kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
  » Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Türkiye'de kadınların başkaldırısının simgesiyim
Türkiye'de kadınların başkaldırısının simgesiyim
Özünde Şark çocuğuyum
Asıl erotik olan şimdiki filmler, benimkiler değil!

Türkiye'de kadınların başkaldırısının simgesiyim

Kılığımla, kıyafetimle, yaşam tarzımla, rockçılığımla, punkçılığımla her şeyin karşısında duran biriydim ben. Türkiye'de kadınların da, gay'lerin de ilk eyleme geçişinin simgesiyim İnsanlara kendi güçlerini kullanmayı öğrettim. Naciye şarkısında 'Ayağa kalk ve yürü' diye bağırdım. Tarkan bana ne dedi biliyor musun! Senin gözlerine baka baka ben Tarkan oldum.

1968 yılı... İstanbul'da bir konser sırasında ünlü İspayol topluluğu Los Bravos'un üyeleri ile tanışır. Bas gitarist çok yakışıklıdır, çıkmaya başlarlar. Okulunu bırakır, aşkıyla birlikte Madrid'e gider, evlenir. Onlarla birlikte şarkı söyler, grubun kliplerinde oynar. O sırada 'Viva Zapata' filminin yönetmeninden teklif alır. Sette dünyaca ünlü starları gözlemler, büyük hayat tecrübesi kazanır. Bu filmde ufak bir rol aldıktan sonra Türkiye'ye dönüp sinema çalışmalarına devam eder. Oynadığı vamp kadın rolleriyle de dikkatleri çeker. 76'da 'Son Verdim Kalbimin İşine' ile büyük patlama yapar. Yaptığı danslar ve şovlarla bir anda Türkiye'nin gündemine oturur. Ardından diğer 'hit'leri gelir. 'Çırpınış' adlı TRT tarihinin ilk TV müzikalini hazırlar. Bir suskunluk döneminin ardından 86'da 'Naciye' ve 'Leyla' şarkılarıyla tekrar çıkış yapar. 87'de Eurovision Türkiye elemelerine 'Şarkım Sevgi Üstüne' parçasıyla katılarak birinci olur. 89'da o meşhur 'Nanay', 91'de de 'Alladı Pulladı' şarkıları ile tekrar gündeme gelir. 2002'de yaptığı 'Best of Seyyal' son müzik çalışmasıdır. Çünkü istediği performansı, ortamı ve şartları bulamaz, sinirlenir... 12-13 senedir yaşadığı Bodrum'dan bu kez 'İstanbul Şahidimdir' dizisi sayesinde döndü Seyyal Taner. 'Canım ciğerim' dediği arkadaşı Meral Okay'ın teklifini kıramamış. Tabii dönmüşken albüm çalışmalarına da başlamış. Neşet Ertaş müziklerinin de yer alacağı yeni bir albüme hazırlanıyor. Yani Seyyal Taner dönemi tekrar başlıyor...

* Bu kadar zaman nerelerdeydiniz, ne yaptınız?
Bir kere 2002'de ortadaydım! Çünkü Best of Seyyal yapıldı. Eski parçaları yenilemek kadar zor bir şey yok! Eskilere sıfır kilometre şarkı muamelesi yapıldı; yeniden aranje edildi, yeniden söylendi, yeniden çalındı, her şey yeniden yapıldı.

* Sonra yine yok oldunuz...
Çünkü istediğim performansı alamadım firmadan.

* Kimse farkına bile varmadı galiba...
Ben bile farkına varmadım ki! Çok iyi çalışılmış, çok emek verilmiş bir albüm, benim bütün hit şarkılarım özenle seçilmiş. Fakat firma o sırada kendi içinde bir kriz yaşıyordu sanıyorum; bu krize kurban gitti Seyyalname. Yeteri kadar promosyonunu yapamadılar. Sonra Kral TV çok büyük paralar istedi. Seyyal Taner 28'inci yılında ya! Bu ülkede hizmet vermiş, bir yere gelmiş, ismini altın harflerle yazdırmış 10 sanatçıdan biri benim diye düşünüyorum. Artık Kral TV benim gibi sanatçılardan para almamalı. Bodrum'dan buraya çok ateşlendirildim ve getirildim; 'hayranlarınız sizi çok özlediler' diye motive etmişlerdi.

* Ama istedikleriniz olmadı...
Müzik ve stüdyo çok güzeldi, sadece tanıtımı iyi olmadı. Çünkü onlar da ummadılar, birtakım şirketlerin kalkıp da Seyyal Taner'in albümünden hâlâ para isteyebileceklerini...

* Ve siz de kırılıp ortalıktan çekildiniz öyle mi?
Hiç kırılmadım, çok sinirlendim! Böyle bir şey olmaz, ayıptır ya... Ben bu memlekete 28 sene hizmet etmişim, benim yaptığım bir işten, şirketimden para talep ediliyor hâlâ! Sen git yeni çıkacak olanlardan para talep et; ben şöhret peşinde değilim, olmuşum olacağım kadar.

* Müzik yapmayıp dizide oynadığınız için soruyorum; müzikten soğuttu mu bunlar sizi?
Müzikten soğutur mu hiç? Müzik benim ruhum. Ben dizi yapmayı falan hiç düşünmedim ama Meral (Okay), canım ciğerim, çok sevgili arkadaşım, 2 yıl evvel 'Azat' dizisinde oynamamı teklif etti. Hayatımda ilk oynayacağım dizi, heyecanlı ve çok genç bir kadro vardı. Mekanlar benim için çok ilginçti, çünkü ben Mezopotamya çocuğuyum. Dedemin, anneannemin yaşadığı Urfa, Antep arasında, Halfeti'de geçiyordu. Kendimi bir anda orada buldum. Sonra Meral bir teklif daha getirdi. Hikayedeki kimlikle kendimi özdeşleştiremediğim için o olmadı. E bu kez de 'hayır' dersem ayıp olacaktı. Hikayede yazdığı kimlik de bana çok uygun. Aylin çok ünlü bir şarkıcı, müziğe ara veriyor, biraz felsefik takılıyor. 'Tamam varım' dedim.

* Peki o eski, çılgın Seyyal Taner değişti mi?
Yooo... Ben hep oyum. Elbette bakış açında farklılıklar oluyor; çok daha sevecen, çok daha toleranslı, çok daha destek olan, çok daha yaratıcılığını paylaşmacı oluyorsun. Eskiden, diyelim 20 yaşındayken paylaşamadıklarını 40'tan sonra paylaşmaya başlıyorsun. Öfkelerin sevgiye dönüşmeye başlıyor. Çok hareketli, enerjisi çok yüksek olan, 20 bin volt enerji içeren bir dinamo gibiydim. O enerjim hiç durmadı, gerilemedi. Ben bunu çok kullanıyordum konserlerde, sahnede, hayatımın içinde. Bir saniye durmayan biriydim. Devamlı sahnedeydim, devamlı turnelerdeydim.

* O kadını özlüyor musunuz?
Özlüyorum ama senin dediğin gibi değil. Arada bir konser vermeyi, arada bir albüm yapmayı istiyorum ama 24 saat haldır haldır koşturmak değil amacım.

* Niye yapmıyorsunuz o zaman?
Yapamıyorum, çünkü ortam bozuldu. Kalite değişti, müzik tandansları, trendler değişti. Yapımcılarla sanatçılar arasındaki ilişkiler artı beklentiler...

* O beklentiler ne?
Bir an evvel köşeyi nasıl dönerim, bir an evvel voleyi nasıl vururum... Beklentiler bu. Ben hiçbir zaman böyle düşünmedim, benim jenerasyonum da hiçbir zaman böyle düşünmedi. Biz şarkının peşindeydik, müziğin peşindeydik. Ben Maksim'de şov yaparken, Türkiye'nin en önemli müzik adamlarıyla, en önemli dansçılarıyla çalıştım. Onlarla birlikte çalışma şansını elde etmiş bir sanatçıyım, benim geçmişimde altın sayfalar var. Koyduğum yenilikler Türkiye'nin 20 yıl önündeydi. O zaman bir tek TRT var, Demokles'in kılıcı gibi sansür var, denetleme kurulları var, bir sürü engeller aşıyoruz. O engelleri aşıp da Türkiye'nin bütün her köşesinde, her ilçesinde, her köyünde kendini anlatmak, tanıtmak, birebir göstermek büyük bir zahmetti, büyük bir zorluktu. Ama bunları başardık. Şimdi böyle bir çaba yok çünkü zaten kanallar her şeyi gösteriyor.

* Şimdi yapmak istemiyor musunuz bu işi?
İstemez olur muyum, istiyorum. Ama iyi şartlarda istiyorum!

ŞİRİN SEVER Fotoğraflar: KORKUT KALAYCI

DİĞER GÜNAYDIN HABERLERİ
 Ankara ve Avrupa bu evlilikte buluştu
 Ördekçioğlu yayın dünyasına 'Afiyetle' girdi
 Sanatçılarla aile planlaması
 Psikopat bir tetikçi-katil
 Aşk içeri, akıl dışarı
 Şimdi de budist oldu!
 Seçimden önce albüm tanıtacak
AYŞE ÖZYILMAZEL
Hayrola?! Tencere tava kapılarda...
Şaşırmanın, üstüne...
HAKAN & UTKU
Berbat durum senaryoları
Mevsim gribi. Ya da grip...
EMEL MÜFTÜOĞLU
İşte bu albüm dinlenir...
'Ben bu yaz bembeyaz bir...
AYŞE TÜTER
Lezzet Güneşi
Un ve tereyağını ince ekmek kırıntısı...
Sıkıntı maske takıyor hasta bunalıp çok yiyor
Sıkıntı maske takıyor hasta bunalıp çok yiyor
Uzmanlar, bir türlü nedeni bulunamayan ve tedavi edilemeyen sağlık...
Barışma hediyesi mi?
Barışma hediyesi mi?
Müzmin aşıklar Sergen Yalçın ile Aslı Sarı, ay başında bilmem...
Aysun duymasın!
Aysun duymasın!
Hafta sonu Kıbrıs'a giden gazeteci bir arkadaşım, Beşiktaşlı...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.