kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ergun Babahan @ SABAH
 

Kronik Medya ve hukuk

Kürşat Bumin ve Alper Görmüş'ün Yeni Şafak'ta hazırladıkları Kronik Medya sayfasında geçen hafta bir değerlendirme vardı ki, yanıtsız bırakmak ayıp olur diye düşündüm.

Medya Kronik, Türkiye basınına farklı gözle bakmayı deneyen bir internet sitesiydi. Sert eleştirileri kimi kesimleri fazla rahatsız edince, yayını bir şekilde kesilmek zorunda kaldı.
Sonra siteyi hazırlayan iki isim Kürşat Bumin ve Alper Görmüş, içeriği Kronik Medya adıyla Yeni Şafak gazetesine taşıdılar. Burada zaman zaman kendi gazetelerini de eleştiren bir anlayışı sürdürüyorlar.
Bu sayfa medyayla ilgilenen herkesin en azından bir göz attığı bir yer. Bu sayfada kimi zaman SABAH'a da haklı, haksız eleştiriler yöneltiliyor. Ancak, geçen hafta bir değerlendirme vardı ki, yanıtsız bırakmak ayıp olur diye düşündüm. Çünkü, bu sayfayı görüşlerine önem verdiğim iki gazeteci hazırlıyor.
Yazı, SABAH'ın "Neşter operasyonu"na yönelik bir değerlendirmeydi ve benim bu konuda kaleme aldığım bir yazıya dayanıyordu.
Tutuklama değil gözaltı
Şimdi, böylesine iddialı bir sayfa hazırlayan editörlerin daha dikkatli ve özenli olması gerekir. Çünkü, yazının temel dayanağı hukuken çürük. Yazı, bu operasyonda "tutuklamalar" ve "tahliyeden" sözediyor. Böyle yapınca da, ele aldığı bütün görüş çöküyor.
Çünkü "Neşter Operasyonu"nda tutuklamalar değil, sadece "gözaltı"lar vardı. Tutuklama yargıç emriyle, gözaltılar savcı emriyle olur. Tutuklama, hakimin önüne getirilen iddiaları ciddiye alması, kamuoyu infiali, sanığın kaçma ihtimali olması, delillerin karartılması gibi durumlarda verilen bir karardır.
O nedenle, bir tutuklama kararı olmadığı için tahliye veya beraat sözkonusu olamaz. Burada haklarında suçlama olan tanıklar sadece bir iddiayla ilgili gözaltına alınmıştır ve haklarında dava açılmak üzere serbest bırakılmışlardır.
Tantan'ın çizgisinde olmak
Dediğim gibi, burada hukukun inceliklerini bilmeden bir değerlendirme yapmak veya bir hukukçuya danışmadan böylesine iddialı bir eleştiri yazmak insanı zor duruma düşürebilir. Kronik Medya böyle bir duruma düşmüş.
Ocak ayında tutuklama da yoktu, beraat de, tahliye de. Sadece tutuklama istemi ile mahkemeye sevk edilen insanların hakim kararıyla salıverilmesi vardı.
Bu birinci nokta. İkinci nokta da en az birincisi kadar vahim. Çünkü, benim o dönemde yazdığım yazının özü şuydu. Türkiye, Saadettin Tantan'ın İçişleri Bakanlığı döneminde bir dizi hayvan isimli operasyona tanık olmuştu. İçişleri Bakanlığı merkezli bu operasyonlarda medya şiddetli bir biçimde kullanılmış, yargı üzerinde bir kamuoyu baskısı oluşturulmuş ve bir çok insan haksız yere kötü muameleye maruz kalmış, kamuoyu önünde afişe edilmişti.
Bu furyadan işadamları, devlet tiyatrosu sanatçıları bile payını almış, bir çok insan çetelerle mücadele amacıyla çıkarılan 4422 sayılı yasa kullanılarak terörize edilmişti.
Neşter Operasyonu gündeme geldiğinde, SABAH medyanın daha önce düştüğü bu tuzaktan uzak durmaya çalıştı. Medya kullanılarak yargı üzerinde bir baskı oluşturulmasına izin vermedi.
O zaman ortada bir dava bile yoktu. Dava açılınca, herkes gibi biz de haberi yaptık. Çünkü iş hukuken farklı bir boyuta geçmişti.
SABAH burada devletin veya devletin kimi organları karşısında, bireyi ve bireyin adil yargılanma hakkını savunan bir tutum aldı. Yargının medya eliyle yönlendirilmesine izin vermedi. SABAH bundan sonra da bu tutumunu ısrarla sürdürecek.
Çünkü, SABAH demokrasinin sadece sandıktan ibaret olmadığını inanır. Bir ülkeyi demokratik yapan unsurun serbest ve adil seçim kadar, hukukun üstünlüğü, adil yargılanma hakkı ve temel özgürlüklerin korunması olduğuna bilir.
Bu kavramları özümsemeden, bu kavramlara sahip çıkmadan SABAH'ı eleştirmek, hele STAR'ın o dönemki politikasıyla kıyaslamak safdillik olur.
SABAH'ın bu tavrına karşı çıkanlar kendilerini Tantan'ın çizgisinde buluverir, o da gerçekten çok ayıp olur.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Transfer   / 15-07-2004
 Yerinden yönetim   / 14-07-2004
 Yine Türk Ceza Yasası   / 08-07-2004
 İşe saygı duymak.   / 06-07-2004
 Demokratik olgunluk   / 05-07-2004
 Avrupa hukukuna saygı   / 02-07-2004
 Alkışlanacak karar.   / 01-07-2004
 Irak'ta oldu-bitti   / 30-06-2004
 Kamusal aforoz   / 29-06-2004
 Kronik Medya ve hukuk   / 28-06-2004
ERDAL ŞAFAK
Şimdi tam zamanı
İlkesiz siyasetin en iç bulandırıcı...
AHMET HAKAN COŞKUN
Aykırı analiz
Deniz Baykal'a bundan daha iyi bir hayat...
MEHMET BARLAS
Sade yöneticiler değil, seçmenler de sorumlu...
ÖMER LÜTFİ METE
Bir bakan niye çalar?
Bazı siyasiler patır patır 'Yüce...
SAVAŞ AY
Öldürülen tiyatrocunun eşi: "Bana hayatı öğretip...
REFİK DURBAŞ
AİHM neyi onayladı?
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi...
HINCAL ULUÇ
Türk Hava Yolları nereye konuyor?..
Erman Yerdelen...
Zafer Digiturk & TRT'nin
Zafer Digiturk & TRT'nin
Her hafta Digiturk 3, TRT 1 maç naklen yayınlayacak. İlk yıl için 136...
Sınav zamanı
Sınav zamanı
Erkekler 800'de Selahattin Çobanoğlu ve bayanlar 800'de Binnaz Uslu...
Ağar çiftçiye sahip çıktı
Çıktığı Trakya gezisinin Edirne durağında çiftçilerin şikâyetlerini...
'Kayınpederim arsa zengini'
Eski Bayındırlık ve İskân Bakanı MHP'li Aydın, 2,5 milyon dolarlık...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.