 |  |
17 Aralık uğruna...
Almanya'da 7 genç, sokakta yürüyen bir kadını evire çevire dövdüler... Kadın hamileydi... Çocuğunu kaybetti... Saldırganlar yakalandılar. 7 kişinin kadını dövmelerinin sebebi:
"Kadının Türk olması."
Mantık "madem ki Türk, öyleyse dövülebilir" mantığı. Zaten gençler de bunu itiraf ettiler:
- Canımız sıkılıyordu... Bir Türk dövmek istiyorduk... Bu kadını gördük ve dövdük.
1'i İtalyan, 1'i Arnavut, 5'i Alman olmak üzere, 7 kişi Münih'in ortasında kadın dövüyorlar.
Kadın "bebeğini düşürüyor."
Alman gazeteleri "kör."
Alman TV'leri "dilsiz."
Alman siyasetçileri "sağır."
Tabii "biz de" kör, sağır, dilsiz durumdayız.
"Bu olaya" tepki gösteren oldu mu? Bizim için varsa "17 Aralık" yoksa "17 Aralık."
Sokak ortasında kadınımız dövüldüğünde bile "17 Aralık uğruna" susuyoruz.
"AB sevdamız" bu kadar da ezilip, büzülmemizi gerektirmiyor.
Münih'te dövülen Sibel Taş'kocasTürkiye'de. Almanya'da olsaydbelki Sibel hanbaş"bu işler" gelmeyecekti.
Ama "koca" Almanya'ya gidemiyor.
Neden mi? Almanya "vize vermiyor" da ondan.
Ey "insan haklar şampiyonu" BatSibel Taş've kocas"haklar, insan haklargirmiyor mu?
Avrupa'da "Türk düşmanl tBu düşmanleskiden beri var.
Ama eskiden, bir olay meydana gelince, Batyetkililer hiç olmazsa "tepki gösterirlerdi."
Avrupa gazete ve TV'leri "olaya" yer verirlerdi. Şimdi ise, Türk düşmanl"aç yap
Ve "utanmadan."
"Bunca olumsuzluğun" arasında "sevinebileceğimiz" bir gelişme de var.
Avrupa ülkeleri sık sık Türkler'le ilgili "sınırdışı" kararı alıyorlar.
"Olmadık nedenlerle" sınırdışı.
AB Adalet Divanı geçtiğimiz aylarda "uyduruk gerekçelerle yapılan sınırdışı işlemlerini iptal etti."
Ama "dinleyen kim?"
Son olarak Hamburg eyaletinde "67 Türk için sınırdışı kararı alındı."
Bu Türkler'in sınırdışı edilmeleri için "seyahat belgesi" gerekiyor.
Seyahat belgesini verecek makam ise "Hamburg Başkonsolosluğumuz."
Başkonsolos Erol Etçioğlu özlediğimiz bir "dik duruş" sergiledi:
- Bu 67 Türk, AB hukukuna göre sınırdışı edilemez... Almanya'nın bu konuda aldığı karar, AB hukukuna aykırıdır... 67 Türk'e seyahat belgesi vermiyorum.
Türk siyaset ve bürokrasisi, yıllar yılı "bu dik duruşu" sergileseydi...
"Bu tepki" daha önce gösterilseydi...
Başkonsolos Etçioğlu'nun "haklarımıza sahip çıkacağız" söylemi, bir devlet politikası haline gelebilseydi...
Bugün Batı karşısında, 17 Aralık uğruna, böyle "süklüm, püklüm bir görüntü" sergilemezdik.
Ve Almanya'dan son haber: Pek çok ülkeden sonra, İtalya da "Almanya'da üniversite kuruyor."
4 milyon Türk'ün yaşadığı Avrupa'da bir üniversite kuramadık.
Dünyanın her ülkesinden gençlerin okuyacağı, her ülkeden hocanın ders vereceği, Türkçe dahil 3, 4 dilde eğitim yapacak bir üniversite kurabilseydik, bugün AB karşısında "kendimizi anlatmak, haklarımızı savunmak" daha kolay olacaktı.
Ve Sibel Taş da bu kadar kolay dövülemeyecekti.
|
