|
 |
 |
 |
 |
|
Sınavlar için son taktikler
Sınav sezonu başladı. Uzmanlar, sınavdaki ilk dakika heyecanını yenmek için öğrencilere gevşeme teknikleri öneriyor, aileleri de "çocuklarınıza sakın baskı yapmayın" diye uyarıyor.
***
Heyecanını yenen kazanacak
13 Haziran ilköğretim, 20 Haziran ise lise öğrencileri için geleceklerinin belirleneceği iki gün. Birbirleri ile yarışan öğrencilerden heyecan ve kaygılarını kontrol altına alabilenler kazanma şansına daha fazla sahip olacak. Uzmanlar, ailelere çocuklara baskı yapmamalarını öğütlüyor.
Hem ilköğretim hem de lise mezunları için sınav maratonu başladı. İlk olarak dün (30 Mayıs'ta) yapılan Özel Okullar Sınavı'nda 21 bini aşkın öğrenci ile başlayan bu maraton 13 ve 20 Haziran tarihlerinde devam edecek. 13 Haziran Pazar günü 689 bin ilköğretim öğrencisi Anadolu, Fen ve Meslek Liseleri sınavlarına girecek. Ancak asıl büyük yarış 20 Haziran'da yapılacak Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) olacak. Bu yıl ÖSYM'ye başvuran 1 milyon 902 bin 250 adaydan 1 milyon 786 bin 828'i ÖSS'ye girecek, 115 bin 442'i kendi alanlarındaki Meslek Yüksek Okulları ve Açıköğretim Programları'na sınavsız geçiş için 'en uygun aday' olmayı bekleyecek.
KAYGI PANİK YAPMASIN!
Bu sınavlarda öğrencileri bekleyen en büyük tehlike 'sınav kaygısı'nın panik haline dönüşmesi. Bu yüzden bilgilerin yarışacağı sınavlarda başarının bir yolu da heyecanı yenmek, kaygının panik haline dönüşmesinin önüne geçmek... Öğrencilere sınavları 'ölüm kalım meselesi' olarak algılamamaları çağrısında bulunan uzmanlar, sınavın ilk dakikalarında yaşanabilecek paniklere karşı geriye yaslanma, derin nefes alma, kasları gevşetme gibi birkaç dakikalık 'gevşeme teknikleri' uygulamasını öneriyor. Bu tekniklerin başarılı olabilmesi için ise sınavdan önce deneme egzersizleri yapılması gerekiyor. Sınavda paniğin önüne geçmek kadar zamanı iyi kullanmak da çok önemli. Uzmanlar bu nedenle öğrencilere çözümünde takıldıkları sorular üzerinde durmamalarını ve başka bir soruya geçmelerini öneriyor. Kolay gelen ve daha başarılı oldukları bölümden soruları cevaplamaya başlamalarının da 'kendine güven'i tazeleyeceğini  ve başarı hissinin oluşmasını sağlayacağını vurguluyorlar. Sınava 24 saat kala öğrencilerin ders çalışmaya son vermeleri çağrısında bulunan uzmanlar, öğrencilere "Kendinizi şımartın, yürüyüşe çıkın, arkadaşlarınızla buluşun" diyor. Uzmanlar bu sınavın bir ölüm-kalım meselesi olmadığını ve başarının tek yolunun üniversiteden geçmediğini belirterek, "Bill Gates, Ahmet Nazif Zorlu, Sakıp Sabancı gibi başarılı işadamlarını düşünün" diyor.
'KÖTÜ EVLAT' KORKUSU
İ.Ü. Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Haluk Yavuzer; "Çocuk, sınavda elde edeceği başarı düzeyinin kişi olarak değerini yansıtacağına inanır. Bu sınavda başarısız olursa aptal, kötü evlat değerlerinden birine sahip olacağını düşünür. Sınavı bilgi ölçümü yoluyla elde edilen bir kişilik olarak değerlendirir. Oysa sınavda söz konusu olan kişilik değeri değil, bilginin test edilmesidir" diyerek şöyle devam ediyor:
İŞTE YAPILACAKLAR:
- Öğrenci 'dikkatli okuyup anlayarak daha çok doğru yanıtla' cümlesini tekrarlamayı ilke edinmeli. - 'Çabuk okumalıyım, zaman kalmadı' diyerek kendini provoke eden öğrenci, sürat tuzağına düşer, kendini engeller. - Kendi kendine olumlu konuşma çok önemlidir. - Sınavdan önceki günü sıradan bir gece gibi düşünüp, her zamanki saatte yatmak gerekir. - Sıradışı davranışlar ile ailenin yüksek beklentileri kaygıyı artırır. Aile çocuğu tanımalı. Yönlendirirken onların zihinsel kapasitelesinin ve okul başarılarının yeterli olup olmadığının bilinci içinde olmalı. Çocuklarına başarısızlıkları halinde statülerinde bir değişim olmayacağını hatırlatmalı ve alternatif okul olanakları sunmalı.
Pervin KAPLAN / HABER MERKEZİ
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
