kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Yaşama Dair
    Sinema
    Hobi
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ahmet Hakan Coskun @ SABAH
 

Acımak

Malzeme ortada: Hepsini alabildiğine snobe edebiliriz. Gerçekten de malzeme ortada! Ama artık ben hem snopluk yapmaktan sıkıldım, hem de sinir olma yetimi kaybettim. Çünkü durumlarının iyice acıklı bir hal aldığını düşünüyorum... Ve bu yüzden sadece ve sadece acıyorum onlara... İşte onlar:

* SEREN SERENGİL: Bir televizyon kanalının gece haberlerinde rastladım ona... Konu cezaevinde yaptığı 'olaylı evlilik'ti. Anlatıyor da anlatıyordu: Neden ayrıldığını, neden evlendiğini, annesiyle arasındaki sorunları filan en ince ayrıntılarına kadar gözler önüne seriyordu. Mahrem diye bir sözcükten haberi yok gibiydi. Sanki kameralar önünde, televizyon ekranında değil de, en yakın kız arkadaşlarının yanında konuşur gibiydi. Bütün malını mülkünü annesine vermiş, Cengiz'i çok seviyormuş, aralarındaki sınıf farkı hiç önemli değilmiş, annesini kendisini mutlaka affedermiş. Dinlerken, "Koskoca insan! Özel hayatını nasıl da gözler önüne seriyor! Yaptığının yanlışlığını neden fark edemiyor?" diye düşündüm... Ben tam bunu düşünürken, ip ucunu verdi. Konuyu birden babasının ne kadar milliyetçi olduğuna getirdi ve şöyle dedi: "Babam o kadar milliyetçiydi ki gece televizyon kapanırken İstiklal Marşı çıktığında bütün ev halkını ayağa dikerdi"... Düşünün: Televizyonda İstiklal Marşı söyleniyor, bizim minik Seren ayakta! Sadece bu da değil.. Aynı söyleşide mürebbiyeler elinde büyüdüğünü de övünerek söyledi. Bir yanda televizyonda İstiklal Marşı söylenirken ayağa kaldırılacaksınız, bir yandan da yabancı mürebbiyelerin eline teslim edileceksiniz. Kabus gibi değil mi? Böyle bir çocukluğun ardından insan demek ki böyle
oluyormuş... Yazık, vah vah!


* ALİ MÜFİT GÜRTUNA: Fotoğraflı bilboardlar başına bela olunca hemen fotoğrafsızlara geçiş yaptı. Güldüm, geçtim... Kapıda saatlerce bekleyip de Başbakan'la görüşemediğini öğrendiğimde ise baktım artık sinir olmuyorum. Ama Kasımpaşa'da belediyenin yaptırdığı bir spor salonuna "Recep Tayyip Erdoğan Spor Salonu" adını vereceğini öğrendiğimde ona karşı sadece 'acıma' hissiyle dopdolu olduğumu fark ettim... Yeniden başkan olma arzusuyla nasıl dolup taştığını tahmin ediyordum ama bu kadarını doğrusu ben de beklemiyordum. "Madem Başbakan benimle görüşme konusunda isteksiz davranıyor, o halde ben de onun adını spor salonuna vereyim de etkilensin!". Bu mantık, bu yaklaşım karşısında insan acıma hissiyle dolmaz da ne yapar? Ben de öyle yaptım. Vah ki vah dedim de başka bir şey diyemedim.

* ABİDİN: O steril duruş, sahicilikten nasibini almamış o sahte ve yapay tebessüm, daha olmadan olmuş gibi yapma hali... Bunların hepsi beni sinir ediyordu. Ama dün akşam seyrederken geleceğini gördüm onun... Basit bir Tarkan mukallidi olmak dışında şansı yoktu. Bunu fark edince üzüldüm onun için. Tamam, şimdilik sorun yok, dolduruş tam gaz gidiyor ama BBG evinden çıkan Tarık'ı anımsayın: O da böyle doldurulmamış mıydı? Peki nerede Tarık? Bunları düşününce ona sinir olmaktan vazgeçtim ve acımaya başladım...

* AHMET ERCAN: CHP'den İstanbul Belediye Başkanlığı'na aday adayı olan ünlü deprem uzmanımız, meğer iflah olmaz bir Öztürkçeci imiş. Yayınladığı basın bildirilerinde televizyon yerine "sanalgı", radyo yerine "ünalgı", gazete yerine "duyumcak", telefon yerine "ünlek", aile yerine "evgil", laik yerine "ayrıt" sözcüğünü kullanıyormuş. Önce sinir oldum. Sonra bu kadar komik bir durum karşısında gülümsedim. En sonunda yüzümde acıklı bir gülümseme belirdi. O kadar..

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Cem Karaca için   / 10-02-2004
 Kitapçıda kolpa!   / 09-02-2004
 Acımak   / 08-02-2004
 Can sıkıntısı   / 06-02-2004
 Adaylara tüyolar   / 05-02-2004
 Aman, heveslenmeyin!   / 03-02-2004
 Sıkışarak ölmek   / 02-02-2004
 Son izlenimler   / 30-01-2004
 Bush 'sıra bende' dedi   / 29-01-2004
 New York'ta Osmanlı vurgusu   / 28-01-2004
ERDAL ŞAFAK
Siyasiler ve depolitize halk
"İnsan, yaşamının en...
AHMET HAKAN COŞKUN
Bağdat'a dair
TOZ VE HÜZÜN: Depremi yaşamış bir...
ALİ KIRCA
Türkiye adası
Biz; "Avrupa bizi içine alır mı almaz mı?"...
HINCAL ULUÇ
Sabah Spor ödülleri.. Lucescu.. Ben..
"Bir gündem teklif...
Kupanın % 25 hissesi fener'in 2-4
Kupanın % 25 hissesi fener'in 2-4
Savunmasında çok açık veren ve 85. dakikaya kadar mağlup oynayan...
Trabzon çakır keyif 2-1
Trabzon çakır keyif 2-1
Hakem Çakır'ın 2 kritik kararı Trabzon'u yarı finale taşıdı: 1-...
Denktaş'ın önerisi Rumları bocalattı
Denktaş'ın önerisi Rumları bocalattı
Annan'ın boşlukları doldurmasını şartlı olarak kabul eden Denktaş,...
Erdoğan: Demode siyaset prim yapmaz
Erdoğan: Demode siyaset prim yapmaz
Başbakan Tayyip Erdoğan, Kıbrıs politikasını eleştiren CHP'yi,...
Son kurban bir öğretmen
Son kurban bir öğretmen
Diyarbakır'daki Celal Güzelses İlköğretim Okulu Müdür Yardımcısı otel...
Kar, döndü dolaştı yine kapıya dayandı
Kar, döndü dolaştı yine kapıya dayandı
Doğu Anadolu ve Karadeniz'i kar teslim aldı. Erzurumlular soğuk ve...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Günaydın | Bizimcity | Sizinkiler | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin Sağlık | Cumartesi | Aktüel Pazar | Yaşama Dair | Sinema | Hobi
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.