kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
  » Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
İstanbul'da kim önce yer bulursa, oteli o açacak!
İstanbul'da kim önce yer bulursa, oteli o açacak!
Projemi elime aldım ve karşılarına dikildim...

İstanbul'da kim önce yer bulursa, oteli o açacak!


Tüm beş yıldızlı oteller gibi Sheraton da gittiği hiçbir ülkede ismini verdiği otelin yönetimini kimseye emanet etmedi. Bu kural 2001'de açılan Sheraton Çeşme'yle bozuldu. İskender Dilek franchise almayı başardı Dilek bununla da yetinmedi ve otelcilikte hiçbir deneyimi olmamasına rağmen, yüzde 72 doluluk oranıyla Sheraton’ı şaşırttı. Şimdi İstanbul’da hem Dilek hem de Sheraton, hummalı bir şekilde otel açmak için yer arayışına girdi..

Karşımda Sheraton Çeşme'nin patronu oturuyor ama isminiz pek duyulmadı. Önce biraz İskender Dilek'i tanıyabilir miyiz?
Biz ailece mütevazı bir hayatı tercih ediyoruz. Yılın büyük bir bölümünü İngiltere'de geçiriyorum. Orası benim için ikinci vatandır. Vefa Lisesi'nde okurken, bir bombalama olmuştu. İyi yıllar değildi. Ben de Kıbrıs'a gittim, liseyi orada okudum. Babam da o yıllarda Kıbrıs'ta turistik eşya ticareti yapıyordu. İki ağabeyim var. Biri Kıbrıs'ta yerleşti artık. Diğer ağabeyimle de işlerde beraberiz. Lise bitince, üniversite için Londra'ya gittim. 24 Eylül 1980'de Londra'daydım. İhtilalden hemen sonra. Yurtdışına çıkış yasaklanmıştı ve ben Kıbrıs'ta olduğumdan bu yasaktan kurtulmuştum.

* Sizin ailenin geçmişinde sanayicilik yok mu?
Babamı 43 gibi çok genç yaşta kaybettik. O zaman Kıbrıs'taydık. Biz 1974'ten sonra gitmiştik, çünkü ticari hareket çok büyüktü o yıllarda. Biz de bunu değerlendirdik. Ama ailenin ilk yaptığı iş sanayicilikti, bunu da doğru dürüst kimse bilmez. Eskiden Gripin'in rakibi Kinadin vardı. Bizim aile Kinadin'i üretiyordu. Ama sonra Gripin'e satıp, ilaç sektöründen çıktık.

* Londra'da geçen bir 14 yılınız var. Okuldan sonra ne işler yaptınız?
Londra'ya gittiğimde 18 yaşındaydım. Hep mücadele ettim. Dört yıl işletme, iki yıl da pazarlama okudum. Ticari hayatım her zaman akademik hayatımın önüne geçti. Emlak, kuyumculuk, restoran işi yaptım. Çok nadirdir. Türkiye'den birisi gitsin, bütün bu sektörlerde çalışsın. Ben yaptım ve en çok parayı da emlaktan kazandım.

* Londra'da başarılı olduğunuzu söylüyorsunuz. Neye bağlıyorsunuz?
Biz memur ailesi değiliz. Ben ticaretin içinde büyüdüm. Gittiğimiz her ortamda fırsatları değerlendiririz. Londra'ya gittiğimde hayalim iş hayatında kök salmaktı. Nitekim oldu. 1985 yılında İngiltere'de emlak piyasası patlamıştı. Bugün alıp, yarın satıyor ve yüzde 50 para kazanıyordunuz. O fırsatlardan bir nebze faydalandık. İlk Türk kuyumcusu bendim. Türkler'in yoğun olduğu bölgede açmıştım mağazamı. Sonra devredip Türkiye'ye döndüm.

* Niye Türkiye'ye döndünüz?
1993 yılıydı ve Türkiye'de de büyük fırsatlar vardı. Ağabeyim elektronik işiyle uğraşıyordu. İşi büyüttük. Uzakdoğu'dan Sony televizyon ve müzik setleri ithal ediyorduk. O zaman temsilcilik falan da yoktu. Hep merdiven altı montaj vardı. Bizim piyasa, Doğubank, Tahtakale ve Eminönü'ndeydi. Kâr marjları çok yüksekti. 1997'de o sektörden çekilmeye karar verdik. Kâr marjları düşmeye başlamıştı. Temsilcilikler oluştu. Sony'nin kendisi geldi. Oysa 1993'te Sony'nin en büyük ithalatçısı bizdik. Çok ilginç, bu televizyonlar Uzakdoğu'da alınır, demonte edilir. Üç parça halinde ithal edilirdi. Çünkü gümrük mevzuatı komple televizyonu çekmeye müsait değildi. Bunun sözde Türk sanayiine bir katkısı var diye düşünülüyordu ama aslında yoktu. Şu an öyle bir şey kalmadı. Televizyonlar komple ithal ediliyor.

* Sizin bir de tekstil işiniz olduğunu öğrendim. Çorap üretmek nereden çıktı?
Elektronikten çekilmeye karar verdiğimizde, turizme ve tekstile girmeyi düşündük. Biraz tesadüf de oldu. Türkiye'nin istikbalini bu iki sektörde görüyorduk. Aslında tekstil de artık tehlikeye giriyor. Çin'e uygulanan kotalar kalkınca cazibemiz bitecek. Biz sıfırdan bir çorap fabrikası kurduk. Çorap üretiminde Türkiye şu anda Amerika ve Çin'den sonra dünya üçüncüsü. Biz yaşayıp görelim dedik. İleride hangi sektörde büyüyeceğimize karar vermek istedik. Nitekim tekstilde değil, turizmde ilerlemeye karar verdik.

* Elektronikte kazandığınız para sonunda turizme gitmiş gibi görünüyor...
İlk yatırımımız Çeşme'de. Binayı Hidayet Otelcilik'ten almıştık. Otel açalım dedik.

* İlk otelcilik deneyiminiz mi?
İşletmeci olarak evet. Ben otelcilikten oldum olası çok zevk aldım. Ama işletmeci olarak değil müşteri olarak.

* Oteliniz de buna dahil mi?
Kendi otelimde tatil olmuyor. Her şey gözünüze batıyor. Kendi personelinizin içinde rahat da edemiyorsunuz zaten.
DİĞER EKONOMİ HABERLERİ
 Basiretli tüccar gibi davranmadınız!
 Beypazarı'nda "doğal soda külü" üretimi başlıyor
 Banka kasasından bonkör bağışa sınırlama
 Ortadoğu belirsizliği altındaki Türkiye İran'dan daha riskli
 THY ve Erdemir'e ABD formülü
 Nato Zirvesi'nde telefon ve internet ücretsiz
 3 ayda bir zirve yapacak Finansal Sektör Komitesi kurulacak
 Türk Traktör, 50'nci yılında halka açılıyor
ALİ SAYDAM
Ucuz etin yahnisi sadece yavan olmaz
Bu hafta,...
İLKER SARIER
Başbakan, dikkat!
Aşağıdaki yazıyı, Başbakan...
Abartılacak bir şey yok
Etter Karabıyık 25 yıllık müezzin. İki hafta önce emekliliğini...
Kaçırdığı eşini geri isteyenleri öldürdü
Hatay'da kaçırıp evlendiği kızı almaya gelen aileden üç kişiyi...
IMKB
E: 17,328 D:% 0.95
DOLAR
S: 1,492,000 D:% -0.60
EURO
S: 1,823,000 D:% -0.98
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.