kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Muharrem Sarikaya @ SABAH
 

"Demiryolu komünist işi..."

ANKARA-İstanbul otobanı yeni yapılıyordu.
Merhum Turgut Özal, dönemin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Altınsoy ile birlikte otobanın yapımını incelemeye gitmişti.
Peşinde de biz gazeteciler.
Yapımı süren bir viyadüğün üzerinde makam otomobilini durdurdu ve biz gazetecilere demecini vermeye başladı.
Özetle şunları söylüyordu: "Türkiye zamanımızda çağ atlıyor. Edirne'den otobana gireceksiniz, aynı hızla Adana'dan, Van'dan çıkacaksınız..."
Hız merakı bilinen Özal, kendi kullandığı makam otomobili ile gelmişti.
Bizler ise 20 yıl önce Türkiye'de üretilen teknolojiye sahip otomobil ile arkasından güçlükle yetişebilmiştik.
Kendisine yetişmekte zorluk çektiğimizi söylediğimizde, "Siz aile hızı yapıyorsunuz da ondan..." diyerek kahkaha attı.
Konuşması bittiğinde bizlerin soruları gelmeye başladı:
"İstanbul-Ankara demiryolu hattını iyileştirip, Japonya ve Avrupa'da uygulamaya konulan hızlı trenlerle ne zaman seyahat etmeye başlayacağız?"
Bir anda yüzü asıldı...
Önce otoyolların "özgürlük" olduğunu savını işledi.
Bizler, tren yolculuğunun güvenli ve ucuz olduğunu, Batı Avrupa ülkelerinin demiryollarına büyük yatırımlar yapmaya başladığını söyleyince tepkisini koydu:
"Demiryolları komünist işidir. Sizler de öylesiniz..."
Batı Avrupa ülkelerinin komünist olmadığını, aksine yıllarca mücadele verdiklerini hatırlattığımızda ise sözü Altınsoy aldı.
Özal'a destek veren, bizleri ise alttan alta azarlayan bir üslupla karayollarında insanların dilediklerini yapabilme özgürlüğüne sahip olduklarını anlatmaya başladı.
Sonuçta Ankara-İstanbul demiryolu yapımı askıya alındı, Ayaş tünelinin açılışı da durduruldu.

10 YILDA BİR MAKAS


O tarihten sonra gelen iktidarlar da demiryoluna yatırım yerine, karayoluna yatırımla uğraştı.
Oysa, bir kilometrelik demiryolu coğrafi koşulların durumuna göre, 250-300 milyar liraya yapılırken, aynı uzunluktaki otobanın maliyeti tam 7 kat fazlaydı.
Buna rağmen, işlevsel olup olmadığına bakılmaksızın her yere otoban ve duble yollar yapılmaya başlandı.
Demiryolları da 1950'li yıllara kadar yapılan yatırımla kaldı.
Demokrat Parti iktidarı ile birlikte, 1980'e kadar karayollarına yatırım yapan hükümetler, Özal iktidarı ile 1990'lı yılların ortasına kadar otobanlara yöneldi.
Ardından "her ile bir tane" sloganı ile havaalanları yapımı geldi.
Otobanlar üzerinde saatte sayılı sayıda otomobil geçen, havaalanları da pistine bir uçak dahi inmeyen pahalı yatırımlar olarak kaldı.
Hem de karayolunda bir yolcu ta- şımanın maliyeti 12, demiryolunda ise 2 dolar olduğu bilinmesine rağmen.
Ayrıca, karayollarında meydana gelen kazaların ve kaybedilen insan sayısının bir çok ülkeden çok fazla olmasına karşın...
Önceki koalisyon hükümeti döneminde gündeme gelen, ancak IMF baskısı ve ekonomik krizler dolayısıyla askıya alınan

MAKİNİSTİN YERİ


Bütün bunlardan yola çıkarak, hızlandırılmış tren kazası ile birlikte demiryollarına yatırımın yeniden duracağını söylemek olası değil.

Zaten kaza sonrası yapılan tartışmalarda da bu yok.
Aksine, yeterince denenmeden, alt yapısı hazırlanmadan ve otokontrol sistemi oturturulmadan başlatılan bir projenin yanlışlığı tartışılıyor.
İhalesi tamamlanan ve 2005 yılı sonunda seferlere başlayacak olan ve Ankara-İstanbul arasını 3 saate indirecek hızlı tren çalışmaları devam ederken, bu kadar büyük bir riskin neden alındığı sorgulanıyor.
Ulaştırma Bakanı'nın sözünden yola çıkılarak, hızlandırılmış trenin, verilen talimatlara makinistin uymaması sonucu kaza yaptığı, projede bir hata olmadığı söylenebilir.
Projenin bu şekliyle devam edeceği de vurgulanabilir.
Ancak unutulmasın ki, treni kullanan makinist de projenin bir parçasıdır.
Dolayısıyla, kaza yapan da projedir...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Kuruşun hesabını yapanlar   / 30-07-2004
 Denizle barışmak   / 28-07-2004
 Demokratik aile örgütü   / 27-07-2004
 "Demiryolu komünist işi..."   / 25-07-2004
  ÖSS sonucu ve tren kazası   / 23-07-2004
 Başkanlık makamının kaderi   / 21-07-2004
 AB'nin orantılı kuvvet kullanımı   / 20-07-2004
 Türel'in Antalya rüyası...   / 18-07-2004
 Turizmin siyaseti   / 16-07-2004
 Transferin getirdiği mesaj   / 14-07-2004
ERDAL ŞAFAK
Çekilmek çözüm değil
Irak'ta El Kaide bağlantılı...
UMUR TALU
Bu vahşet öfkemizi ve vicdanımızı...
SAİT GÜRSOY
Boğaz'ın yeni gerdanlığı...
Yükseköğretim dünyamızın...
REFİK DURBAŞ
Türkler, ölüme daha mı yakın?
29 Temmuz 2004 tarihli ...
Market sahibi gözaltında
Paraguay'ın başkenti Asuncion'da bir süpermarkette önceki gece çıkan...
Turuncu alarm Bush'un "seçim oyunu" mu?
ABD'yi alarma geçiren bilgiler,11 Eylül öncesine ait çıktı. Bunun...
7 Ağır basıyor
7 Ağır basıyor
Süper Lig kulüplerinden 10'u yabancı sayısının 7 ya da daha fazla...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.