kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Teknoloji
    Otomobil
    Sinema
    Hobi
    Çizerler
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Altan @ SABAH
 

İkinci Wilhelm'den Schröder'e....

On bir yıl aradan sonra Türkiye'yi ziyaret eden ilk Alman Başbakanı olan Gerhard Schröder'in, Türkiye'nin AB üyeliğine destek vermesi ve neredeyse stratejik ortak muamelesi yapması, Almanya'nın Ortadoğu'daki politikalarında da çok önemli bir değişimi ifade ediyor.

***

Alman devleti, 1871 yılında Otto von Bismarc tarafından kuruldu.
1890 yıllarından itibaren etkin çevreler Almanya'nın "bir dünya devleti" olması gerektiğini savunmaya başladı. O sıralarda iktidarda, tahta 29 yaşında çıkmış olan II. Wilhelm vardı. I. Dünya Savaşı bitimine kadar da tahtta kaldı. Balkanlar'da yayılma politikalarının icracısı oldu.
Ansiklopediler kendisini "militarist politikalarıyla" tanınan, bir İmparator olarak anıyor.
Enver Paşa ile girdiği ittifak, Osmanlı'nın çöküşü, hep bu militarist politikaların sonucuydu.
Askeri bir güç ile dünya devleti olma arzusu, Almanya'nın başına II. Wilhelm ertesinde de büyük sorunlar çıkardı. Öyle ki, Almanya ikiye bölündü. Dünyaya egemen olayım derken, mevcuta sahip çıkamaz hale geldi.
uuu
Son Irak Savaşı da dahil, sürekli bir Almanya-Amerika rekabetinden söz edildiyse, bunun kökeninde, etkin Alman bürokrasisinin II. Wilhelm'in hayalini de arkasına alarak başlattığı bir dünya devleti olma arzusu vardı.
Gerhard Schröder hükümeti, anlaşılan o ki, II. Wilhelm çizgisinden radikal bir dönüş yaptı. II. Wilhelm'in politikaları "askeri" işbirliğine dayanıyordu. II. Dünya Savaşı sonrasında bunun zemini pek kalmamıştı gerçi ama bu gün itibariyle bu arzu artık tamamıyla terk ediliyor. Almanya'nın tek ve kesin tercihi "ekonomik" işbirliği haline geliyor...
İkincisi, II. Wilhelm'in politikaları, müttefiklerini dünyadan "tecrit" ederek Almanya'ya muhtaç bırakmaya dayanıyordu. Schröder Almanyası ise müttefikini de "küreselleştirme"yi amaçlıyor.
Almanya, etkin olma politikalarının araçlarını askeriden ekonomik işbirliğine, tecritten küreselleşmeye taşıyor.

***

Bu değişimin altında ne var?
Muhtemelen II. Wilhelm'in arzulayıp durduğu Balkanlar'da ve Ortadoğu'da tek başına en büyük güç olma hedefinin artık imkansız olduğunun anlaşılması.
Amerika, Irak işgali ile "Avrasya İmparatoru" olma politikasında iyice yol aldı. Almanya için bu bölgede Amerika'dan izin almadan ve onunla işbirliği yapmadan var olmak imkanı kalmadı.
Türkiye, Almanya'nın Irak gerginliği sonrasında Amerika ile iyi geçinme politikasının köprü başlarından oldu. Nitekim, Schröder, Türkiye'ye AB üyeliği konusunda büyük bir destek verdikten sonra Amerika'ya uçtu.

***

Almanya'daki bu radikal dönüşümün nedenini, Başbakan Schröder ile aynı partinin üyesi olan ve AB'nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri Günther Verheugen, "Neden Schröder artık Türkiye'nin AB üyeliğini daha çok vurguluyor?" sorusuna verdiği cevapta açıkladı:
"Bunun gerisinde büyük bir stratejik değerlendirme yatıyor ki, bu tüm AB liderlerince paylaşılıyor. Türkiye gibi nüfusu Müslüman olup da, insan haklarına uyan demokratik hukuk devleti olduğunu göstererek, Batı demokrasileriyle İslam alemi arasında olası çatışmada belirleyici ve uzlaşmacı rol oynayabilecek bir ülkenin sağlam ve istikrarlı bir ortağımız olması, Avrupa'nın siyasi ve ekonomik güvenliği açısından merkezi rol oynayabilir."
Bu görüş, anlaşılan o ki, sadece Almanya'daki mevcut koalisyon iktidarının değil, iktidar adayı tüm partilerin de ortak görüşü. Avrupa Parlamentosu seçimleri için çok farklı tezler yarışıyormuş gibi görünse de, bu sadece bir görüntü...

***

Verheugen'in seslendirdiği Alman politikası, Avrasya İmparatorluğu için harekete geçtikten sonraki Amerika'nın yeni stratejisiyle aynı: Türkiye'yi İslam aleminin model ülkesi yapmak...
Türkiye'nin önü ve şansı açılıyor...
Yeter ki, zenginleşmeyi ve özgürleşmeyi esas alan bu yaklaşımlara uygun bir zihniyet içeride de etkin olsun...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Denktaş'ın borsasında son durum   / 20-03-2004
 Ne olacak bu Kara Kuvvetleri'nin hali   / 15-03-2004
 Erdoğan'ın Fenerliliği, Trabzonluları kızdırıyor...   / 13-03-2004
 Kadınbudu...   / 08-03-2004
 Denktaş'ın borsası   / 06-03-2004
 İşkence sanığını küreselleşme yakalar   / 01-03-2004
 İkinci Wilhelm'den Schröder'e....   / 28-02-2004
 56 yıl   / 23-02-2004
 Başka bir yerde yok...   / 21-02-2004
 Milliyetçilik, patent sayısı ile ölçülür...   / 16-02-2004
UMUR TALU
İzmir'in iki yakası
Herhalde bundan iyi "final"...
EMRE AKÖZ
İnanamıyorum!
Olan olmuştur. Her şey apaçıktır. Gerçek...
MEHMET ALTAN
AKP ve radikal demokratikleşme ihtiyacı...
Haftaya bugün...
İLKER SARIER
İzmir'in tarihi misyonu
Körfez'in iki yakasında, AKP ile...
Kitle İmha Senaryosu
Bir Arap gazetesi: Irak'ta kitle imha silahı bulamayan ABD, ülkeye...
Zevahiri öldürüldü' iddiası
Amerikan Fox News televizyonu, El Kaide örgütünün lideri Usame...
Arkasına değil önüne bakıyor: 3-1
Arkasına değil önüne bakıyor: 3-1
Tuncay'ın 23'teki akıl dolu golüne ilk yarı biterken Okan cevap...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Sarı Sayfalar | Günaydın | Bizimcity | Kapak Güzeli | Astroloji | ON Magazin | Sağlık | Cumartesi | Aktüel Pazar | Teknoloji | Otomobil |Sinema | Hobi | Çizerler
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.