Milliyetçiler Ve Vatanperverler
Yunanlar Avrupa Kupası'nı kazandıktan sonra "bayrak merakı"na kapıldı
Hemen her ülkede görülen milliyetçilik akımları, o ülkede yaşayan misafir ya da azınlık üyelerinin her zaman başına bela oluyor. Hele bu ülkeler Balkan yarımadasına aitse o zaman iş daha da büyüyor. Bunun en son örneğini Yunanistan'da gördük... Çok yakın bir geçmişe kadar, en önemli milli bayramlarda bile balkonlara Yunan bayrağı asmaktan üşenilen bu yarı Balkan yarı Avrupa ülkesinde, her nedense son zamanlarda değil balkonlarda, kapı-pencere-pervazlarda ve otomobillerin pencerelerinde; cadde ve sokaklardaki binaların beton duvarlarına bile yağlıboya ile itinayla çizilmiş Yunan bayrakları görülüyor. Yani, Türkiye'de de son yıllarda Cumhuriyet bayramlarında her yer nasıl Türk bayraklarından geçilmiyorsa, şimdi Yunanistan'da her gün bu fenomenle karşılaşılıyor. Yunanistan, geçen haziran ayında Avrupa Kupası'nı aldığı günlerden beri gözlenen bu "bayrak merakı", sayıları "az" olduğu sanılan ancak gerçekte hemen herkesin gönlünde bir "aslan gibi" yattığı anlaşılan milliyetçilerin meşalesi haline geldi.
KORKUTUCU MANZARA Yunanistan'da unutulmaya yüz tutan ve her görüldükleri yerde küçümsenen, solcu düşmanı aşırı milliyetçilerin sesleri; daha düne kadar milliyetçilik nedir bilmeyen ancak Avrupa Kupası'ndan sonra "vatan sevgisinin" farkına varan sade vatandaşların sesleriyle birleşince ortaya korkutucu bir manzara çıkıverdi... Bunun en son örnekleri hem Dünya Kupası eleme maçlarında hem de Olimpiyat oyunları süresinde görüldü. Avrupa şampiyonu Yunanistan'ın, Tiran'da "fakir fukara" ve kendi deyişleriyle "baldırı çıplaklar sürüsü" Arnavutluk'a 2-1 yenilmesini bir "küstahlık" örneği olarak gören Yunan milliyetçileri, Arnavutluk'un zaferini kutlamak için Atina'nın ve bilumum Yunan kentlerinin yollarına dökülen yüzlerce göçmen Arnavut'u neredeyse kılıçtan geçiriyordu... Olimpiyat oyunları süresinde ise "Yunan olmayan" hemen herkesi yuhalayan aynı Yunan milliyetçileri, geri kalan sade vatandaşlara da gaz verince, dünyanın en ünlü tenisçileri, koşu şampiyonları, ok atıcıları, konkurhipik binicilerine bile aşağılayan sloganlar atıldı.
BASIN FARK ETTİ Tüm bu milliyetçilik gösterileri, bir süre sonra ilk önce Yunan basını tarafından fark edildi. Ülkenin geçmişteki iç savaşlarında gözlenen ve tüm Yunan halkını felaketten felakete sürükleyen milliyetçilik patlamaları anımsandı. Reyting uğruna sürekli "yangın çıkaran" bazı özel TV kanallarının aksine, Yunan yazılı basını tehlike çanlarını çalmaya başladı. Şiddet ve yuhalama olaylarına karşı "mesafeli" kalmayı yeğlediği için Yunan hükümeti de sert bir dille eleştirildi. Sade vatandaşlar için aşırı milliyetçilik ile vatanperverlik arasındaki baş döndürücü farklılıklar kaleme alındı... Yazıldı, çizildi ve Yunanistan'ın karşılaşmaya hazırlandığı Türkiye maçından önce dinlenecek olan Türk milli marşını yuhalayacak olanların, aslında vatanlarına hizmet değil; zarar verecekleri gibi örnekler gösterildi. Nitekim İstiklal Marşı çalmaya başlar başlamaz bazı "et kafalı" milliyetçiler yuh çekmeye başlayınca; tüm stadyumun gösterdiği tepki görmeye değerdi. Sanki herkes birbiriyle anlaşmış gibi, yuh çekenleri, toplum psikolojisi dilinde "Susun ulan" anlamına gelen uzunca bir "Şşşşşşşşşşşşşş" ile uyardı ve hemen ardından topluca alkış sesleri yükseldi. Yine maç sırasında sahaya plastik şişe atmak isteyen başka bir "et kafalı" hemen yanında oturan sade vatandaşlar tarafından kelimenin tam anlamıyla "al aşağı" edildi... Avrupa şampiyonu Yunanistan'ın Arnavutluk karşısında aldığı yenilgiden sonra Türkiye ile de 0-0 berabere kalmış olması, olimpiyatların sona ermesi ve fanatiklerin göçmen Arnavutlara atılan meydan dayağı görüntülerinin ardından, Yunanların farkında olmadan içlerinde yanan tehlikeli milliyetçilik yangınını söndürmeye, basının da yardımıyla milliyetçilik ile vatanperverlik arasındaki farkı "fiilen" de görmeye başlaması şimdilik ümit veriyor...
|