Büyüme ve üretimde madalyonun öteki yüzü
Ekim ayı verileri, sanayi üretiminde kademeli bir düşüşe ve 32 aylık çift haneli üretim döneminin bittiğine işaret ediyor. 2001 krizinde birikmiş talebin doygunluğa ulaşmasıyla üretimde ve büyümede çift haneli dönem kapandı. Gerçi kasım verileri, terör olayları nedeniyle geçen yılki yüzde 2.3'lük düşük bazın etkisiyle yüksek çıkacak ama sanayi üretimi yine de çift haneli rakamlara zor dönecek. Bugün açıklanacak milli gelir verileri, çift haneli rakamlardan yeniden tek haneli rakamlara geri dönebilir. Merkez Bankası da dün yayımladığı kasım ayı Enflasyon Raporu'nda "Gelişmeler ve ekonomik aktiviteye dair öncü göstergeler büyümenin üçüncü çeyrekte yavaşlamaya başladığına ve bu göreli yavaşlamanın yılın son çeyreğinde de süreceğine işaret etmektedir" denildi.
* 17 Aralık etkisi Ekstra talebin doygunluğa ulaşmasıyla üretimde yavaşlamanın büyümeyi düşürmesi bekleniyor. Acaba 17 Aralık'ta verilecek karar büyümeyi nasıl etkiler? Düşmekte olan üretim ve büyümenin yeniden ivme kazanabilmesi, 17 Aralık kararının Türkiye'nin istediği gibi çıkması, müzakerelerin koşulsuz ve tam üyelik amacına dönük yapılmasıyla mümkün. Son haftalardaki gelişmelerden bu seçeneğin pek mümkün olmadığını anlıyoruz. En iyi seçenek devre dışı kalıyor. AB'nin müzakereleri başlatmaması ise en kötü senaryo ve bunun da devre dışı kalacağı anlaşılıyor. Üzerinde çalışılan ise en iyi ile en kötünün arasındaki gri senaryo. Burada da grinin tonları önemli. Açık gri de, koyu gri de olsa, böyle bir orta yol Türkiye'nin zar zor kabulleneceği bir formül olabilir. Üretimi, yatırımı, büyümeyi yeniden zıplatacak doping etkisi yaratmayabilir. Karar Türkiye için açık gri çıkarsa belki üretimi, tüketimi iyileştirebilir ama eski çift haneli boyutlara çıkarmaz.
* Etki sınırlı olur Çünkü üretimde ve büyümede çift haneli rakamlara bizi, hem geciktirilmiş talebin karşılanması hem de AB'den müzakere tarihi alacağımız umudu taşıdı. İyileşmenin içinde zaten AB beklentisi vardı. Son haftalarda darbe yiyen de bu beklenti oldu ve moraller bozuldu. 17 Aralık ile bozulan moraller düzelse bile, üretim ve tüketimde, büyümede aynı düzeltmeyi beklememek gerekli. Çünkü ekstra talep doygunluğa ulaşırken, geniş kitlelerin satın alma gücünde artış olmadı. İstihdamdaki artış çok sınırlı. Dün açıklanan veriler yine işsizlik oranındaki iyileşmenin durduğuna işaret ediyor. Enflasyonla mücadeleden dolayı ücretlerde reel bir artışa geçit verilmiyor. İhracatta kasım ayında meydana gelen rakamsal artışta paritenin olumlu etkisi de söz konusu. İhracattaki bu artış aynı ölçüde büyümeyi ve üretimi desteklemeyebilir.
* Olumlu etkileri Üretim ve büyümenin hız kesmesinin olumlu tarafları da var. Eğer yavaşlama sürecekse ve 17 Aralık kazasız belasız atlatılacaksa, ekonomide ilk kez duvara toslamadan yumuşak iniş gerçekleşecek. Cari açık belasından kısmen uzaklaşacağız. Enflasyonla mücadele kolaylaşacak. Bu anlamda ekonomik istikrarı da sürdürmüş olacağız. Bunlar da üretimin ve büyümenin yavaşlamasında madalyonun olumlu tarafı.
* Sonuç "Hayatta daima tatlı ile acı karışıktır" Ludwig Tieck
|