kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Turgay Noyan @ SABAH
 

ADF toplantısının ardından (II)

Geçtiğimiz hafta Amatör Denizcilik Federasyonu'nun düzenlediği toplantının Sahil Güvenlik'le ilgili bölümlerini sizlere aktarmıştım. Bu hafta Denizcilik Müsteşarlığı'nın görevlilerinden edindiğim intibayı sizlerle paylaşacağım. Önce bir kez daha şunu söyleyeyim. Türkiye'nin amatör denizcilerine uyguladığı zorlamaların dünyada eşi benzeri yok!.. Bunun böyle olduğunun bürokratlar da farkındalar. Ama kesinlikle ellerindeki yetkilerden vazgeçmek niyetinde de değiller.

Konuşmamız sırasında bürokrat arkadaşlarımız sık sık, "Şunu da istemeyecek miyim?" ya da "bal gibi isterim" diyorlardı. Bizler de dilimiz döndüğünce, "amatörlerle bu işi ticaret yapanları karıştırmayacaksınız" diye dert anlatmaya çalışıyorduk. Belki de işin kırılma noktası bu: Bürokratlar kendilerini devlet gibi görüyorlar, bizleri de "her an yaramazlık yapabilecek bir evlatları". Oysa amatörlerin ne ellerinden tutulması gerekir ne de bürokratlarımızın gözetimine ihtiyaçları var. Bizim istediğimiz tüm dünya, amatör denizcilerine hangi yaptırımları uyguluyorlarsa bize de aynısının uygulanması.

Hemen aklıma gelenleri sıralayayım: Dünyada hiçbir ülke denize çıkacak yatlara, "Sen şuraya kadar gidebilirsin, sen şu kadar açılabilirsin" demiyor. Bu uygulamalar gemiler için. Onun için bu uygulamanın hemen kaldırılması gerekir. Bir örnek daha, adamın teknesinde can yeleği de var, can simidi de. Eğer "sertifikası" yoksa kendisini savcının karşısında buluyor. Yahu kardeşim, "bütçeme uygun olsun diye" ben gider Aliağa'dan gemiden çıkma can simidi alırım. Benim şahsi kanaatim o ki, sağlam olmak kaydıyla bu can simitleri sertifikalı olanlardan daha da garantilidir. Çünkü büyük bir çoğunluğu gerçek mantardan yapılmadır.

Yeni çıkan sertifikalı can simidi dedikleri plastikleri maazallah denizdekine atarken kafasına gelse, beyin kanamasından gider. O zaman neyin sertifikasını istiyorsunuz? Geçtiğimiz yıl bir arkadaşımız Fransa'dan sıfır tekne almış, iftiharla Türk bayrağı çekerek yurda getirmişti. Teknesinde can yeleği de, can simidi de istenilenden fazlaydı. Marmara'da çevirdiler. Ve bütün bunların sertifikası yok diye az daha başı belaya giriyordu. Görünüşe göre ehliyet yaşı indiriliyor. Ama sağlık raporu aynen istenecek. Buna göre de tek gözü olmayan bir amatör tekne kullanamayacak. İki gözü görmeyen amatörün okyanusu tek başına geçtiği dünyada, biz nerelerdeyiz. Hele hele tüm denizcilik tarihi tek gözlü, tek kanca kollu tiplerle doluyken.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Yelken ve Turmepa   / 25-04-2004
 Balıkçı barınakları ve amatörler   / 18-04-2004
 Dünya Şampiyonası Çeşme'de başladı   / 11-04-2004
 En büyük futbol başka büyük yok   / 04-04-2004
 Denizciliğimize hayat öpücüğü   / 28-03-2004
 Denizciler ve belediye seçimleri   / 21-03-2004
 Yatları nasıl ikiledik?   / 14-03-2004
 ADF toplantısının ardından (II)   / 07-03-2004
 Toplantının ardından   / 29-02-2004
 Karadeniz'de gemilerim battı   / 22-02-2004
    Aktüel Pazar Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
Dünyanın en şanslı çocukları
Kim onlar biliyor musunuz?...
MEHMET ALTAN
Komşuya ateş almaya...
Meydana alıcı gözle ilk...
Bin yılın özeti meze: Lakerda
Ne zaman lakerda görsem, lakerda yesem içim cız eder. Biz elimizdeki bu...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.