|
|
|
|
Ya hep ya hiç
Hükümet ve muhalefet basın toplantısında AB'de dile getirilen "imtiyazlı ortaklık" fikrine cevap verdi: Ya önkoşulsuz tarih ya da....
AB'ye ilk tepki Başbakan Erdoğan ve CHP lideri Baykal'dan geldi. İkilinin 'ya hep ya hiç' ültimatomundan sonra da Köşk'te zirve düzenlendi. Brüksel'e 'Koşulsuz ve sürekliliği olan müzakere' isteği iletildi.
PORTAKAL'A TEPKİ Dışişleri Bakanı Gül de Ankara'da ağırladığı Hollandalı bakana taslak siteminde bulundu: Gelişmeler çok can sıkıcı. Anlamakta güçlük çekiyoruz.
Erdoğan ve Baykal, AB'ye koşulsuz üyelik mesajı verdi
Başbakan Erdoğan ve CHP lideri Baykal birlikte düzenledikleri basın toplantısında, AB’ye tam bir uyum içinde ortak mesaj verdiler. Ancak sert sözler Baykal’dan çıktı.
Başbakan Tayyip Erdoğan ile CHP lideri Deniz Baykal 17 Aralık zirvesi için AB üyesi ülkelere ve kamuoyuna 'birliktelik' mesajı verdiler. Ortak basın toplantısı düzenleyen iki lider, AB'de son dönemde dillenen imtiyazlı ortaklık önerilerine karşı çıkarak tam üyelikten geri dönüş olmadığının altını çizdi. Ancak toplantıda Baykal'ın, Erdoğan'a göre çok daha sert konuştuğu gözlendi. Baykal, Erdoğan ile buluşmadan önce partisinin grup toplantısında ağırlıklı olarak Avrupa Birliği mesajı verdi. Baykal, AB'nin tam üyelik dışında ebedi nişanlılık dönemi sunmaya hazırlandığı görüşünü tekrarlayarak şöyle dedi: "Türkiye'nin Avrupa'ya büyük saygısı vardır ama benim ülkem hiçbir zaman Avrupa'nın kuması olmayı içine sindiremez. AB diyor ki 'gelin bir ilişki kuralım ama ben bu ilişkinin nikâhla biteceğini garanti edemem'. Tamam her ilişki nikahla sonuçlanmaz ama siz bir ilişkiyi kurarken en başından 'bu ilişki nikahla bitmez' diye tekrarlıyorsanız sizin niyetinizin ne olduğu bellidir."
KAPALI KAPILAR ARDINDA Uzun süredir birlikte Brüksel'e gidip gitmeyeceği tartışılan Erdoğan ile Baykal, öğleden sonra Meclis'te biraraya geldiler. Erdoğan, Dışişleri Bakanı Gül ve kurmayları ile birlikte CHP'yi bilgilendirdi. Toplantı başladığında Erdoğan, Dışişleri Bakanı Gül'e, "Sayın Baykal'a AB konusunda son gelişmeler hakkında bilgi verin" dedi. Bunun üzerine toplantıda şu diyaloglar yaşandı:
BAYKAL: Türkiye'nin AB konusunda net bir kırmızı çizgi çizmesi gerekir. Küçük ülkeler gözardı edilmesin. Hata kaldırmayacak bir noktadayız. Sürpriz bir emrivakiyle hayal bir kırıklığına uğrayabiliriz. Türkiye'nin artık kırmızı çizgili değişmeyecek bir AB politikası net olarak belirlensin.
GÜL: Böyle bir kırmızı çizgiyle gidersek müzakerelerde esnekliğimizi kaybetmiş olmaz mıyız?
BAYKAL: Zaten siz de 'olmazsa olmaz 3 koşulumuz var' diyerek yola çıkıyorsunuz Kırmızı çizgiyi oluşturan da aynı şeyler.
ERDOĞAN: Haklısınız. Bu bizim de değişmezlerimiz.
BAYKAL: Almanya ve Fransa'ya dikkat edin.
ERDOĞAN: Almanya ve Fransa bize sıcak. Onlar tamam dedikten sonra iş daha kolaylaşıyor.
BAYKAL: Başbakan siz yine de bu iki ülkeye dikkat edin. Onlar bizden taraf gibi görünse bile diğer küçük ülkeleri kullanarak bize karşı asıl niyetlerin ortaya koyabilirler. Görüşmenin son bölümünden Meclis'in 17 Aralık öncesi olağanüstü toplanarak Türkiye'nin AB konusundaki kesin tavrının bir bildiri olarak yayınlanması konusunda görüş birliğine varıldı. Baykal, 17 Aralık'ta Brüksel'e gitmeyeceğini de belirterek "Ben sayın Başbakan'a görüşlerimi anlattım. Biz gitmezsek bile Başbakan aracılığıyla bizim görüşlerimizin oraya taşınacağına inanıyorum" dedi.
Fatih ERTÜRK/ANKARA
|
|
|
|
|
|
|
|
|