kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Emre Akoz @ SABAH
Fax:
0212 354 36 19
 
Ben farklı düşünüyorum
Manzaralı kahvaltı

Ben farklı düşünüyorum

Önce şunu belirteyim de... Aşağıda yazacaklarım yanlış anlaşılmasın: Ben Cumhuriyet'in laiklik ilkesini benimsemiş bir vatandaşım. Devletle ilgili işlerin, mesela hukukun, dini kurallara göre düzenlenmesini istemem.
Şimdi gelelim Genelkurmay İkinci Başkanı Org. İlker Başbuğ'un geçen gün yaptığı konuşmaya... Özellikle Ortadoğu, petrol, Avrupa Birliği konusunda önemli saptamalar yaptı Org. Başbuğ. Eğer TV'de dinlemediyseniz, bir yerlerden bulup okuyun. Mesela internete girenler 'www.tsk.mil.tr' adresine bakabilir.
Bu konuşmada özetle şöyle bir cümle var: "Türk demokrasisinin itici gücü laikliktir. Laiklik süreci yaşanmadan, demokrasi yaşanamaz."
Ben bu saptamayı gayet sorunlu buluyorum... Şöyle:
1) Laiklik demokrasiye ilişkin değil, cumhuriyete ilişkin bir kavramdır. Yani devletin üzerinde yükseldiği temel ilkelerden biridir.
2) Demokrasinin itici gücü laiklik değildir. Eğer böyle bir itici güç aranacaksa, bence onun adı özgürlükle birlikte 'katılım'dır. Şu anlamda: Farklı sosyal grupların taleplerini ortaya koymaları, bunların çevresinde örgütlenmeleri ve siyaset yarışına girmeleri... (Dikkat: Demokrasiyi kullanarak, demokrasiyi yıkmak kabul edilemez.)
3) Gelelim Türkiye pratiğine: Ne acıdır ki ülkemizde demokrasiyi kesintiye uğratanlar... Partileri kapatanlar... Halkın oyuyla seçilmiş başbakanı darağacına gönderenler... Ya da bu yapılanları destekleyenler... Tam da kendilerini 'laik' olarak tanımlayan kesimler olmuştur. (Hemen itiraz etmeyin: 'Karşı taraf'ın sütten çıkmış ak kaşık olmadığını da biliyoruz.)
4) Türkiye'nin 1946'dan itibaren çok partili demokratik hayata adım atışında, laiklik ilkesinin hiçbir etkisi olmamıştır. Yani: 'Laik' olduğumuz için demokrasiye geçmedik. O kararın alınması iç ve dış şartların etkisiyle olmuştu.
Özetle: Cumhuriyet ve demokrasi farklı kavramlardır. Dünya tarihi demokrasisiz cumhuriyetler ve cumhuriyetsiz demokrasilerle doludur. O halde: Kavramları birbirine karıştırmayalım!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Şu Alex meselesi...   / 07-06-2004
 Gençler: Staj yapın!   / 06-06-2004
 Erkekler sapkındır ama...   / 05-06-2004
 SABAH eleman arıyor   / 04-06-2004
 Hurilerin aşkına!   / 03-06-2004
 Bu kez de nahoş anılar   / 02-06-2004
 Çapkın dişi kaz   / 01-06-2004
 Polonezköy'de 24 saat   / 31-05-2004
 Şaşırtıcı bir belge   / 30-05-2004
 Ben farklı düşünüyorum   / 29-05-2004
EMRE AKÖZ
'Mercedes' sürüyorum
Niçin başlıkta Mercedes...
UMUR TALU
Baba parası ile ekmek parası
İstanbul "Bağdat hız...
"Cami"siz olimpiyat
AB'nin camisiz tek başkenti olan Atina, söz verdiği camiyi...
Kızılderililer geliyor!
ABD İçişleri Bakanlığı Doğu Kızılderililer Bölümü Şefi Keel,...
Onun adı başarı
Onun adı başarı
Kasım 1999'da geçici olarak R.Madrid'i devralan İspanyol hoca, 2...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.