Ertürk: Toplum cezayı haketmişti
TMSF Başkanı Ahmet Ertürk, bankacılık krizini 'ilahi bir afet' olarak nitelendirerek, "Türk toplumu bu cezayı haketmişti" dedi..
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk, Türkiye'nin son 10-20 yılda ''zedeler ve zadeler'' ülkesi olduğunu belirterek, ''Türk toplumu bu cezayı haketmişti'' dedi.
Maliye Teftiş Kurulu'nun 125. kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlenen ''Avrupa Birliği eşiğinde Türkiye ekonomisi'' konulu panelde konuşan Ertürk, sözlerine, diğer konuşmacıların aksine kendisinin güzel sözler anlatamayacağını belirterek başladı.
Kendilerinin, ülkenin en derin ve tahrip edici kriz kalıntılarıyla uğraştığını kaydeden Ertürk, bahsettiği krizin sadece 2001 krizi değil, 1990'lı yılların tamamını kapsayan bir kriz olduğunu vurguladı. ''Bir balon şişirildi şişirildi ve patladı'' diyen Ertürk, bu sürecin sonunda finans sektörünün adeta çöktüğünü, bu çöküşün ahlaki değerleri de alıp götürdüğünü kaydetti. Türkiye tarzı liberalleşmenin, hukukun ve ahlakın olmadığı bir süreci içerdiğini ifade eden TMSF Başkanı, şöyle devam etti:
'ÇÖKÜŞ, İLAHİ BİR AFET MİYDİ?'
''Bu durum, bankacılıkta çok belirgin ve çok rahatsızlık vericiydi. 2001'deki çöküş bir ilahi afet miydi ya da piyasada elinde sopan olan birilerinin öfkelenip o sopayı başımıza indirmesi miydi? Ya da birilerinin komplosu muydu? IMF dediğimiz, iç ve dış güçler fazla korktuklarımız biliyorsunuz. Onlar mıydı? Bence hepsinin rolü var. Metafizik güçlerin de rolü olduğuna inanıyorum. Çünkü bu kadar suç işleyen bir sektör ve topluma, birilerinin ceza vermesi gerekiyordu. Bu piyasa mıdır, ilahi güç müdür bilmem, bilemem ama Türk toplumu cezayı haketmişti. Bir kollektif suç süreci yaşadık.''
'SEKTÖRE GİRİŞ SERBEST, ÇIKIŞ DEĞİL'
TMSF başkanı Ertürk, yaşanan çöküşte ortak bir kollektif sorumluluğun da bulunduğunu belirtirken, 1990'lı yılların bankacılık sektörüne girişin serbest, çıkışın da neredeyse yasak olduğu yıllar şeklinde geçtiğini söyledi.
Kendisine kredi kartı verilmeyen bir kişiye banka kurma yetkisi verildiğini, 1992 krizinde bütün işini kaybeden, 1996-1997'de hiç bir bankanın kredi vermediği bir kişinin ''madem bana kredi vermiyorlar, ben de gidip banka alırım'' diyerek banka sahibi olduğunu anlatan Ertürk, sonuçta günümüzdeki tabloyla karşı karşıya kalındığını kaydetti.
Bu süreçte 22 Bankanın Fon'a devredildiğini hatırlatan Ertürk, bunlardan birisi olan Bayındırbank'ı ''mezarlık'' şeklinde değerlendirirken, ''beş banka oraya gömüldü. İçinde beş ölü var'' dedi. Bu bankaların, Fon'a 23 milyar dolarlık zararla devredildiğine işaret eden TMSF başkanı, Fon'un ise bu bankalara 28 milyar dolar aktardığını kaydetti.
Faizlerle 46 milyar dolarlık bir fatura ortaya çıktığını belirten Ertürk, tahsilat ve tahsilat tahminleri düşüldüğünde 37 milyar doların TMSF'nin üzerinde kalacağını, tahsilatta sağlanacak gelişmeyle bu rakamı 3-4 milyar dolar daha aşağıya çekebileceklerini belirtti.
'DÜZGÜN BANKA BATMAZ'
Batık bankaların bütün risklerinin kendilerine kesildiğini de ifade eden Ertürk, ''düzgün hiç bir banka, kur ve faiz riskinden dolayı batmaz'' diye konuştu. Ertürk, salondaki İmar Bankası'nda hesabı bulunan bir off-shore mağdurunun sorusunu yanıtlarken de, Türkiye'nin son 10-20 yılda ''zedeler ve zadeler'' ülkesi olduğunu, zadeleri bir tarafa bırakıp, zedelerin durumunu konuştuklarını ifade etti.
İMKB BAŞKANI BİRSEN
İMKB Başkanı Osman Birsen de, paneldeki konuşmasında, borsanın durumu hakkında bilgi verdi, krize rağmen dünyadaki borsaların gerisinde kalmadıklarını belirtti. İMKB'yi AB borsaları ile karşılaştıran Birsen, işlem hacminde İMKB'nin orta sıralarda yer aldığını, krizle geçen döneme rağmen tatmin edici bir düzeyde bulunduğunu vurguladı.
Borsa'da işlem gören şirketler açısından da hiç kötü durumda olmadıklarını anlatan Birsen, İMKB'nin yıllık getiri açısından da oldukça cazip bir durum arzettiğini bildirdi. ''Bunlar, borsanın hiç de kötü durumda olmadığını gösteriyor'' diyen Osman Birsen, ancak potansiyel itibarıyla gelinebilecek noktanın gerisinde olunduğunu da ifade etti.
MORTGAGE SİSTEMİ
Bu arada SPK başkanı Doğan Cansızlar, bir soru üzerine, Mortgage (ipotekli konut kredisi) sistemini oluştururken, Almanya ve ABD ile gelişmekte olan ülkeleri dikkate aldıklarını söyledi. ''İpotekli Finans Kuruluşu'nun'', bir özel kuruluş olarak faaliyet göstereceğini kaydeden Cansızlar, buna Halk, Ziraat ve Vakıflar Bankası ile Toki'nin bir miktar sermaye koyacağını bildirdi. Cansızlar, başlangıçta 600-700 trilyon lira düzeyinde bir sermaye öngördüklerini sözlerine ekledi.
|