|
|
|
|
"Kilitlenen hava" yaşamı da kilitledi!
Meteroloji uzmanları son günlerde yaşanan yoğun kar yağışının anormal bir durum olmadığını belirtse de vatandaş merak ediyor: Aynı durumla sık sık karşılaşacak mıyız Uzmanlar 'gökyüzündeki kilitlenmenin' neden olduğu yoğun ve kalıcı kar yağışının sadece Türkiye'de görülmediğini ancak hiçbir yerde Türkiye'deki gibi sorun çıkmadığını belirtiyor.
Başta İstanbul olmak üzere Türkiye'nin pek çok bölgesinde gündelik yaşamı durma noktasına getiren kar yağışının nedeninin 'gökyüzündeki kilitlenme' olduğu ortaya çıktı. Üstelik bu yoğun ve kalıcı kar yağışı Türkiye'ye özgü bir olay da değil. Şu anda Türkiye'nin güney ve iç bölgelerinde lodos, kuzey ve batı bölgelerinde ise poyraz yaşandığını dile getiren İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Orhan Şen, bu karakteristik hava olayının nasıl geliştiğini şu şekilde açıklıyor: "Güneyden esen lodos kuzeyde Karadeniz'e kadar çıkıyor. Burada kuzeyden gelen soğuk hava dalgasına çarpınca da havanın nemini de alarak alçalıyor. Sonuçta da başta Karadeniz ve Marmara olmak üzere yoğun yağış bırakıyor. Bu yağış da genellikle kar şeklinde görülüyor."
KARARSIZLIK NEDEN OLDU TÜRKİYE'NİN aynı anda bir başka ilginç hava olayını da yaşadığını söyleyen Prof. Şen şöyle devam ediyor: "Zaman zaman bir alçak basınç sistemini bir yüksek basınç sisteminin bloke ettiği görülür. Böyle bir durumda yüksek basınç sistemi alçak basınç sistemini hareket ettirmez ve kalıcı yağışlar oluşur. Bazen 2-3 gün bazen de bir hafta yağış devam eder. Bu arada dikkate değer bir olay da bu kar yağışı sırasında gök gürlemesinin duyulmasıdır. Bunun nedeni de atmosferin üst seviyelerine çok soğuk bir havanın gelmesi... Bu hava aşağıdaki havayla olan sıcaklık farkı çok fazla olduğundan kararsızlık yaptı. Dolayısıyla düşey hareketi fazla olduğundan dikine bulut meydana geldi. Bunun sonucunda da belli bir bölgede yağış yoğunlaştı..."
BÖYLE UYARI OLMAZ Kİ! PROF. Şen ve diğer meteoroloji uzmanları Türkiye'de son günlerde meydana gelen yoğun kar yağışının anormal bir şey olmadığını belirtse de, tüm yaşananlardan sonra kamuoyunu ilgilendiren, aynı durumla sık sık karşılaşılıp karşılaşılmayacağı... Meteoroloji Mühendisleri Odası Başkanı İsmail Küçük tartışılması gerekenin bu tür doğa olaylarını doğal afete dönüşmeden nasıl aşılacağı olduğunu ifade ediyor. Dünyada pek çok yerde Türkiye'de yaşanandan daha şiddetli hava olayları görüldüğünü vurgulayan Küçük, ancak bunların hiçbirinde Türkiye'deki gibi sorun çıkmadığını kaydediyor. Geçmişte de bu tür olaylar yaşandığını ve her seferinde meteoroloji yetkililerinin "Biz uyarımızı yaptık" dediğini hatırlatan Küçük şöyle konuşuyor: "Meteoroloji uyarı yapıyor ama yetersiz. Kar yağışından önce 'kar yağışlı ve şiddetli rüzgarlı' diye uyarı yaptı. Böyle uyarı olmaz! Bakın aynı uyarı Ankara için de İstanbul için de yapıldı. Ankara'da kar serpintisi, İstanbul'da ise kar birikmesi oldu. Şimdi mu uyarı? Bu nedenle 'uyardık' demek doğru değil. Daha ayrıntılı uyarı gerekirdi." Belli bir birikme olunca karla mücadelenin değiştiğini de hatırlatan Küçük, insan çevre faktörlerine göre mücadele yaklaşımının da değiştiğini kaydediyor: "Uyarılar bölgelere göre iyice ayrıntılı olsaydı; örneğin İstanbul'da denilebilirdi ki 'zincirsiz araçlar kesinlikle trafiğe çıkamayacak, zincirli araçlar da şu güzergahları kullanacak...' Yani insanlar yollarda kaldıktan sonra onları nasıl kurtaracaklarını düşünmeyeceklerdi; birikme olmadan önlem alınmalıydı" diyor. KAR YAĞIŞI BİR ARAÇ İTÜ Çevre Mühendisliği öğretim üyesi Prof. İlhan Talınlı ise kar yağışının dünyadaki genel iklim değişimiyle ilişkilendirilmemesi gerektiğini söylüyor. Dünyanın genel olarak 1-2 derece ısındığının bilindiğini belirten Talınlı, ancak bunun yöresel ya da bölgesel olaylarla ilgisi bulunmadığını kaydediyor. Ortaya çıkan problemde kar yağışının sadece bir araç olduğunu dile getiren Talınlı "Çevresel etkilenme nedenimiz çok yoğun nüfuslu metropolde yaşıyor olmamız ve otoyollarıyla, trafiğiyle, çarpık yapılaşmasıyla dünyada eşi olmayan bir düzensizlik içinde olmamızdır" diyor. SORUN POPÜLASYON "BUNUN adı çevresel risk değerlendirmesidir" diyen Prof. Talınlı ekliyor: "Bu konu popülasyonla yakından ilgili. Aynı kar dağlara da yağıyor. Sorun çıkmıyor. İstanbul'da sorun çıkıyor çünkü popülasyon var; çevreyi değiştiriyoruz. Şimdi çevre bu etkiye karşı bir tepkide bulunuyor. Bu noktada bizim çevreyi değiştirirken daha bilinçli hareket etmemiz, ortaya çıkacak sorunlara karşı da önlem almamız gerekir." İstanbul'da yaşayan birisinin kar yağışı sözkonusu olduğunda aracında zincirini, acil durumlar için giyecek, içecek ya da yiyeceğini planlaması gerektiğini hatırlatan Prof. Talınlı "Çevre ve doğa kurumları da insanı da yener. Bu yüzden onunla mücadeleye girişmek yerine onunla uyumlu olmak gerekir" diyor.
NEVZAT ATAL
|
|
|
|
|
|
|
|
|