Haçlı seferleri sayesinde Urfa'da oluşan Kontluk İmadeddin Zengi tarafından 1144 yılında ortadan kaldırılınca Avrupa tekrar galeyana gelir. Böylece muazzam bir Haçlı kuvveti daha oluşturulur. Fransa Kralı St. Louis VIII ve Alman İmparatoru Konrad III de bizzat ordularının başında olmak üzere Anadolu'ya yürürler. Bizans bu kadar büyük bir kuvvetin kendisine çok yaklaşmasından tedirginlik duyduğu için Selçuklular'ın varlığını tercih edecek hale gelir. Herhalde bu gerekçeyle olsa gerek; Bizanslı rehberler Haçlı ordusunu sürekli Türklerin baskın yapabileceği yerlerden geçirterek fena hırpalatır. Nihayet bu muazzam ordu 1147 yılında Eskişehir yakınlarında Selçuklular tarafından hezimete uğratılır. Haçlılar arkalarına bakmadan kaçmaya başlarlar. Bu sefer de Rumların baskın ve yağmalarına, hatta yer yer katliamlarına maruz kalırlar. Böyle bir hengamede Türkler, yenip bozguna uğrattıkları düşmanın Rumlar tarafından mahvedilmesine dayanamazlar. Onlara para ve ekmek dağıtırlar, yaralılarını ve hastalarını tedavi ederler. Bu iyilikler karşısında üç bin civarında Frank askerinin Müslüman olduğunu Batı'lı kaynaklar da zikreder. Türklerin bu davranışı, zamanın bir Haçlı müellifini şöyle feryat ettirir: "Ey hıyanetten daha zalim olan merhamet!"
***
Fransa Kralı St. Lous VIII ile Alman İmparatoru Konrad III cenaplarının bugünkü torunları da ABD şahinlerine karşı -kerhen de olsa- 'Türk dengesi'nde uzlaşabilirler mi dersiniz?
