|
|
 |
 |
 |
|
| Ben beyaz atlı prensi buldum
|
|
Suriye Devlet Başkanı'nın eşi Esma Esad: Türkiye'ye geleceğim için çok heyecanlıyım
EVLİLİĞİNİ ANLATTI
SURİYE Devlet Başkanı Başar Esad'ın Türkiye'ye yapacağı önemli ziyaret öncesinde, dünyada çok merak edilen eşi Esma Esad, evliliğini SABAH'a anlattı: "Her kadın gibi bir gün beyaz atlı prensimi bulacağımı hayal ediyordum."
HEP BALAYINDAYIZ
"SONUNDA müthiş bir eşe kavuştum. Evliliğimizin anahtarı, arkadaşlık, aşk ve karşılıklı anlayış. Balayı için tatile çıkmadık, biz zaten hep balayındayız. Türkiye'yi ziyaret edeceğimiz ve bütün aile orada olacağımız için çok seviniyorum."
***
Kocamla hâlâ balayı yaşıyoruz
SURİYE Cumhurbaşkanı Başar Esad'ın eşi Esma Esad sarayın kapılarını ilk kez SABAH'a açtı. 28 yaşındaki First Lady ilk kez hayatını ve evliliğini anlattı.
DÜNYADAKİ her kadın gibi ben de ideal eşi, beyaz atlı prensi bulmayı hayal ettim. Londra’da yaşarken bir gün Suriye’ye geleceğimi biliyordum..
YENİ yılın ilk günü Şam'dayım. Hava soğuk mu soğuk. Ama ben yanıyorum. Nasıl bir heyecan anlatamam. Birazdan Suriye Cumhurbaşkanı'nın eşi Esma Esad ile bir söyleşi yapacağım. Cumhurbaşkanı ve eşi 5 ocak sabahı İstanbul'da olacaklar. Bu ziyaret herhangi bir ziyaret değil çünkü Suriye Cumhurbaşkanlığı olarak Türkiye'ye yapılan bir önceki resmi ziyaretin tarihi 1946. Evet yanlış okumadınız, 58 yıl olmuş. Önceki Cumhurbaşkanı Hafız Esad'dan boşalan koltuğu Londra'da doktorluk yapan oğlu Başar Esad almış. 38 yaşındaki bu genç Cumhurbaşkanı'nın Suriye'de gözle görülür gelişmelerde imzası var. Başar Esad'ın söylediklerini Mehmet Ali Birand ve Fehmi Koru'dan okuyacaksınız zaten. Benim Pazartesi Sohbeti konuğum ise Başar Esad'ın 28 yaşındaki karısı Esma Esad.
BİZE YENİLİKÇİ DEDİLER
Şam'ın en otantik oteli diyebileceğim Cham Palace'ın lobisindeyim. Protokol Müdürlüğü'nden haber gelmiş. Ertesi gün yapmayı beklediğim röportaj bir gün öncesine alınmış. "First Lady'nin gönderdiği araba gelene kadar ben odama çıkayım, biraz daha çalışayım bari" diye yüksek sesle söyleniyorum. "Hani yarın olacaktı, yani son anda da söylenmez ki. Saçımı başımı bile yaptıramadım". Kadınca bir his işte, programınızda bir sapma olduğunda mutlaka paniğe kapılırsınız. "Ya her şey istediğim gibi gitmezse?" Deneyimli gazeteci Mehmet Ali Birand rahatlatıyor beni "Artık çalışma canım, zaten çalıştın yeterince, kadını tanıyorsun. Röportaja giderken fazla çalışırsan onu da bunu da soramadım diye bu sefer söyleşi esnasında panik olursun". İyi de kendisi değil miydi uçakta bana "Bakalım soruların nasıl olacak, iyi çalışmışsan röportaj farklı olur" diyen? Kapıda Esma Esad'ın danışmanı gözüküyor, ben ayağa fırlıyorum. Arabaya bindikten sonra danışmanı soru yağmuruna tutuyorum. Nasıl biridir? Sert midir, sempatik midir? Kaç dakikam var? Fotoğrafçı geldi değil mi? Neden sonra arabamızın süratinin 20 civarında olduğu farkediyorum. Nasıl yavaş gidiyoruz anlatamam. Tam "Niye?" diye soracakken, danışmanın telefonu çalıyor, danışman kulağına ahizeyi götürüyor, bir süre dinledikten sonra yallah! Diyor. O nasıl bir yallah ama, süratimiz bir anda 150'ye falan çıkıyor. Hızlanıyor hızlanıyoruz. Danışman uzaklarda bir yerlerde Şahin Tepesi'ni andıran bir sarayı gösteriyor, "Oraya gidiyoruz" diyor. Yolda 3-4 kez yolumuz silahlı askerler tarafından kesiliyor. Ee kolay mı Şahin Tepesi'ne çıkmak?
FOTOĞRAFLARI GÜZEL ÇEKİN
Sağ salim varıyoruz tabii. Kapıda karşılıyorlar beni, yürümeye başlıyoruz. Uzun bir koridor git git bitmek bilmiyor. Bir anda karşıma gencecik bir kız çıkıyor, "Hoşgeldiniz" diye. Bir anda algılayamıyorum, yeni bir danışman mı? Şaşkınlığım ancak iki saniye sürüyor. Karşımda bütün zarifliği ve güzelliğiyle duran bu genç kadın Esma Esad'dan başkası değil. Ellerimde çiçekler karşısında kalakalıyorum. Bakışlarımı son derece doğal karşılıyor. Müthiş bir misafirperverlikle beni söyleşiyi gerçekleştireceğimiz kitap dolu bir odaya alıyor. Odada 4 tane profesyonel fotoğrafçı hazır. "Bolca çekin, en azından bir tanesinde çok güzel gözükelim ikimiz de" diyor bayan Esad. Nasıl kadınca nasıl safça bir istek. Gülüşüyoruz, First Lady ya da sokaktaki kadın, hepimizin hepimizin derdi değil midir güzel gözükmek?
*Kusura bakmayın öylesine genç ve öylesine modern görünüyorsunuz ki şaşkınlığımı gizleyemedim.
-Çok teşekkür ederim. Ama söylemem gerekir ki ben de sizin kadar genç bir Yazıişleri Müdür beklemiyordum. Öylesine hoşuma gitti ki böylesine genç yaşta böyle önemli mevkilere gelmeniz anlatamam. Bir kadın olarak çok memnun oldum.
*Çok teşekkür ederim. (Etrafıma şöyle bir bakınıyorum. Ağır bir dekorasyon, klasik mobilyalar, koyu renkler, dayanamayıp soruyorum.) Burada mı yaşıyorsunuz?
-Hayır, kesinlikle değil. (O sırada eliyle ceketine tutturulmuş mikrofonunu kapatıyor ve gülerek fısıldıyor) Bir bana bakın, bir de buraya birbirine uyuyor mu? Burası benim evim diyebileceğim bir yer değil.
*Sizin için ev ne ifade ediyor?
-Benim için ev fikri şu anda yaşadığım gibi bir ev. Şehrin tam göbeğinde oturuyoruz. İki çocuğum ve kocamla birlikte. Öyle çok büyük değil ama bizim için yeterli. Ben şehrin içinde olmayı çok seviyorum. Kapımın önünde çocuklar oynuyor, insanlar yürüyüp geziyorlar. Bunlar çok ama çok önemli benim için.
ÜÇ AY ÖNCE DOĞUM YAPTIM
*İki çocuğunuz var değil mi?
Evet oğlum Hafez, 2 yaşında. Ona büyükbasının ismini verdik. Kızım Zein ise daha üç aylık.
*Yani üç ay önce doğum yaptınız ve hala bu kilodasınız. Nedir bu işin sırrı? Emin olun röportajın en okunan sorusu bu olacak. (Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim Esma Esad herhalde 36 beden, 34 bile olabilir.)
-Açıkcası işin sırrı yok. Ya da şöyle diyebilirim, çocuklarımla kendim ilgileniyorum ve herşeyleriyle uğraşıyorum dolayısıyla diyete gerek kalmıyor. (Gülüyor)
*Peki hamilelik döneminde kilo almadınız mı?
Ona dikkat ettim, gerektiğinden fazla kilo almadım. Gördüğünüz gibi karşınızdayım ve üç ay önce doğum yaptım.
*Siz Londra'da doğdunuz değil mi?
Evet. Babam kardiyolojist, annem ise emekli diplomat. İki erkek kardeşim var ve ben en büyükleriyim. Kardeşlerimden bir tanesi Ferad, doktor, Eyad ise daha yeni Uluslararası İlişkiler master'ını master'ını aldı.
*Onlar hala Londra'da mı oturuyorlar?
Evet. Ama ben buradayım, çocuklarım burada onlara da daha çok Suriye'ye gelme fırsatı bahanesi çıkıyor tabii.
*Siz Londra'da bilgisayar okudunuz. Ardından JP Morgan'da ekonomist olarak çalıştınız. Niye bilgisayar, niye ekonomi?
-Teknoloji beni küçük yaştan beri büyülemiştir. ICT hayatımızın her anında var. Bilgisayar okumayı istememin ana sebebi, teknoloji alanındaki gelişmeleri yakından takip edip günlük hayata uygulamaya çalışmaktı.
HAYALLERİM DAHA BİTMEDİ Kİ
*Londra'da oturuyor, JP Morgan'da çalışıyordunuz. Hayalleriniz neydi?
Benim hala hayallerim var, bitmedi ki. (Gülüyor)
*Peki şöyle sorayım o zamanki hayalleriniz neydi? Bir gün Suriye'nin tabir-i caizse kraliçesi olacağınızı düşünür müydünüz?
Bu sorunun iki parçalı yanıtı var. Özel bölümünde dünyadaki bütün kadınlar gibi bende beyaz prensimi bulmayı istiyordum.
*Buldunuz mu?
Kesinlikle. Her zaman en uygun partneri bulup, iyi bir aile kurmayı düşledim ve gerçekleştirdim İş hayatına gelince başka hayallerim vardı tabii. Bankacılıkta bir kariyer yapmayı düşlüyordum. İşimde her zaman hırslı ve istekli olmuşumdur.
*Peki bir gün gelip de Suriye'de yaşayacağınızı düşünür müydünüz?
-Londra'da yaşadığım zaman içimden bir ses bana "Bir gün Suriye'ye döneceksin" diyordu. Tabii böylesini düşünmemiştim. Ama bir gün Suriye'ye geleceğimden çok emindim. Ailem her zaman "Bir gün eve gideceğiz" diyordu. Ben geldim. İngiltere her zaman benim için özel bir yer olarak kalacaktır, bunda hiç bir kuşku yok ama Suriye'ye geldiğim için çok mutluyum.
EŞİMLE HALA BALAYINDAYIZ
*Kocanızla ne zaman tanıştınız? Romantik bir tanışma hikayesi var mı?
-Bilemiyorum romantik mi... İsterseniz ben size anlatayım siz de romantik olup olmadığına karar verin. Ben aslında kocamı 9 yaşımdan beri tanıyorum. Ailelerimiz görüşürdü. Ailelerin arkadaşlığı çok eskiye dayanıyordu. Eşim benim her zaman arkadaşımdı. Sonrasında doğal bir süreç gibi bu arkadaşlık aşka dönüştü. İlişkimizdeki en önemli unsur kuşkusuz karşılıklı saygı, destek ve anlayıştır. Evliliklerde bunun önemli olduğunu düşünüyorum.
*Size nasıl evlenme teklif etti?
Sadece sordu. Ben zaten bekliyordum.
*Düğün aile arasında yapıldı. Ya balayı?
Tatile çıkmadık ama hala balayındayız.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
