kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Atina 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Asli Aydintasbas @ SABAH
 

Derin kriz arapsaçı

MİT Başkanı Şenkal Atasagun ve Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya'yı birbirine düşüren "derin kriz," belli ki önümüzdeki günlerde yeni bilgilerle gazete manşetlerini meşgul etmeye devam edecek. Bir hükümet yetkilisi "Artık taşlar yerinden oynadı" diyor. Ama şu ana kadar krize yalnız seyirci kalmayı yeğleyen AKP'liler, bunun ötesinde başka açıklama yapmamaya özen gösteriyor.
Son günlerde Atasagun ve Özkaya arasındaki demeç savaşları kamuoyunun kafasını iyice karıştırdı. Demeçler düpedüz çelişkili. Özkaya, MİT'in kilit adamlarından Kaşif Kozanoğlu'nun MİT Müsteşarı'nın bilgisi dahilinde kendisiyle görüşerek Çakıcı dosyasının ertelenmesiyle ilgili ricada bulunduğunu söylüyor; Atasagun ise görüşme talebinin Özkaya'dan geldiğini, Çakıcı konusunun açılmadığını
Sıradan bir gazete okurunun varacağı sonuç, devletin kritik noktalarındaki bu iki adamdan birinin "yalan" söylediği. Peki şimdi ne olacak? Susurluk skandalı, iyi kötü Türkiye'ye faydalı olmuş, bazı kurumların kendine çeki düzen vermesine, istihbarat ve güvenlik birimlerinin "mitoloji" olmaktan çıkmasına yaramıştı. Bir an için "Ah, zavallı memleketim!" psikolojisinden çıkıp şimdiki "derin krizden" de Türkiye'deki reform ve demokratikleşme sürecine katkıda bulunabilecek benzer bir ders çıkarabilir miyiz diye bakmalı. İşte burada iş çetrefilleşiyor.
Hukuki açıdan konuyu soruşturmak da, araştırmak da kolay değil. Bu Türkiye'de yasama, yürütme ve yargı alanlarında görev yapanlara tanınan hukuki ayrıcalıkların diğer batı ülkelerindekilerden biraz daha "bol" olmasıyla ilgili. Kısacası krizin aktörlerinin şu ya da bu tarz bir "dokunulmazlığı" var ve bu duvarı aşıp soruşturma aşamasına gelmek, apayrı hukuki prosedürler gerektiriyor. Örneğin MİT Müsteşarı, Alaattin Çakıcı'yla bağlantılı isimlerle konuştuğu tespit edilen Kaşif Kozinoğlu'nun ifadesinin alındığını (muhtemelen MİT Kanunu çerçevesinde) ve durumun Başbakanlığa iletileceğini söyledi. Kozinoğlu'nun statüsünü belirleyen, Türkiye'de bürokrasisiyle ünlü Memurin Muhakemat Kanunu. Avrupa Birliği reformları çerçevesinde düzeltilmiş son haliyle bile tartışmalı, fazla "dokunulmaz." Kozinoğlu'yla ilgili soruşturma için MİT'çinin "görevi dışında" bir eyleme girdiğinin kanıtlanması, amirinin ve Başbakanlık kurullarının onayı gerekiyor.
Yargıtay Başkanı Özkaya ve yine olaya adı karışan Yargıtay Genel Sekreter Yardımcısı Ercan Yalçınkaya içinse apayrı kurallar geçerli. Yargıya "dokunulmazlık" her Batı demokrasisinde var. Bu yargı bağımsızlığı için şart. Ama Türkiye'deki gibi her kurumun kendine has disiplin mekanizması kurmak adına yarattığı "aşılmaz duvarlar" pek az ülkede var. Yargıtay Başkanı'nın soruşturulması için Yargıtay 1. Başkanlık Divanı'nın soruşturma izni vermesi gerekiyor. Geçmişte nadiren hakimlerin yargılanmasına izin veren bu kurum dava derse, durum Yüce Divan'a gidiyor. Genel Sekreter Yardımcısı içinse Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'ndan izin lazım. Ancak ondan sonra Cumhuriyet Başsavcılığı'nda soruşturma açılabilir.
Bu durumda "ayrıcalıklı" statüsü olmayan tek kişi, Bodrum'daki "zavallı" müteahhit Hakkı Süha Şen. Sade vatandaş olarak onun soruşturması zaten doğrudan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nda.
İyi hoş da, bu insanların hepsi aynı iddiayla, Alaattin Çakıcı'yla bağlantılı olmakla gündeme gelmedi mi?
"Dokunulmazlık" deyince tek akla gelen milletvekillerinin durumu. Kuşkusuz yasama, yürütme ve yargı organlarındakilerin "görevlerini yapabilmeleri" için belli koruma mekanizmalarına ihtiyaç var.
Ama maalesef Türkiye'de yargı ve bürokrasideki hukuki "ayrıcalıklar", Batılı demokrasilerden kat kat fazla.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Derin kriz arapsaçı   / 16-08-2004
 Tek demokratik devrim   / 12-08-2004
 ...Ve Ankara   / 09-08-2004
 Ege'de tango   / 19-07-2004
 Edwards'ın anlamı   / 12-07-2004
 Bush geldi geçti   / 05-07-2004
 Zana'dan sonra   / 14-06-2004
 Reagan'ın önemi   / 07-06-2004
 G-8 gündemi   / 31-05-2004
 Neden Çelebi?   / 24-05-2004
UMUR TALU
Yapıştı bir kere...
Yargı, polis, MİT, siyasetçi...
ASLI AYDINTAŞBAŞ
Ankara'nın istihbarat kulisi
Başbakan Erdoğan ve MİT...
ÖMER LÜTFİ METE
Pisliği sabun etmek
Suçlamaya maruz kalan siyaset...
Sırtımdan kazananlar arkamdan 'gay' dedi
Yeni bir dizi film çekmekte olan Özcan Deniz'le, Asmalı Konak'tan...
Sahte borsacıya hutbe desteği
Denizli'nin Buldan İlçesi'nde borsa oynamak vaadiyle bin kişiden...
Yağmurun öncüsü de yetti 2 bin 500 konutu su bastı
Yağmurun öncüsü de yetti 2 bin 500 konutu su bastı
İstanbul'un son 10 yılın en yoğun yağışını alacağı açıklanınca, halk...
Topbaş: Bu öncüydü, artçısı gece yarısı
Topbaş: Bu öncüydü, artçısı gece yarısı
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul'a şu ana...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.