kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
  » Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Amerikalı Mark'tan Türkçe stand-up
Amerikalı Mark'tan Türkçe stand-up

On iki yıl önce Türkiye'ye tatil için gelen Amerikalı Mark Petrovich, Türkiye'yi bir daha unutamadı. İki yıl aradan sonra, gazetede gördüğü 'İngilizce öğretmeni aranıyor' ilanıyla tekrar İstanbul'a geldi. Üstelik şimdi öğretmenlik değil, birçok Türk'ten daha iyi konuştuğuna inandığı şiveli Türkçe'siyle stand-up yapıyor. Tek amacının güldürmek olmadığını söyleyen Petrovich, bizi bize anlatmak istiyor.

Her yıl binlerce Türk, yeşil kartla "Rüyalar ülkesi Amerika"ya gitmek için başvururken, Amerikalı stand-up'cı Mark Petrovich, Türkiye'de yaşamayı seçti. Üstelik, Petrovich şovunu Türkçe yapıyor. 1970 yılında ABD'nin Pennsylivinia Eyaleti'nde kaynakçı bir babanın oğlu olarak dünyaya gelen Mark Petrovich, pedagoji eğitimi aldığı İndiana Üniversitesi'nde tanıştığı bir Türk kızıyla ülkemize gelmiş. Güney sahillerinde tatil yaptıktan sonra ülkesine dönen Petrovich, Türkiye'yi bir türlü unutamamış. Öğrenimini tamamladıktan sonra İspanya'ya yerleşen Petrovich, burada ancak iki yıl kalabilmiş. Türkiye'yi aklından çıkartamayan Petrovich, bir gazetede gördüğü İngilizce öğretmenliği ilanına başvurmuş. 1995 yılında İstanbul'da İngilizce öğretmenliğine başlayan Petrovich önceleri Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden gelen öğretmenlerle arkadaşlık yapmış. Bir süre sonra Türk arkadaşlar da edinen Petrovich, kısa sürede Türkçe'yi öğrenmiş.

YENİ VATANIM TÜRKİYE
İlk yılının oldukça zor geçtiğini, ancak ikinci yılda Türkiye'ye alıştığını söyleyen Petrovich "Oldukça kendi halinde bir yaşam sürmeme rağmen birçok Türk kız arkadaşım oldu. Ama bunlardan biri benim için özeldi. Onunla Amerika'ya da gittik. Orada altı ay kadar kaldım ama Türkiye'de iki yıl yaşayınca, artık Amerika'da yabancı gibi oldum. Türkiye'yi özlediğimi fark ettim. Artık Amerika bana vatanım gibi gelmiyordu, resmen kendi ülkemden soğumuştum. Kendimi Türk gibi hissediyordum ve kız arkadaşım istememesine rağmen, Türkiye'ye döndüm" diyor. İspanya, Macaristan, İtalya gibi birçok ülkeye gittiğini ama Türkiye'deki rahatı hiçbir ülkede bulamadığını anlatan Petrovich, "Buradaki hareketi, değişimi, insanların sıcakkanlılığını, hoşgörüyü başka bir ülkede bulmak mümkün değil. Amerikan vatandaşları birçok ülkede sevilmez. Oysa Türkiye'de dinim, dilim, ırkım, nereli olduğum pek önemsenmedi. Bana genel olarak çok dostça ve misafirperver davranıldı" diyor. Türkiye'deki sokak kültürünü sevdiğini vurgulayan Petrovich, "Burada insanlar sokaklarda geziyor, konuşuyor, buluşuyor, eğleniyor, alışveriş yapıyor. Her şeye açık ve sıcakkanlılar. Özellikle Taksim civarı genele göre çok daha hoşgörülü bir ortam ve tabii bu bölgede kültür, sanat, eğlence adına her şey var. Beyoğlu dışında kendimi turist gibi hissediyorum. Muhtemelen yabancıların çoğunun burada yaşaması bu yüzden. Bir de Galata'da oturduğum binadaki komşularıma bakın. Bir Laz, bir Çingene, bir İspanyol, bir Musevi, Ermeni ve bir Türk'le aynı binada yaşıyorduk. Sanki apartman değil de, Birleşmiş Milletler" diyor.

TÜRK GİBİ OLDUM
Türkiye'ye ilk geldiği yıllarda birçok şehri gezdiğini söyleyen Petrovich, "Görmediğim 8-10 şehir kalmıştır. Pek çok insanla tanıştım. Bir defasında Karadeniz Bölgesi'nde bir pansiyonda kaldım. Bir hafta boyunca, pansiyon sahibi karıkoca sabahları beni uyandırıp kahvaltı hazırladı. 'Evlat' kelimesini o insanlardan öğrendim. Bakın, basit bir şey gibi geliyor ama yıllar geçmiş yine de unutmuyorum. İnsanlarıyla birlikte sevdim ben bu ülkeyi. Her toplumda kötü insanlar da olabilir tabii ama yaklaşık olarak 10 yıldır bu ülkedeyim. Her şeyi olduğu gibi kabul ettim ve çok alıştım" diyor. Türkiye'deki olumsuz alışanlıkları da sergilemeye başladığını ifade eden Petrovich, "Amerika'ya gittiğimde otomobil kullanırken İstanbul trafiğindeki gibi davranmaya başladım. Farkında olmadan sürekli korna çalıyor ve diğer otomobilleri solluyor, hatta kırmızı ışıkta geçiyormuşum. Bunu, otomobildeki arkadaşlarım deli gibi araba kullandığımı söyleyince fark ettim. Zaten bir daha benim kullandığım otomobile binmediler. İşte o zaman Türkleştiğimi de fark ettim. Amerika'da alışverişte pazarlık bile yaptım" diyor.

HAYALİM STAND-UP'TI
Öğrencilik yıllarından beri sürekli aklında stand-up yapma fikri olduğunu, İngilizce öğretmeye başladığında da bu fikrinden vazgeçemediğini anlatan Mark Petrovich, "Hep şovmen olmak istiyordum. Gülmeyi seviyorum, gülen insanları seviyorum. Amerika'dan dönünce öğretmenliği kısmen bıraktım, bir barda sahneye çıkmaya başladım. Tabii bir süre oldukça büyük zorluklar yaşadım. İstediğim sadece şovmenlik yapmaktı. Ama part-time öğretmenlik yapmasam aç kalacaktım. Çeşitli organizasyonlarda sahneye çıkıyorum ama hâlâ zaman zaman İngilizce ders vererek para kazanıyorum. Yakında öğretmenliği tamamen bırakacağım. Çünkü ben bir şov adamıyım" diyor. Sahnede taklit yapmadığını, amacının sadece güldürmek değil, Türkler için olağan hale gelmiş, fark etmedikleri durumları anlatmak, hatırlatmak olduğunu vurgulayan Petrovich, "Benim gösterimden sonra birçok insan 'aa, çok doğru' diyor. Düşünmeye başlıyor... Mesela bir olay oluyor, hemen birisi diyor ki 'Burası Türkiye'. Bir İngiliz'den, Fransız'dan ya da herhangi bir milletten birinden bu sözü duyamazsınız. İnsanlar sorumluluk almıyor. 'Burası Türkiye' her şey olabilir, diyerek olayları kabulleniyorlar. Birçok olayı komik bir şekilde anlatmaya çalışıyorum. Ama gülerken 'ne yaptığınıza da bir bakın' diyorum aynı zamanda" diyor.

Tuğrul MERCAN / MERKEZ

DİĞER GÜNAYDIN HABERLERİ
 'Haberi yok ama Hülya'yı tiyatroya zorlayacağım' 'Robert...
 Bizi kollaması gereken adam annemi döverdi
 Keyifli tatil için hazırlık şart
 Alışverişin yeni adresi BEŞİKTAŞ ÇARŞI
 Özgürlük GÖKLERDE!
 Göz renginizin ideal farını bulun!
 Babylon'a Peru'dan misafir geldi!
 3. Dansorium Dans Festivali
 ELİFÇE ile HOBİ DÜNYASI
 Düzeltme
GÜLSE BİRSEL
Havuz misafiri olma raconu!
Bugün de bu, sevgili...
AYŞE TÜTER
Lezzet Güneşi
Acılı burger
Patates, taze soğan,...
TÜLİN KERMEN
Vitrin Meleği
Sezonun ENNNN 5'i

E...
Yenidoğan sarılığına Çin çayı
Yenidoğan sarılığına Çin çayı
Bilindiği gibi, yeni doğan bebeklerde sarılığa oldukça sık...
Hamilelerin ve annelerin rehberi
Hamilelerin ve annelerin rehberi
GÜNCELLENEN bölümleri, uzman doktor makaleleri ile anne ve anne...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.