kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Lutfi Mete @ SABAH
 

Avrupa İçin Hukuk Maslahatgüzarlığı

TIP öğrencisi Leyla Şahin'in açtığı başörtü davasında verilen karar AİHM hakkındaki önyargımı (!) sonyargı haline getirmiştir.
Ortada 'Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi' olarak anılmayı hak eden bir kuruluş yok, düpedüz 'Avrupa İçin Hukuk Maslahatgüzarlığı' vardır.
Bu isim tercümanlığımın başörtü yasağına gelen Avrupai tescille ilgisi yok. Türkiye Cumhuriyeti devleti aleyhine daha önce verilen kararları da sorgulamış biri olarak, bu mahkemenin yorumlarını değil, kendi kuşkularımı adalet saymakta ısrar ediyorum. Görünürde yargı kurumu olan bu düzenek aslında Avrupa'nın dini, politik, stratejik ve ekonomik ihtiyaç ve çıkarlarının gerektirdiği yaptırımlara hukuki kılıf üretme merkezidir.
Bunun böyle olduğunun en önemli kanıtlarından biri de Türkiye'de, kararın muhatabına göre yüzdeyüz değişebilen tepkilerdir.
Doğrusu bu tepkiler aynı zamanda bizdeki binbir ölçütlü düşünce namusu (!) açısından da acıklı birer belgedir.
Eğer AİHM Türkiye aleyhine ve bölücüler lehine karar vermişse, cümle samimi veya istismarcı Atatürkçülerimizin feryadı bellidir:
-Vay önyargılı Avrupa.. Bu mahkeme hukuki değil, siyasi karar veriyor!
Eğer AİHM Türkiye aleyhine ve Kıbrıs Rumluğu yahut Yunanistan lehine karar veriyorsa, o zaman da aynı cephe için aşağılık bir mekanizmadır:
-Zaten belli canım, it iti ısırmaz ki..
Şimdi aynı cephenin kahramanları, açıktan kınadıkları, kapalı kapılar ardında da lanetle ve küfürle andıkları AİHM tarafından alınan kararı yüceltiyorlar..
-Ee artık, bizim ne kadar haklı olduğumuz görüldü. Bundan sonra kimse başörtüsü yasağı konusunda bizi eleştirmeye kalkışmasın..
Kırkbir kere maşallah!
Karar senin lehine ise hukuki, aleyhine ise siyasi! Dün işine gelmeyeni söylediği için kaka olan kişi, bugün keyfini okşayan karar verdiği için cici!
İlahi, bu ne meşin bir surattır ki, böylesine ağır bir fikri suçüstü karşısında bile zerre kadar kızarmaz?!
Avrupa İçin Hukuk Maslahatgüzarlığı tarafından alınan bu kararı sadece başörtüsü yasağına iman edenler açısından tartışmakla yetinmek olmaz. Bu karar, 28 Şubat'tan sonra Batı'yı gerçek bir hukuk cenneti olarak algılama aşamasına gelen ve Türkiye'nin Atatürkçü kadrolarında bulamadığı insafı Avrupa'nın yargıçlarında arayan 'Batıcılaşmış İslamcılar' açısından da ibretle değerlendirilmesi gereken bir 'tecelli' niteliğindedir.
Birçok başörtü mağduru ve yakınları, özellikle 28 Şubat'tan sonra, sorunun çözülmesi için Allah'a dua ettiklerinden fazla Avrupa'nın adaletine güvendiler.
Yerli 'yeni muhafazakarlar'ın Türkiye'yi AB üyesi yapma hedefine aşk ile sarılmalarında en temel hikmetlerinden biri de 'Avrupa Adaleti'ne duyulan taze ve derin güvendir.


AİHM kararının hukuki olmadığına nasıl hükmedebiliyoruz?
Gerekçenin ilkelliğinden!
Hazretler, başörtüsünü dini simge olarak kabul ve ilan ediyor!
Hangi hakla ve yetki ile?
Sen, davacının 'inancımın gereği' dediği bir nesneye nasıl 'hayır, dini ve siyasi' simge diye hüküm basabiliyorsun?
Bununla sadece o davacıya değil, başörtüsünü inançlarının gereği olarak taktıklarını söyleyen milyonlarca insana hakaret ediyorsun:
-Hayır, öyle değil, inançla ilgisi yok, yalan söylüyorsun; bunlar dini-siyasi simgedir!
Böylesine cüretkar ve hatta küstah bir karar metninin, hakiki bir yargı kurumu adına kaleme alınması mümkün değildir.
Bu bir militan örgüt tavrıdır.
Bırakınız Batılı yargıçları, İslam ilahiyatçıları bile şu veya bu unsurun dini inanç gereği değil de siyasi veya dini simge olduğuna hükmedemezler.
Senin veya benim İslam yorumuma göre başörtüsü takmanın, daha doğrusu saçın tek telini bile göstermemenin farz olmayabileceği görüşü neyi değiştirir?.
'Bu benim inancımın gereğidir' diyen milyonlarca kişiye 'hayır yalan söylüyorsunuz' demek, kendini 'kalplerdeki gerçeği bilen Tanrı' yerine koymak ve laikliği gözbebeğinden vurmaktır.
Uygarlığını sevdiğimin Avrupa'sında hukuk adına bu kepazelikler yaşanabiliyorsa, bizdeki adli perişanlık çok mu?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bir bakan niye çalar?   / 16-07-2004
 Yüksek 'Kanser Dairesi' başkanlığına   / 15-07-2004
 En dayanıklı kale   / 13-07-2004
 Düşman içeride, dost dışarıda mı?   / 12-07-2004
 'Askerimiz fakirdendir'   / 09-07-2004
 Sezer'in rektör fetihleri   / 08-07-2004
 Çocuk pişiren Batı   / 06-07-2004
 Toplu Yunan dersleri   / 05-07-2004
 Kanije'den NATO'ya   / 02-07-2004
 Avrupa İçin Hukuk Maslahatgüzarlığı   / 01-07-2004
ERDAL ŞAFAK
Tavşan ve tazı
Farkında mısınız; AB, Türkiye'yi Kopenhag...
AHMET HAKAN COŞKUN
Erdoğan ile Sarıgül
Mustafa Sarıgül "solun...
MEHMET BARLAS
Hiçbir olay üç kişinin arasında saklı kalamaz ki
Hikaye...
ÖMER LÜTFİ METE
Vuruldum göbeğine
Biz mi daha talihli aşıklar idik,...
REFİK DURBAŞ
Çözüm 'itiraf' ile başlar
Apartmanlarda-sitelerde...
SAVAŞ AY
Ferrari'ye tüp taktırır çayı tabaktan...
Eyfel Kulesi
Eyfel Kulesi
"Carew Beşiktaş'ın Eyfel Kulesi olacak. Nouma gibi tatlı ve golcü ama...
Allback sürprizi
Allback sürprizi
İngiltere'nin Aston Villa takımında oynayan Allback'a Fiorentina, PSV...
Kıyak profesörlük Anayasa'ya aykırı
Doçent vekillerin "kıyak profesörlük" yasasına YÖK Başkanı Erdoğan...
Erdoğan: Vekile lojman yalan
Başbakan Tayyip Erdoğan, Ekinlik Adası'nda geçirdiği tatilinin son...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.