kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Yaşama Dair
    Sinema
    Hobi
    Çizerler
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Altan @ SABAH
 

Para, sopa, türban...

Yeryüzündeki "insan hakları ihlallerini" izleyen Uluslararası Af Örgütü, Ankara tarafından hiç sevilmedi.
Üyeleri hep baskı gördü. Bir araştırmacısı sınır dışı edildi. 1996 yılında genel sekreterine randevu verilmedi.
2002 yılında Türkiye'de büro açmak isteyince de dirençle karşılaştı. Örgüt ancak Danıştay'dan olumlu yanıt alarak bürosunu açabildi.
Türkiye, yarası olduğu için hep gocundu. Kendini düzeltmek yerine, insan hakları ihlallerine aynalık yapan Uluslararası Af Örgütü'ne kızdı.

***

AB süreci, Ankara'ya "insanı" hatırlattı. Mevzuat, "bireye öncelik" verilerek yeniden düzenlenmeye başlandı. İnsan hakları ihlalleri gündeme geldi. Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Irene Khan bu yeni dönemin altını çizmek için haftabaşı Türkiye'yi ziyaret etti.
Türkiye'nin eskiden yok saydığı hassasiyetlere şimdi gösterdiği özenin basındaki izlerini sürmeye koyuldum.
Salı günkü gazetelerin hiçbirinin ilk sayfasında bu gezi yer almadı. Halbuki, etkin İngiliz gazetesi Financal Times bile Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Khan'ın bir haftalık Türkiye gezisi üzerine geniş bir haber yayınladı.
Genel Sekreter, "hükümetin cesaret verici reformlar yaptığını" söylüyordu.
"Reformlardan kaygı duyan bazı çevrelerin, süreci sekteye uğratmak için çaba sarf ettiğinin de" altını çiziyordu.
Financial Times'ın önemsediği gezinin başladığı gün, Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri'nin ziyaretini ilk sayfadan görmeyen kimi büyük gazetelerde, Kredi Derecelendirme Kuruluşu Fitch'in notumuzu "B'den, B Artı'ya" yükselttiği haberi yer alıyordu. Kredi konusundaki lehimize bir gelişmenin, aynı olumlu özellikleri taşıyan "insan hakları" konusunun gerisinde kalmasını garipsedim.
***

Türkiye'de gerçekten sevindirici şeyler oluyor. Çok yakın zamana kadar, "insan hakları ihlallerini" araştırdığı için Türkiye tarafından düşman kabul edilen saygın ve etkin bir kuruluş, ilk kez bu ülkede üst düzey bir kabulle karşılandı. Genel Sekreter, TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış, AB Uyum Komisyonu Başkanı Yaşar Yakış, Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu ile görüştü. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül tarafından da kabul edildi.
***

Uluslararası Af Örgütü'nün Türkiye için yayınladığı rapor, AB süreci açısından son derece önemli. Uluslararası Af Örgütü Raporu, "işkencede sıfır tolerans" hedefi ile yapılan "yasal düzenlemeleri" çok olumlu buluyor. Ama şikayetleri sona ermiş değil.
Türkiye'de halen "işkence ve kötü muamele iddialarının cezasız kaldığı, ifade özgürlüğünün üzerindeki bazı sınırlamaların sürdüğü, kolluk güçlerinin gözaltı işlemlerinde yönetmelik süreçlerini izlemediği" vurgulanmakta.
Genel Sekreter, önceki gün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la görüşürken de, Leyla Zana'nın ve DEP'lilerin serbest bırakılmasını" istedi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, DEP'lilerin mahkumiyetini bozdu. AİHM'nin bozduğu, davaların yeniden görüşülmesini öngören yasa nedeniyle, bu dava yeniden görüşülmeye başlandı. Ama ilk davadaki anlayışın değişmemiş olması ve yasalar ile uygulamaları arasındaki farklılık nedeniyle yeryüzünün eleştirisine hedef oluyoruz.
***

Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Irene Khan, türban konusunda da, "kadınlar, ne giyip ne giymeyecekleri konusunda tercihlerini serbestçe yapabilmeliler. Türkiye'de ve bugün Avrupa'nın bazı ülkelerinde görülen bu kısıtlayıcı uygulamalar önemli bir insan hakları ihlali sorunudur" dedi.
Türkiye, AB sayesinde çok önemli bir değişim süreci yaşamakla birlikte, temel hak ve özgürlükleri içselleştirme aşamasına gelmiş görünmüyor. Uluslararası Af Örgütü ile yeni dönem, ilk sayfaya bu nedenle çıkmıyor. Uluslararası Kredi Kuruluşunun notumuzu yükseltmesi daha önemli sayılıyor...
***

AB sürecinin karar vericileri, değişen yasaların "nasıl uygulandığını" gözlüyor...
Devletin vatandaşına sopa atmasını yeterince önemsemeyen, sadece kredi notunun yükseltilmesine ya da türbandaki gelişmeye duyarlı kalan bir ülkenin zorluğu var demektir. Tüm vatandaşların, insan hakları ihlallerine, "insan oldukları" için başkaldırdıkları bir Türkiye, Uluslararası Af Örgütü'ne de ilk sayfalardan yer açılmış bir Türkiye olur.
Umarız, bu hedefe az kalmıştır.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Denktaş'ın borsası   / 06-03-2004
 İşkence sanığını küreselleşme yakalar   / 01-03-2004
 İkinci Wilhelm'den Schröder'e....   / 28-02-2004
 56 yıl   / 23-02-2004
 Başka bir yerde yok...   / 21-02-2004
 Milliyetçilik, patent sayısı ile ölçülür...   / 16-02-2004
 Para, sopa, türban...   / 14-02-2004
 Ulus-devletin solculukla ne alakası var?   / 09-02-2004
 Konya'dan Kıbrıs'a...   / 07-02-2004
 Türbanı Beyaz Saray çözdü...   / 02-02-2004
UMUR TALU
Demokrasi dediysek...
Avrupa Birliği hedefi siyaset ve...
EMRE AKÖZ
'Hücrenizi dekore etmek bir sanattır'
BİLİYORSUNUZ:...
MEHMET ALTAN
Kadınbudu...
Bir toplumun "kadını" nereye koyduğu,...
Karamanlis Papandreu:4-2
PASOK liderliğine devam edecek olan Papandreu, parti içi temizlik...
Blair'in Monica'sı
İngiltere Başbakanı Tony Blair'in emlak danışmanlığını yapan Peter...
Bir zamanlar Kartaldı
Bir zamanlar Kartaldı
Avni Aker'deki randevuda Trabzon attığından fazlasını kaçırdı. Fatih...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Sarı Sayfalar | Günaydın | Bizimcity | Çizerler | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Cumartesi | Aktüel Pazar | Yaşama Dair | Sinema | Hobi
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.