kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Atina 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Lutfi Mete @ SABAH
 

Pisliği sabun etmek

Suçlamaya maruz kalan siyaset adamının veya bürokratın sergileyebildiği sükunete her zaman şaşırmışımdır. Adam onca zan altında kendini yamyassı olmuş gibi hissetmeden insanların önüne çıkarak soruları rahatça cevaplıyor, bocalayıp kekelemiyor.
Kişinin mutlak dürüstlüğüne iman etmem de bu sükuneti açıklamaya yetmiyor. Böyle bir sanatı havsalam almıyor. Bu alemde haklı veya haksız suçlamalara karşı özel bir bağışıklık yöntemi geliştirilmiş olmalı..
Oysa sade ve dürüst bir vatandaşa birileri 'elimizde MİT belgeleri var; senin telefonlarını dinlemiş ve kayda almışlar, geçen sene Mars'taki bir bankanın özelleştirilmesinden rüşvet almışsın' diyecek olsalar herhalde o kadar rahat cevap veremez..
Bu herhalde o dürüst vatandaşın kendine güvenmediğinden değildir. Öyleyse neden olabilir? Bin tane gerekçe sayılabilir ama en önemlisi şu duygu olsa gerek:
- Mantıki açıdan saçma bile olsa, böyle bir suçlamayla karşılaşabiliyorsam acaba bilmeden yaptığım bir yanlış veya eksiklik mi var?

***

Suçlamalar karşısında siyasetçi ve bürokratın sükunetini koruyabilmesinden kaç türlü anlam çıkarabiliriz?
Masumiyet.. Özgüven.. Polemik yeteneğinden emin olmak.. Asla dokunulamayacak olan kişilerle suç ortaklığından kaynaklanan rahatlık.. Hesap soracak mercilerin kirliliğine yaslanmak.. İnsanların unutkanlıklarına bel bağlamak. Halk dilindeki anlamıyla bildiğimiz yalın pişkinlik.. Kaşarlanmışlık..
Töhmet altında kalmış kişilerin sükunetlerini bunlardan hangisine yoracağız? Belki de bu doğal karışıklık yüzünden bir türlü 'temiz toplum' olma yolunda inandırıcı bir adım atılamıyor.

***

Masumiyet ile kaşarlanmışlığın dahi birbirine karıştırılabileceği bir uygarlıktayız. Hele bir de kişi dini inancına veya ideolojisine uygun bir fetva bulmuşsa ve mesela 'kendim için (ç)alıyorsam namerdim, insanlara daha fazla hizmet edebilmek için fon oluşturuyorum' diyebiliyorsa o kadar 'masum' görünür ki.. Hem de iyi rol yaptığı için değil, gerçekten kendini öyle hissedebildiği için masum görünür.
Kaldı ki siyaset ve bürokrasi vadisindekilerin rol yeteneği de yabana atılmaz! Nicedir 'rol yazan' biri olarak sayısız oyuncuyla çalışmışlığın tecrübesine dayanarak söyleyebilirim ki, pek çok siyasetçimiz ve bürokratımız mimiklerine en usta sinema, tiyatro ve televizyon yıldızlarından daha iyi hükmedebilmektedir. Bu sayededir ki, nice arsız ve hırsız siyasetçi veya bürokrat masum görünebilmekte, nice kabiliyet, feraset ve idrak fukarası kişi devlet adamı diye geçinebilmektedir..

***

Gözlemlerim bana 'mutlak masumiyet bile suçlamalar karşısında rahat olabilmek için tek başına yeterli özellik değildir' dedirtebiliyor. Kişi tamamen masum bile olsa biraz da arsızlıktan nasiplenmeli ki (!?) suçlamalar karşısında afallamasın, dili sürçmesin..
Öyle ya, ansızın gelen bir suçlama karşısında, mutlak masumiyetinize rağmen en azından bir şaşkınlık yaşarsınız.. Dışarıdan bakanların da bu şaşkınlığı, 'yakalanmanın verdiği telaş' gibi algılama ihtimali çok yüksek..
Masumlukla arsızlık aynı kişilikte buluşamayacağına göre ne yaparsınız? Ne kadar dürüst olursanız olun suçlandığınız zaman yüzünüz kızarır.. Kendinizden muhakkak surette eminseniz sonunda nasılsa aklanacağınızı düşünüp huzur bulabilir misiniz? Ne mümkün?!
Dünya bilir ki bu ülkede masum olmayanlar da genellikle aklanmaktadırlar.
Farkınız nerede kaldı?. Aklandıkları halde halkın vicdanında hırsız olarak mahkumiyet yemiş kişilerden nasıl ayrılacaksınız? Ayrılamayacaksınız.. Ülkenin bu kirliyi kirli kirli aklama sistemi sayesinde hırsız ile masum bir!
Bu sahneyi ve bu aktörleri demokratik yoldan acilen temizlememiz şart. Aklanmanın bile kirlenme kadar yozlaştırılabildiği bir düzen yaşatılamaz!
Açıkçası bu ülke sabun diye pisliği kullanıyor. Böyle bir ülkede demokrasi bir kelebek kadar bile güçlü değildir.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Kara başörtü ile AK bikini   / 19-08-2004
 Pisliği sabun etmek   / 17-08-2004
 Varlıkları yokluklarından beter   / 16-08-2004
 PKK ne yapacağını biliyor, ya siz?   / 13-08-2004
 Taziyenin püskülleri   / 12-08-2004
 AB'den sonsuz keşişleme   / 10-08-2004
 Çanakkale ve Milliyet'sizlik özlemi   / 09-08-2004
 El bombası ile atom   / 06-08-2004
 Vicdan güvenliği   / 05-08-2004
 Erciyes'ten iri yalan Hürriyet'i   / 03-08-2004
MEHMET BARLAS
Sorunları çözmek mi, uyutmak mı daha doğrudur?
Kavga...
YAVUZ DONAT
İçişleri Bakanı: Herkes yargıya güvensin
Bakanlar...
Her takımın büyücüsü var
* Nedir Şükrü Saracoğlu Stadı'ndaki büyü olayı?
Öncelikle,...
Ölme sırası bana geldi
Uçuruma yuvarlanan arabada anne ve babası ölen 8 yaşındaki Yusuf...
Türk rehine: Gencim ölmek istemiyorum
Türk rehine: Gencim ölmek istemiyorum
Irak'ta öldürülen şöfor Murat Yüce'nin yanında bulunan tercüman...
İstanbulköy'e hoşgeldiniz!
İstanbulköy'e hoşgeldiniz!
Jandarma Genel Komutanlığı’nın raporuna göre İstanbul hızla "köykent"...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.