kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Lutfi Mete @ SABAH
 

Haber, çıkarın metresi

Hürriyet'i yöneten meslektaşlarımız için Sabah'la ilgili herhangi biri aleyhine yayın yaparken nasıl bir mesleki ve insani hissiyat yaşandığını hep merak etmişimdir. Dinç Bilgin'le ilgili dünkü haberin sunuluş biçiminden ve başlığından salya-sümük akan 'başkalarının kötü duruma düşmesinden hoşlanma' keyfiyeti, bir kere daha bu merakı kamçıladı.
Önce başlığa bakalım: - Bilgin'in koleksiyonuna 58 trilyonluk haciz.
Ama içeride gizlenen bir ayrıntı (!) bakın ne diyor:
- Kayıt işlemlerinin ardından Bilgin "Yeddi emin" (haberdeki imla ile) tayin edilerek eserler villada bırakıldı.
Bu haber, asıl tartışmak isteğim konu için sadece bir vesile. Üstüne başkaca yorum yapmaya tenezzülüm yok.
Asıl mesele mesleğimizin evrensel açmazı: Gazeteciliği yaratan kapitalizm şimdi de onu öldürme yolundadır.
Çünkü bugün artık gazeteci her zamankinden daha fazla sınırlanmaya, sansüre, yönlendirilmeye veya bilinçli-bilinçsiz kullanılmaya mahkumdur.
Kamu için bilinmesi gerekli ama halka mahrem gerçeklerin oranı artmakta, sahiden şeffaf olanlar ise azalmaktadır.
Piyasaların çok iyi bildiği sayısız kepazelik medyanın gündemine her zamankinden daha az ve seyrek gelebilmektedir. Her gazeteci için dokunulmaz kişilikler veya alanlar çoğalmaktadır.
Tabii ki meselenin püf noktası 'mutlak basın özgürlüğü' olmayacağıdır.
Bir özgürlük 'mutlak' değilse bir yerlerden kayıtlama ve sınırlamalar başladığına göre ortada görülmesi gereken ciddi bir 'dava' var demektir. Yasalar bu sınırlamaları hayatın her alanı ve her anı için geçerli olabilecek şekilde sağlıklı bir çerçeveye kavuşturamayacağına göre daima basın özgürlüğü tartışması var olacaktır. Bu da esasen doğrudan doğruya 'basının güvenilirlik' açısından tartışmalı olması demektir. Çünkü hiçbir iş yoktur ki, orada özgürlük, gazetecilikteki kadar keskin bir vazgeçilmezlikle şart güvenilirliğin şartı olsun.. Gazetecilikte özgürlük ne kadarsa güvenilirlik de o kadardır. Bu da, özgürlüğün bir yerden delinmesi halinde güvenliğin de delinmesi demektir. Delinmiş bir güvenlik güvenlik değildir. Dolayısıyla özgürlüğü tartışmalı bir basın, teorik olarak güvenilirlikten yoksundur.
Kapitalizmin yarattığı basın sektörünün bir numaralı belirleyici ve sınırlayıcısı, son derece kaypak bir put olan 'çıkar'dır. O da, hiçbir zaman kalıba sokulabilecek bir ölçüt olamayacağı için basın özgürlüğünün sınırları kaçınılmaz biçimde daima tartışmalı kalmaya mahkumdur.
Şimdiye kadar durumun bundan çok farklı olmadığı da belli.
Basın özgürlüğü her yer gibi, en ileri demokrasilerde bile her zaman bir şekilde kayıtlar altına alınmış, belirli sınırlamalara tabi olmuştur.
Günümüzde ise kapitalizm kendi eseri olan bu mesleği aşırı muhabbet (!) ile boğmak üzeredir.
Bir tek adamın çeşitli ülkelerde yüz elli adet gazete ve televizyon sahibi olabildiği bir çağda, insan türünün vaat ettiği sınırsız çeşitlilikte düşünce zenginliğini yaşatabilmek hayal haline gelmektedir.
Gazeteciyi kendi vicdanının kahramanı kılan meslek ilkeleri fiilen askıdadır.
Çeşitli şeytani gelişmeler mesleğimizi dejenere etmektedir.
Bugün artık 'istihbaratçı' ile 'haberci' neredeyse kardeş oldular.
Genel anlamıyla pazarlamacı şimdilerde her zamankinden daha yoğun bir biçimde gazeteci sırtından adı konmamış reklam yapabilmektedir.
Çoğu halde 'haber, çıkarın metresi' olmuştur.
Pahalı yaşantı ve zevk düşkünlüğü ile gelen pek çok kötü alışkanlık gazeteciyi mesleki ilkelerin dışında bağımlılıklara zorlamakta, özgür düşünmesini engellemektedir.
Moda akımların güdümlü havariliği ve yükselen değerlerin fikirsiz tetikçiliği bütün bir gezegende gazetecinin saygınlığını sıfırlamak üzeredir.
Kapitalizm günümüzde bu mesleği yapanların vicdanlarına baştan haciz koymaya yönelmiş, 'bana sadece kara gazeteci lazım' diye hükmetmiş, 'özgür haberi ve özgür yorumu öldüreceğim' demiş bulunuyor.
İnanmayan, vicdanına bir kulak versin; nerede, neyi, ne kadar tartışabildiğine ilişkin bir muhasebe yapsın.. Bir de, Sabah'ta böyle tartışmaların ne ölçüde özgürce ve nasıl yapabildiğine mim koysun..

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Türkiye'yi bölme aşkı bitti mi?   / 11-06-2004
 Sevgisizliğin kahramanları   / 10-06-2004
 Uygar adamın konsolosluğu   / 08-06-2004
 Çuvalın babası NATO   / 07-06-2004
 TÜPRAŞ ah mı, vah mı?   / 04-06-2004
 Çürümüşlüğün AK'tarılması   / 03-06-2004
 Yaver çıkmazı   / 01-06-2004
 Azerbaycansız laşmak   / 31-05-2004
 Gülbaran ile gül kıran   / 28-05-2004
 Haber, çıkarın metresi   / 27-05-2004
ERGUN BABAHAN
Teröre lanet...
TRT'den Kürtçe yayının başlaması, DEP'li...
ERDAL ŞAFAK
Zana'dan Karayalçın'a
Leyla Zana ve arkadaşlarının...
AHMET HAKAN COŞKUN
Hangisi daha çağdaş: Mısır mı, Türkiye mi?
İdeolojisini...
MEHMET BARLAS
Toplumsal fobileri acaba bir gün aşabilecek...
ÖMER ÇELİK
Siyasi oryantalizmin ötesine geçmek...
CHICAGO...
ÖMER LÜTFİ METE
Asıl bela Kürtler'in 'Türk' sorunu

Hazret-i Ali;...
SAVAŞ AY
Kütahya'da çini işinden Çin işine!..
İdeolojisini...
REFİK DURBAŞ
Tabutu sahipleri aldı
SABAH gazetesinin 07.05.2004...
Ordu geliyor
Ordu geliyor
1989’da Bulgaristan’dan göçen Hatipoğlu, sprint yıldızları...
Yanal sıkı takipte
Yanal sıkı takipte
A Milli Takım'ın hocası 2006 Dünya Kupası elemelerindeki rakibimiz...
En azından altı ay daha bu ateşkes bozulmamalı
En azından altı ay daha bu ateşkes bozulmamalı
Cezaevinden çıkan DEP'li eski milletvekilleri Diyarbakır halkıyla...
DEP'lilerin hepsine farklı oy kullandım
DEP'lilerin hepsine farklı oy kullandım
Gül, 91 yılında DEP'lilerin bazıları için 'hayır' oyu kullandığını...
Ne camiye ne kiliseye yaranabildik
Ne camiye ne kiliseye yaranabildik
Hıristiyan dünyasının Türkiye'de kilise yapılması konusunda inanılmaz...
Demirel'in ajan suçlaması partimi çok rahatsız etti
Demirel'in ajan suçlaması partimi çok rahatsız etti
Hiç kimse ne Ecevit'in ne de Demirel'in böyle reaksiyon vereceğini...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.