kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Umur Talu @ SABAH
Tel:
0537 660 71 21
Fax:
0212 280 05 51
 

Bağlarbaşı'ndan Taksim'e...

İstanbul Bağlarbaşı'nda doğdum. Mahallede çok sayıda Ermeni, Rum, Yahudi arkadaşım vardı. Ev sahibimiz Rum, bakkalımız Rum, kasap Ermeni, mefruşatçı Yahudi'ydi. Onları öyle bilmedim. Arkadaşımdı, komşumuzdu hepsi. Kıbrıs'ta 1960'ların başında, bağımsız ortak devlet kuruldu sanılırken kriz patlayıp ardından "katliam" haberleri geldiğinde, "milli bilincin şahlanışı"na çocuk- tanık oldum. "Küçük, ince damarlarımdaki asil kan" nasıl olduysa harekete geçmiş, birlikte oynarken bölünen ve taşla, sopayla çeteleşip "gâvur arkadaşlara saldıran" miniklerden biri olmuştum. Sadece Rumlara değil, "ne kadar öteki varsa" hepsine karşı kin dolmuştum. Sadece bizde olmasa da, "normalde", önyargıları, toptancılık, genellemecilik, ayrımcılık damarlarını takviye ve tahkim etmesi beklenen "Milli Eğitim"e rağmen, daha sonra o çocuk halimden utanabilmeyi öğrendim. Büyümeye, olgunlaşmaya, genellememeye, her milletin, her ırkın, her toplumun kara sayfalarını kavramaya çalışırken, "başımıza gelenler"i öğrenmek kadar, "başımızın altından çıkanlar"ı da anlamaya çalıştım. İnsanın üstüne sinen, damarlarına sızan toptancı-genellemeci bir tarih-milletırk- etnisite anlayışının dışında, insanların, halkların, "ortalama özellikler" denilene rağmen genellenemeyeceğini... Özeleştiri-eleştiri dışında, başkalarının genellemeleri kadar, "kendi" önyargılarımıza da mesafeli durmayı... Gerektiğinde tavır alabilmeyi, her zaman beceremesem de, samimiyetle istedim. Tarihin haklı-haksız fırtınalarının savurduğu, birbirine karşı doldurduğu, akıl-vicdan hücrelerine nefret-korku ektiği insanlar olarak, insan olamayacağımızı hissettim.

***

Birçok tartışmada, "Türkiye'de ırkçılık yok" tezini destekler kanıtlar bulmak mümkün. Ama, "ayrımcılık" öyle sinsi ve tüm iddialara rağmen öyle resmi-popüler bir tavır ki. "Küçük, şirin" turizmin gelişebilmesi için çırpınmış bir Sevan Nişanyan, her köşesinin yağmalandığı bu ülkede, "SİT alanında izinsiz köy evi restore etmek"ten hapis yattı. Hapisten, Türkçe'ye armağan bir etimolojik sözlükle çıktı. Geçenlerde, Şirince'de restore ettiği evler mühürlendi; protesto için kalkmadığı koltuğunda jandarma marifetiyle sürüklendi. Kadın futbol liginde iki kez gol kralı olduğu halde "Madem ki Ermeni'sin" denerek milli takıma alınmayan, ama burada kalan, hemşirelik yapan Rebaka Fırıncıyan'ın öyküsü sessizce geçiştirildi. Futbol? Küçük bir çocukken adada tanıdığım Lefter Küçükandonyadis onca gol attığı milli formayı kalbinde taşırken 1974'te dövülmüştü. İstanbulsporlu Yorgo Kasapoğlu'nun çalımlarını, falsolu kornerlerini izlemiştim. Kapı gibi Niko, Vefa'dan Beşiktaş'a geldiğinde sevinmiştim. İstanbullu Rumların kulübü Beyoğluspor bir zamanlar Lig'de idi (şimdi Amatör 1. Küme), 1966'da Beşiktaş'ın İstanbullu Ermenilerin kulübü Taksim'i Şeref Stadı'nda özel maçta 11-1 yenişini izlemiştim. Bugün Taksim de 1. Amatör Küme'de. Tek tek belirtmeyeceğim ama, 100 kişilik minik-genç-büyük kadrosunun lisanslarına bakınca gördüm ki, yine çok sayıda Ermeni-Türk var. Sonra şu ilgimi çekti, belki yanılıyordum ama, içimi burktu: Belli ki birçok Ermeni anne-baba da, orada burada çocuklarına güvence sağlayabilmek, "ayaküstü önyargılar"dan koruyabilmek için soyadı değiştirmiş, onlara "Türk isimleri" vermeye çalışmıştı: Sercanlar, Serkanlar, Şahinler, Muratlar, Orhanlar, Ermanlar, Tuncaylar. Ayrımcılık ve korkusunu, içimizden kazıyacak bir müsekkin hâlâ şarttı!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bir kavganın anatomisi   / 26-01-2004
 İstanbul'da kar felaketi!   / 25-01-2004
 Raporlu devrimin yeni aşaması   / 23-01-2004
 Her fırtınanın ilk kurbanı çalışanlar   / 22-01-2004
 Askeri konsept olarak basın özgürlüğü   / 21-01-2004
 Sınıfta hain var!   / 20-01-2004
 Vergi vermeyen millet, ne büyük millettir   / 19-01-2004
 Bağlarbaşı'ndan Taksim'e...   / 18-01-2004
 Rüşvet gücünün asıl adaletsizliği   / 16-01-2004
 Bildiğini okumak, bildiğini yazmak   / 15-01-2004
MEHMET BARLAS
Boğaz Köprüsü'nde risk var mı?
Boğaziçi Köprüsü'nde...
SAVAŞ AY
Ecevit'in gazeteci duyarlılığı
Bülent Ecevit, bir...
REFİK DURBAŞ
"Ere zalum" bir kış...
Bir dervişe "Nereden gelirsin?"...
HINCAL ULUÇ
Devlet vardı.. Peki insan var mıydı?..
Medyamız gene her...
MEHMET TEZKAN
Dedikodu gerçek oldu
Beşiktaş'ın hükmen mağlup olması...
EMRE AKÖZ
Doğan Hızlan'a bir soru daha
Dün Hürriyet...
UMUR TALU
Kazayla başbakan olsam...
Sizin için neler yapabilir...
Göçmen kuşlar ölüm saçıyor
Kuş gribi ilk kurbanını Tayland'ta aldı. Altı yaşındaki bir çocuğun...
Cep-silah korkusu
Haftalık TIME dergisi: Teröristlerin yeni silahı cep telefonları.
Açıkla Mösyö
Açıkla Mösyö
Beşiktaş'ın hocası, 5 futbolcusunun atılmasını hakem Papila'yı yanlı...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Günaydın | Bizimcity | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.