Öger Grubu’nun öne çıkan yeni yüzü Nina Öger’e göre, Almanya’da Türk olmanın popülerliği arttı. Örneğin Türk bakkal artık organik ürünler satan yer demekmiş.
'Türkiye ne mirasına konulacak zengin bir teyze ne de yardıma el açan fakir ve yolzsuz bir yeğen! Türkiye ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan Avrupa'dan yararlanacak. Aynı ölçüde Avrupa'da Türkiye'den yararlanacak.' Almanya'da 850 milyon Euro cirosuyla devleşen Öger Grubu adına söz alıp konuşan 30 yaşındaki Nina Öger, yukarıdaki cümleyi söylediğinde salonda bir alkış koptu. Brüksel'den beklediğimiz müjdeli haberinin hemen öncesindeydi. Öger, aralarında Başbakan Erdoğan'ın da bulunduğu kalabalık bir dinleyici grubunun önündeydi. Konuşmasını Almanca hazırlamıştı. Sonra Türkçe konuşacağı için çeviri yapılmıştı. Türkçeyi doğru konuşamadığını düşündüğünden biraz tedirgindi ama neyse ki her şey yolunda gitmiş, konuşması da beğenilmişti. Nina Öger, 4 ay önce Avrupa Parlamentosu'na girerek Türkiye lobisi yapmaya başlayan 61 yaşındaki turimci Vural Öger'in büyük kızı. O da babası gibi lobi yapıyor. Vural Öger parlamenter olunca şirketteki iş yoğunluğu biraz daha artmış. Ama işleri devraldığı, yönetime geçtiği şeklindeki söylentilerden son derece rahatsız. Babam daha 61 yaşında. Böyle söylemek hem ona hem bana haksızlık. İş yoğunluğu arttı belki ama biz elektronik ortamda olsa da mutlaka toplantılarımızı yapıyoruz" diyor. Haftanın bir gününü İstanbul'da, bir gününü Antalya'da ve geri kalanını da yaşadığı Hamburg'ta geçiren, 3.5 yaşında bir kız çocuğu annesi Nina Öger, kafayı Türkiye'nin tanıtımına takan Avrupa'daki genç Türkler'den biri...
* Alman kamuouyunda Türkiye imajı çok mu sorunlu? Bence son iki yıldır Almanlar'ın önyargıları ve tavırları değişti. Türk olmak sanki Almanya'da 'trendy' (popüler) bir şey oldu. Eskiden Türk işçilerinin kendilerini soyutlayan yaşam biçimlerinden dolayı farklı bir bakış açısı vardı. Ama artık Almanya'da devlet bile geçmişte Türkler'in Almanya'ya uyumu konusunda yaptığı hatayı kabul ediyor. Son iki yıldır, yönetmen Fatih Akın gibi başarılı Türkler ön plana çıktı. Nazan Ekis diye bir Alman kanalında sunuculuk yapan bir Türk kızı var ki sürekli gazetelerde röportajları çıkıyor. Tarkan çok tanınıyor. Turizm çok büyük bir etki yaptı. Bir Türk havası esiyor yani Almanya'da. Düşünün benim şimdi Ekim, Kasım, Aralık aylarında bir çok dergide röportajlarım çıkıyor. Yani Almanya eğitimli, başarılı Türkler'i tanıdıkça Türkiye'ye karşı olan ön yargısından vazgeçiyor. Ben herşeyin tartışılmasından yanayım. Öyle bir yola geldik çünkü. Artık insan hakları, kürt sorunu, töreler, kızların okula gitmemesi gibi konular çok açık konuşulmalı. Ben açıkça fikrimi söylüyorum. Bana, bunları nasıl Almanya'da bir röportajda söylersin diye kızıyorlar ama bunlar gerçekler. Zaten Alman gazeteciler gelince kendileri de görüyor. Dolayısıyla her şeyin tartışılması çok sağlıklı.
* Konuşmalarınıza bakınca Almanya'daki Türkler'in sorunlarının geçmişe göre azaldığı durumu ortaya çıkıyor, doğru mu bu? Biliyor musunuz Almanya'da gerçekten Türkler'e bakış değişiyor toplumda. Örneğin Türk bakkal artık organik ürün satan yer demek oldu. Alman medyasında belki bir önyargı var ama Almanya'da bugün üçüncü kuşak, Türk kökenli olsa da tamamıyla bu ülkeyle uyumlu yaşıyor. Almanlar da bunu görüyor.
* Avrupa Birliği yolunda dev bir adım atıldı. Sizin yorumunuz nedir? Türkiye'nin Avrupalı olması, her iki taraf için de kazançlı bir durum olacak. Türkiye'nin artık açık, adil ve güvenilir bir süreç içinde Avrupa ailesinin gerçek bir parçası olduğunu ve üyelikle win-win (herkesin kazandığı durum) durumuna erişileceğini kanıtlama imkanı var.
* Almanlar hâlâ Türkiye'yi tanımıyor. En büyük tur operatörü Öger tanıtım için ne yapıyor? Her fırsatı kullanıyoruz. Gelin, görün, önyargılarınızı bir kenara bırakın diyoruz. Şimdi Türkiye ile ilgili 8 ayrı katalog çıkarmayı başladık. Baktık, Antalya'ya gelen kişi Kemer, Didim, Ayvalık gibi hiç bir beldeyi bilmiyor. Nerdeydin deyince Türkiye'deydim diyor. Biz de Türkiye'nin her bölgesini ayrı pazarlamaya ve tanıtmaya başladık. Turizm artık böyle yapılıyor. Biz de de çok güzel peynirler, zeytinler var. Ürünlerle tanıtım yapmamız lazım. Ben Mayorka'ya gidince, İspanya'daydım demiyorum. Türkiye için de böyle olmalı. 'Türkiye senin için ne demek' sorusuna, 'Süper hava, eğleniyorum, müthiş doğa, etkileyici bir tarih' gibi slogan cümlelerle cevap verilmeli artık. Almanya'nın hiç bir yerinde 3 saat uzakta bu kadar güzel oteller yok. Benim en çok üzerine kafa yormak istediğim şehir İstanbul. Çok üzülüyorum, böylesi bir kenti dünyaya pazarlayamıyoruz diye. İstanbul'da hiç dizayn otel yok, iki yıldızlı, üç yıldızlı doğru dürüst oteli yok. Bu konularda bir şeyler yapmak gerek. Biz şimdi İstanbul için özel bir katalog çıkarıyoruz.
