SABAH - 05/08/2004 - Yüksel Aytuğ

Şu an 5 Ağustos 2004 - Perşembe tarihli sabah.com.tr'yi okumaktasınız.
Bugüne ait sabah.com.tr içeriği için tıklayın »

	» Yazarlar

	Günün İçinden

	Ekonomi

	Gündem

	Siyaset

	Dünya

	Spor

	Hava Durumu

	Sarı Sayfalar

	Ana Sayfa

	Dosyalar

	Arşiv

	Etkinlikler

	Günaydın

	Televizyon

	Astroloji

	Magazin

	Sağlık

	Cumartesi

	Aktüel Pazar

	Otomobil

	Sinema

	Çizerler

Google Arama

	Haberciler de şaka kurbanı
	Yerli film kıtlığı mı var?
	Bizim okur yakalar!
	Alt Yazı
	GAF oloji

GAF oloji

Okurumuz Taylan Koru yazmış: ÖSS sınav sonuçlarının açıklandığı gün TV8 öğle haberlerinde konuk olarak sınavın birincisi vardı. Spiker, öğrenciye hangi üniversiteye gitmek istediğini sordu. Öğrenci soruyu yanıtladıktan sonra spikerden ilginç bir soru daha geldi: "Peki puanınız bu bölüme yetecek mi?"

***

Fenerbahçeli taraftarlar özlemle bekledikleri Alex'i havaalanında omuzlara almak isterken yere düşürmüşler. Kulüp yöneticilerine tavsiyem; pahalı futbolcuları getirirken, içi köpük muhafazalı kolilere koymaları...

NE DEMİŞ?
"Bir ara bir yerlerde baba olmak istiyorum." (Mustafa Sandal'ın magazin programlarından sonra Aktüel dergisinde de ses getiren sözleri)

GAF KÜRSÜSÜ
"Omuz Omuza" dizisinde Nisan işinden istifa ediyor. Ertesi sabah saat 11.00'de patronu onu toplantıya çağırıyor. Ama o sırada işyerinde geçen sahnede ekrandaki kahramanlardan birinin saati 16.00'yı gösteriyor.

BİZİM DECODER
Discovery Channel'daki "Dünya Turu" programında bu kez Bolivya tanıtılıyordu. Ülke baştan sona sürprizlerle doluydu. Örneğin bazı köylerde "dayak festivali" düzenleniyor, bütün köy halkı ortada hiçbir neden yokken sille- tokat birbirine giriyor, dökülen kanların ise "toprağa bereket getireceğine" inanılıyordu. Titicaca yakınlarındaki otel ise tuz kalıplarından inşa edilmişti. İskandinavya'daki "buz otellerinin" bir benzeri burada "tuz oteli" olarak hizmet veriyordu. Bütün duvarlar, salonlar ve hatta yataklar bile tuzdandı. Otelin özel saunasında ise konuklar ciltlerine iyi gelmesi için tuz banyosuna yatırılıyor ve adeta "salamura" yapılıyorlardı!