kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Celik @ SABAH
 

Güvenliğin maliyeti

Güvenlik konusundaki araçlar ve mekanizmalar geliştikçe, dünya daha güvenli bir yer mi oluyor, yoksa her türlü güvenliğin çok kolay kırılganlaşıp, derin güvensizlikleri her an tetikleyebileceği bir yere mi dönüşüyor?
Ya da adına güvenlik dediğimiz şey aslında bir tür "güvensizlikler dengesi" olarak mı çalışıyor.
Bu sorulara nasıl yanıtlar bulursak bulalım, güvenliğin en gelişmiş araçlara sahip olduğu çağda, bunu korumak için daha yüksek maliyetleri her an ödemeye hazır olunması gerektiği çok açık ortada.
Bu sadece ekonomik maliyet de değil, entelektüel ve siyasi maliyet çok daha fazla.
Bu durumda barış içinde bir dünya ve daha güvenli bir gelecek için güvenliğin maliyetlerinin nasıl düşürüleceğini çok boyutlu olarak konuşmak gerekiyor.
Bu da öncelikle siyasi boyutuyla ele alınması gereken bir iştir...

***

Demokratik rejimlerin demokratik olmayan rejimlere göre daha güvenli ilişkilerin zemini olduklarını biliyoruz.
Demokratik rejimler, hem iç güvenlik maliyetlerini, hem de dış güvenlik maliyetlerini doğru bir şekilde kullanabiliyorlar.
Silahsızlanma konusunda ciddi adımlar atılması henüz bir hayal gibi görülse bile, en azından demokratik rejimler halkın tüm kaynaklarının bir diktatörün hevesleri uğruna tüketilmesini önlüyor.
Doğru kaynak kullanımı, güvenlik maliyetlerini sürekli olarak gündemde tutan bir "uyarıcı" görevi görüyor.
Küresel düzeyde ise, güvenlik maliyetlerini azaltmanın yolu, güvenlik arayışlarının güvenlik pratiklerine "indirgenmesini" önlemekten geçmektedir.
Güvenlik pratiklerini çok daha geniş bir çerçeve ile kuşatmak, ilkesel düzeyde donanımlı hale getirmek ve kurallar temelinde işleyen bir mekanizmanın eksenine yerleştirmek zorunludur.

***

Bugün NATO çerçevesinde konuştuklarımızı bu gündem maddeleri ile yoğurmak gerekmektedir.
NATO gibi güvenlik örgütleri, etki ve işlevini çokça aşan bir boyutla çerçevelenmeden gerçek görevini de rasyonel biçimde yapamayacaktır.
Bir askeri örgütün, Avrupa değerlerini korumak adına Avrupa dışına çıkmaya başlaması, ilk anda değerleri terörden korumak için doğru gözükebilir.
Fakat her doğru, yanlıştan çok daha fazla irdelenmeyi gerektirir.
Avrupanın temsil ettiği siyasi değerlerin korunması adına yapılacak şey, bu değerlerin evrensel boyuta ulaşmış olanlarını ve insanlık için genel prensip anlamına gelenlerini, herhangi bir kültürel ve coğrafi determinizme mahkum etmeden korumaktır. Bu değerleri dünyanın çeşitli bölgelerinde sivil yollarla yaygınlaştırmak esas olmalıdır.
Bu değerleri korumak adına bir askeri örgütü öne çıkarmak, yani Avrupa değerlerini korumak adına Ortadoğu'ya odaklanmış bir NATO görüntüsü vermek, kötü bir "cepheleşmeye" yol vermek demektir.
Oysa dünkü NATO belli değerleri temsil eden mekanizmaları korumak adına bir işlev üretiyordu.
Bugün koruması gereken mekanizmaların ve kuralların yerine geçmiş bir NATO tam tersi tepkiler doğmasına yol açacaktır.
Ortaya çıkacak cepheleşme de güvenliği artırmayacak, daha kırılgan hale getirecektir. Avrupa değerlerini korumak adına NATO'ya Ortadoğu'ya odaklanma görevi vermek isteyenler, o değerlerin evrensel boyutlarına zarar verdikleri gibi, ortaya çıkardıkları cepheleşme ile de güvenlik maliyetlerini artırmaktadırlar.
Oysa doğru bir güvenlik felsefesi ile çerçevelenmiş NATO, bugün dünden daha çok lazımdır dünyaya...
Unutulmamalıdır ki, "güvenlik felsefesi" ile öncelenmemiş bir güvenlik pratiği, hem çok maliyetli, hem de daha az güvenli bir yol anlamına gelmektedir...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Güvenliğin maliyeti   / 28-06-2004
 İlk adım güvenlik felsefesi olmalıdır   / 25-06-2004
 NATO: Açılımlar ve açmazlar   / 23-06-2004
 AB ve İKÖ coğrafyası...   / 18-06-2004
 Gerçek demokrasi bilinci, terörü kökten reddetmeyi gerektirir...   / 16-06-2004
 Siyasi oryantalizmin ötesine geçmek...   / 14-06-2004
 Türkiye'nin nükleer gücü   / 13-06-2004
 Çarşamba ve Perşembe ilişkisi   / 11-06-2004
 Sistemin meşruiyeti   / 09-06-2004
 Sol: Toplumsal proje mi, iktidar projesi mi?   / 07-06-2004
ERGUN BABAHAN
Irak'ta oldu-bitti
Amerika Başkanı Bush'un İstanbul'daki...
ERDAL ŞAFAK
Ateşle oynamak
Van'dan dün al bayrağa sarılı üç tabut...
MANSUR FORUTAN
Dikkat! Bu bir Aşk yazısıdır!
Uzun zamandır huzursuzum.
MEHMET BARLAS
"Sessiz Çoğunluk", AB hedefine kilitlenmiş...
ÖMER ÇELİK
Bir güvenlik stratejisi olarak laik değerler
Ortadoğu...
SAİT GÜRSOY
Bir ÖSS daha geçti
Rekor sayıda adayın yarıştığı 3...
SAVAŞ AY
Muhlis Akarsu kiminle sevişirdi?..
Kimi zaman...
HINCAL ULUÇ
50 yıl sonra.. Hayatımın sürprizi..
Tamı tamına 14...
Aydın aday oluyor
Aydın aday oluyor
F.Bahçe, G.Antep, G.Birliği, Samsun, A.Gücü, çok sayıda 2.ve 3.lig...
Bir süper yerli daha
Bir süper yerli daha
Yeni sezon öncesinde Murat Hacıoğlu, Serkan, Deniz ve Önder Turacı'yı...
Türban bir 'sembol'
Türban bir 'sembol'
AİHM, Avrupa ülkeleri için örnek oluşturacak türban davasında...
NATO zirve yaptı polis sokakta yattı
NATO zirve yaptı polis sokakta yattı
Zirvenin güvenliğini sağlayan 27 bin polis, 1 hafta izin kullanmadı.
Türkiye-AB arasında yapay sınır olamaz
Türkiye-AB arasında yapay sınır olamaz
ABD Başkanı Bush, Galatasaray Üniversitesi'nin Boğaz'a nazır...
Boğaz'ın manzarası dünya basınında
Boğaz'ın manzarası dünya basınında
* Bush'un Galatasaray Üniversitesi'ndeki konuşması, işadamlarından...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.