaşamaz
Yollarda cesetlerin, havada ağır bir kokunun olduğu, adeta harabeyi...
Rumsfeld sürprizi
Irak'a sürpriz bir ziyaret yapan ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld,...
Fitili Ateş-ledi
Fitili Ateş-ledi
G.Saray'ın golcü yıldızı Necati Ateş, evinin kapılarını ilk kez...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu