kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Teknoloji
    Otomobil
    Sinema
    Hobi
    Çizerler
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ergun Babahan @ SABAH
 

Kahramanlar adaleti gerçekleri karartıyor

“Biz artık kahramana dayalı linç ortamlarına çanak tutmayacak ve bununla mücadele içinde olacağız” Adaletin siyasallaşması ülkeyi felaketlere götürecek kadar büyük tehlikeler içerir. En büyük tehlike de kimi kamu görevlilerinin işe kahraman olmak için elkoyup insanların yaşamını karartmasıdır

Avrupa Birliği kapısını çalan ve 2004'te bir müzakere tarihi almaya çalışan Türkiye'nin önündeki en önemli sınavlardan biri, adaletin siyasallaşmasını önlemek olmalıdır. Her ülkenin hukuk sistemi siyasidir, ancak adalet sisteminin siyasallaşması onu felaketlere götürecek kadar büyük tehlike taşır.

SİYASALLAŞAN ADALET
Türkiye yakın geçmişinde bu tehlikeyi çok yakından yaşadı. Kolluk güçleri pervasızca siyasileri tehdit edebildi. Aynı tehdidi AK Parti yöneticileri çok yakından yaşadı. Bu partinin başkanı ve ileri gelenlerini yıpratmak için siyaset, bürokrasi ve medya (maalesef o dönemdeki SABAH gazetesinin yönetimi ve yayınları dahil) işbirliğiyle adaletin nasıl siyasallaştırıldığını ve yargısız infazlar yapıldığını en iyi kendileri bilir.

Böyle dönemlerin en büyük tehlikesi, hukukun asırlar boyunca oluşturulmuş kural ve ilkelerinden sapılması, bazı kamu görevlilerinin "kahraman" olmak amacıyla hedefinden saptırılmış soruşturmalarla insanlara yaşamı cehennem etmesidir.

İki yıl önce yaşananlar unutulmamalıdır. Bu dönemde bazı bakanlıkların kapısına cemseler dayanmıştı. Bunun tek nedeni vardı; dönemin iktidarının aynı hukuksuzlukların daha önce kendi rakiplerine uygulanmasına göz yumması. Dönemin iktidarı veya bu iktidarın kimi unsurları hukuk dışı yollarla rakiplerini sindirme yolunu seçince Türkiye'de tehlikeli bir dönemin yolunu açtı.

Bu yolda, bumerang dönüp sonunda onları da vurdu. Öyle bir kaos ortamı yaratıldı ki kimin suçlu kimin masum olduğu anlaşılamaz hale geldi. İnsanlar peş peşe gözaltına alınıp adil bir yargılama hakkı verilmeden medya aracılığıyla mahkum edilip aşağılandı. Tekrar vurguluyoruz; bu ülkenin yasaların üstüne çıkarak adaleti gerçekleştireceğini ileri süren "kahramanlar"a ihtiyacı yok. İstenen ve ihtiyacımız olan adalet, sadece ve sadece hukuksal adalettir.

HUKUK İHLALİNE HAYIR
Hukuksal adalet ancak yasalara ve hukukun genel ilkelerine uyularak gerçekleştirilen süreçler sonunda ortaya çıkabilir. Hukuksal adaleti tehlikeye atarak yasal süreçleri aşmaya çalışan, insanları önce kendi beyinlerinde mahkum eden süper kahramanlar ülkenin geleceğini karartır.

Yolsuzluklarla yasal çerçeve içinde mücadele edilmesi bir zorunluluktur. Ancak "Yolsuzlukla mücadele ediyoruz" görüntüsü ve bahanesi altında, siyasi ve kişisel saiklerle hukukun üstüne çıkma hakkı ve imtiyazı talep eden kamu görevlilerine izin veremeyiz. Çünkü biz "Herhangi bir yerde herhangi bir kişiye hak ve hukuk ihlali yapılmasına göz yummanın herkese karşı ve her yerde hukuk ihlali yapılması" anlamına gelebileceğini çok iyi biliyoruz. Yine biliyoruz ki, herkesin karalandığı bir ortamdan ancak gerçekten karanlık işler yapanlar çıkar sağlayabilir.

BİZ LİNÇ YAPMAYACAĞIZ
Herkese yolsuzluk iftirası atmak toplumda bilinç kararmasına yol açacağından toplum gerçek yolsuzluklara karşı gerekli duyarlılığını yitirir. Biz kahramanlar sisteminin ne anlama geldiğini çok iyi biliyoruz.

Onun için hukuksal adaleti tutmaya devam edeceğiz. Tarihten bir örnek vermek gerekirse, biz ülkede oluşturulan linç ortamından istifade ederek veya bu ortama uyarak Dreyfus'un idamını isteyen gazetecilerden olmayacağız. Biz, linç ortamına rağmen Gerçek yürüyor" diyebilen ve Dreyfus'a adalet talep eden gazetecilerden Emile Zola'ları örnek alacağız.

Bu bizim Türkiye'ye, çocuklarımıza borcumuzdur. Türkiye, Avrupa Birliği'ne sadece stratejik önemi, nüfus büyüklüğü nedeniyle değil, ahlaki tavrı, inançları, tutarlılığı sayesinde de girebilmelidir. Kimilerinin canını sıkma pahasına bu yoldan geri adım atmayacağız.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Yüksek siyaset ve günlük hayat   / 01-04-2004
 Siyasetin alanı   / 31-03-2004
 Seçim dersleri   / 30-03-2004
 Merkez Grubu'nun duruşu   / 27-03-2004
 Öncü olmak.   / 15-03-2004
 SABAH rüzgârı.   / 08-03-2004
 SABAH ve toplumsal sorumluluk   / 23-02-2004
 Yolumuz açık   / 16-02-2004
 Washington gezisi Avrupa vizyonu   / 26-01-2004
 Kahramanlar adaleti gerçekleri karartıyor   / 20-01-2004
MEHMET TEZKAN
Rum oyununu Erdoğan bozdu
Orası şöyle, burası böyle diye...
EMRE AKÖZ
Muhafazakâr seçmenin gönlü nasıl kazanılır?
Nasıl oluyor...
UMUR TALU
30 yıl önce bir de şu vardı
Elbette on yılları değil,...
Bush'tan Erdoğan'a teşekkür telefonu
ABD Başkanı George Bush, Başbakan Tayip Erdoğan'ı dün akşam...
Erdoğan'dan Karpaz resti
Rumlar BM'ye "Karpaz'a karşı Güzelyurt" teklifini yaptı. BM teklifi...
100.Yılda buradayım
100.Yılda buradayım
Anlaşmam 2.5 yıllık. Önümüzdeki sezon çok iyi bir G.Saray olacak. Ve...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Sarı Sayfalar | Günaydın | Bizimcity | Kapak Güzeli | Astroloji | ON Magazin | Sağlık | Cumartesi | Aktüel Pazar | Teknoloji | Otomobil |Sinema | Hobi | Çizerler
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.