|
|
|
|
|
|
'Bu çığlığı duyun'
Kapkaçın vurduğu Diyarbakır'ın belediye başkanı Baydemir, hükümetten yoksulluğu önleyecek projelere destek beklediğini belirterek, "Çığlığı duyun" diye feryat ediyor.
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, aynı zamanda avukat. Bu nedenle kentte çocukların karıştığı suçların nedenlerini en iyi bilenler arasında. "Diyarbakır'dan suçlu çocuk ihraç eder hale geldik" diyen Baydemir, "Bugün kapkaç yapan çocuklar yarın ellerine silah aldıklarında, ortaya çıkacak terörü düşünmek bile istemiyorum. Buradan bağırıyorum, çığlık atıyorum. Hükümetten yoksulluğu önleyecek pozitif ayrımcılıkla hazırlanmış, bu çocukların anne babalarını iş sahibi yapacak projeler için destek bekliyorum" dedi.
'ŞEHRE UYUM SAĞLAYAMADILAR' Kapkaçın Güneydoğu'da PKK ile güvenlik güçleri arasındaki yaşanan çatışmaların ardından yaşanan zorunlu göçün sonucu olduğunu söyleyen Baydemir şöyle konuştu: "1990 ile 1993 arasında yaşanan zorunlu göçün ardından gasp ve hırsızlık olayları ciddi oranlarda arttı. Bu tehlike o zaman anlaşılamadı. 1995 yılından itibaren katlanarak, artmaya devam etti. Köylerdeki kır hayatını, kente taşıyan aileler, şehrin acımasız yaşamıyla tanışınca saldırganlaştı. Elektrik, su, kira giderlerini karşılamaya çalışırken, çocuklarının sokakta ne yaptığını, getirdikleri parayı nereden bulduklarını sorgulamadılar. Bir süre sonra da buna alıştılar."
'ÇANLAR BİZİM İÇİN ÇALIYOR' Çözüm için herkesin hassasiyetle ve timsah gözyaşları dökmeden soruna yaklaşması gerektiğini belirten Belediye Başkanı, AK Parti hükümetinden destek beklediklerini kaydetti. Baydemir, "Toplum için tehlike çanları çalıyor' diyorum. Otoritelerden amiyane deyimle 'tık' yok. Esas beklentim Ankara'dandır. Büyük bir afet yaşadık. Güneydoğu'da yoksulluk aşılmazsa bu terör büyüyerek başka bir şekil alacak. Bu sadece buz dağının görünen yüzüdür. Bu çocukların elleri silah tutunca neler yapacaklarını düşünmek bile istemiyorum. Esas çözüm anne-babaları istihdam etmektir. Hükümetten, Güneydoğu ve Diyarbakır merkezli pozitif ayrımcılıkla hazırlanmış yatırım projeleri için destek bekliyoruz. Bu yatırım Diyarbakır'a yapıldığında, sonuçları bütün Türkiye'de daha huzurlu yaşanan şehirler olarak görülecek. Diyarbakır'ı göç veren değil göç alan bir kent haline getirmezsek bu terörün bitmesi mümkün değil. Bu yüzden ben bir çığlık atıyorum ve soruna medya da dahil olmak üzere herkesin daha samimi ve gerçekçi yaklaşmasını bekliyorum" diye konuştu.
REHABİLİTASYON MERKEZİ GEREKLİ Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları ve Danışma Merkezi üyesi avukatlar Leyla Vural, Canan Atabay ve Selda Aytekin çocuklara isnat edilen suçların büyümesinde ilde bir rehabilitasyon mekanizması olmamasına dikkat çekiyor. Avukatlar "Çocuk bir günde 5 kapkaç yaptıktan sonra yakalansa bile serbest kalıyor. Çocuklar için rehabilitasyon programı yok. Uzman sayısı neredeyse sıfır. Koruma sistemi Diyarbakır'da hiçbir şekilde işlemiyor. Sonuç bizi de korkutuyor" diyorlar. Avukat Leyla Vural, "Çocukların işledikleri suçun ne kadar farkında olup olmadıklarıyla ilgili çocuk mahkemelerinde gerekli raporlar çoğu zaman alınmıyor. Çocuklar hakkında hırsızlık kapkaç ve gasp dosyaları o kadar fazla ki bu raporların alınmasına çoğu zaman gerek duyulmuyor. Hakimler bu raporların alınmasını angarya olarak görebiliyorlar. Çocuklar arasında suç o kadar yaygın ki yaptıklarını sıradan bir alışkanlık olarak görenler bile var" diye konuşuyor.
HAYATA TUTUNAMIYORLAR Hırsızlıktan vazgeçen çocukları koruyan bir mekanizma bulunmadığını kaydeden Avukat Selda Aytekin, "Hayata kazandıran onlara güvenip, eğitecek bir yer bulamıyorlar. Onlar için bir şey yapılmadığında bir süre evde kalıp, yeniden sokaklara dönüyorlar" diyor. Avukat Canan Atabay da şöyle konuşuyor: "Çocuk yargılamasında cezaevi ile mahkumlar arasında herhangi bir kurum olmadığı gibi, çocuk mahkemelerinde görevli uzman pedagog ve psikolog da yok. Çocuğu rehabilite edecek kurumların zayıflığı bu çocukların tekrar suça bulaşmasına neden oluyor. SHÇEK'in olanakları ve uzman personel sayısı yetersiz. Koruyucu aile sistemi yok. Rehabilitasyon olmayınca sosyal çevre de suça teşvik ediyor."
Zülfikar Ali Aydın
|
|
|
|
|
|
|
|
|