|
|
|
|
|
|
Çok fazla tanınmayan bir adamken süper tadım vardı!
Dur durak bilmeyen Beyaz'la şöhret üzerine bir sohbet! Rutinleşti mi, kendini ne kadar geliştirebildi? Beyaz, "Televizyona ilk çıktığım dönemlerde; Number One'de, Kanal 6'da program yaparken daha az insan beni tanıyordu, tad daha çok damakta kalıyordu. Çünkü her şeyi rahat rahat söylüyorduk. Ama ünlü olunca çok tepki alıyorsun" diyor.
Ne zamandır konuşmak istiyordum Beyaz'la. Bildiğimiz starlar gibi değil; daha doğal, daha komplekssiz, daha canayakın geliyordu bana. Şovundaki 'mütevazı Beyaz'la aynı mı acaba' diye merak ediyordum! Ama onu bulmak, bir yerde bir saat tutup muhabbet etmek mümkün değil... Arı gibi çalışıyor. Efendim şovunu çekiyormuş, arkasından dizi çekimine giriyormuş, Şener Şen'le oynayacağı müzikalin provaları varmış, Fanta reklamları zamanını almış... Bi' de üstüne Fanta Gençlik Festivali çıktı! Sürekli şehir dışında... Nedir bu kardeşim! Başbakana ulaşmak daha kolaydır herhalde... Menajeri de sağolsun, süründürüyor! Sonunda festivalin Antalya ayağında yakaladım onu. Sağolsunlar davet ettiler de iki gün Hillside Su Otel'de güneşlenme olanağı da bulmuş oldum! Buluştuğumuzda yorgundu Beyaz; öğlen 3'te uykusundan yeni uyanmıştı! Gözleri şişti, kahvaltısını da yapmamıştı. Hâl böyleyken zaman zaman gerilmekten kendimizi alamadık! Sonuçta toparladık ama; elinizin altındaki bu söyleşi çıktı ortaya. Siz ne dersiniz bilmiyorum ama bence samimiydi....
İSTEDİĞİN GİBİ KONUŞAMAZSIN * Yaklaşımınla, espri anlayışınla alternatif bir isimdin talk show'cular arasında ama son zamanlarda rutinleştiğin, kendini geliştirmediğin yönünde eleştiriler var. Ne diyorsun buna? Bunu kabul etmiyorum. Çünkü bundan 5-6 sene önceki programlarımı seyrettiğimde, şu anda bin kat daha başarılı olduğumu görüyorum. Çünkü işi daha fazla öğrendim, daha fazla yerine oturdu her şey. Şu var; İstanbul'a ilk geldiğimde yani radyoda, Number One'da, Kanal 6'da filan program yaptığım dönemlerde çok tanınmayan bir adam olduğum için süper bir tadım vardı. Az kişi tanıyordu, tad daha çok damakta kalıyordu, daha rahat konuşabiliyorduk, daha rahat siyasi fikirlerimizi ortaya koyabiliyorduk, daha çok başka sanatçılar hakkında laf söyleyebiliyorduk. Şimdi de öyle; aç radyoyu, radyocular Hülya Avşar, İbrahim Tatlıses, Cem Yılmaz, Orhan Gencebay ya da başbakan hakkında çok rahat konuşabiliyor, çünkü tepki yok. O radyoculardan birini al televizyona çıkar, ünlü olsun; o tarz yavaş yavaş durulmaya başlıyor. Çünkü istediğin gibi konuşamıyorsun. Anında telefonlar geliyor. Televizyondaki bu tavrın sonucunda da 'Biz seni seviyoruz, belden aşağı espri yapmıyorsun, ailece seni oturup izliyoruz' diye bir şey çıkıyor ortaya.
* Bu başka bir tartışma... Çok popüler bir adamsın ve bunu korumak adına kendini geliştiriyor musun? Bu hızlı tempoda bazı şeyleri ihmal ettiğini düşündüğün oluyor mu? Bir yorgunluk var tabii ama beyinsel olarak öyle bir şey düşünmüyorum açıkçası. Okuyan bir insanım, etrafımda olup bitenleri gören bir adamım. Yetemiyor olsam bu kadar sene bu işi yapamazdım. 9'uncu, 10'uncu seneme girdim.
OKUYAN BİR İNSANIM... * Geleneksel kültüre daha duyarlı, türkü seven, reyting hesabı yapmadan Neşet Ertaş'ı programına çağıran özelliklerinle alternatiflerin arasından sıyrıldın. Ama son zamanlarda bol dekolteli manken-şarkıcıları çıkarmaya başladın. Konuk sıkıntısı mı çekiyorsun, programının yayın saati çok sarktığı için mi bu oluyor? Çok yanılıyorsun; bence bana söylenecek en son şeyi söyledin. Bana desen ki, 'eski tadın yok', o göreceli bir şeydir.
* Evet eski tadının olmamasıyla ilgili bu... Belki de en iyi konukları biz çıkarıyoruz! Benim programıma en son Aysu Başar diye bir manken geldi. Ama öyle zannediyorum ki, 20 programda 2 tane böyle isim çıkmıştır. Hiç iki tane şarkıcı geldi, 'araya bir tane de manken koyayım da güzel dursun' tarzı bir şey bizde yok! Çünkü ben mankenlerle aynı şeyleri konuşmaktan çok sıkıldım. Ona da yazık! Konuk olarak en fazla riske giren benim herhalde! Bunlar, program çok geç saatte olduğu için herhalde dikkat çekmiyor, Marc Almond bize çıktı mesela. Nedenini bilmiyorum ama ne yazıldı, ne çizildi bu. Eurovision'u kazanan Ukraynalı Ruslana bize çıktı. 50 program çok iyi konuk alırsın, çok iyi programlar yaparsın, bir program kötü gider, 'Abi eski tadı yok ya, eskiden daha iyiydi' denir. Türkiye böyle bir ülke ne yazık ki! Belki de insanlar ya kitabı olan birisini görmek istemiyor, ya eski artist görmek istemiyor ya da yabancı şarkıcı!
* Oynadığın dizi seni tatmin etti mi peki; yani dizide oynayan adam, şovdaki Beyaz'ı oynuyor gibi değil mi sence de? Evet, biraz aynı. Dizideki Beyaz'la şovdaki Beyaz aynı ama Biz Size Aşık Olduk'taki Beyaz da aynıydı.
* Orada daha romantik bir adam vardı, aynı değildi. Şovdaki Beyaz'ı izliyor hissine kapılmıyordun... Tamam işte, o da Beyaz! Benim şovumu baz olarak alıyorsan, benim şovumda duygusal anlarım da var. Şovda devamlı lay lay lom değilim ki! En son programda uyuyan bir adam bulduk stüdyonun içinde. 'Abi ne yapıyorsun' dedim, 'Seda Sayan'a geldim, sıcak yer buldum, senin stüdyonda uyuyorum' dedi. 'Ne oldu' dedim, 'Gözlerimden rahatsızım' dedi. 'Tamam abi ben seni ameliyat ettireyim' dedim. Böyle bir şey yaşadık yani. Çok duygusal bir andı, Kayseri'den gelmiş yatacak yeri yok... Biz Size Aşık Olduk'da bu adam vardı işte, Beyaz'ın bu tarafı vardı. Ben oynadığım yerde Beyaz'ı oynuyorum. Çünkü benden istenen bu; 'Aman abi farklı bir şey oynama, biz senden kendin gibi olmanı istiyoruz' diyorlar. 'Karım ve Annem' çok iyi başlamadı ama şimdi yavaş yavaş yerine oturuyor.
ŞİRİN SEVER
|
|
|
|
|
|
|
|
|