kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
İlker Sarier @ SABAH
Fax:
0212 354 34 69
 

Selen’in başaramadığı (!)

Gençlerin ölümünde büyük kederler saklıdır. Üniversite öğrencisi Selen'in ölümü ailesini perişan etti. Bu ölümün, "uyuşturucu"dan meydana gelmesi ise konuyu medyada yankılandırdı. "Uyuşturucu belası" giderek yayılan bir sinsi problem tabii ki... Gazetecilerin, "polis uyuyor mu?" veya "okul yönetimleri ne yapıyor?" şeklindeki eleştirileri de haksız veya yersiz değil... Fakat ne her gencin başına bir polis dikmek mümkün ne de bu tür vakalar tek boyutlu... Meseleye salt "yöneticiler" açısından değil, "aileler" açısından da bakmak zorundayız. "Selen'in çok başarılı olduğu" anlatıldı hep. Üniversiteyi kolayca kazanmış olduğu, Bilkent'e girdiği, ingilizceyi su gibi konuştuğu anlatıldı. Buna bir itirazım yok. Ama tam da işte bu nokta, hem medya olarak, hem de aileler olarak düştüğümüz en büyük tuzak değil mi? Hem de alabildiğine felsefi bir tuzak. Nedir büyük başarı? Ya da gerçek başarı nedir? Üniversiteyi kazanmak mı? İyi bir fakülteye girmek mi? Sular seller gibi yabancı dil konuşmak mı? Hayır!.. Bunlar "ikincil" başarılardır. Asıl başarıyı destekleyecek, küçük başarı parçaları... Zor bir maçı kazanmak gibidir ama şampiyon olmaya yetmez. Şampiyon olmak, "yaşam sanatını" sürdürebilmektir. Asıl başarı budur. Sağlıklı bir düşünce ve davranış sistemi, çevre ile düzenli ve yaratıcı ilişkiler yumağı, hakkını elde etmek için mücadele, hayatın kederleri ile lezzetlerini aynı potada ergitebilme, yoksunluk ve zorluklarla boğuşabilme, aldıklarının karşılığını da duygular ve mutluluk paylaşımları ile ödeyebilmektir asıl başarı... Bunu başarabildi mi Selen? Hayır başaramadı. Aile ortamında, "yaşam başarısının" ortaya konmasına olanak verecek, kendini tarif edebilecek, paylaşımcı ve kendinden emin bir kişilik oluşturacak, yaşam bağlarını güçlendirecek nesnel ve öznel koşulların yaratılıp yaratılmamış olduğu, her genç için hayati değerde sorulardır. Ailede, karşılıklı sevgi ve saygı ile yaşama tutunma ortamının yaratılmış olması. Selen'in annesi hekim, babası da iş adamı olduğuna göre, böyle bir ailede, dişe dokunur bir maddi sıkıntı veya kaba, saba, itici, düzeysiz ilişkiler atmosferi beklenemez. Fakat "yıllar içinde" oluşmuş ruhsal ve duygusal ortamın, Selen'e nasıl yansıdığı veya onun tarafından nasıl algılandığı çok önemli. Bir evladın her istediğinin anında karşılanması onun "mutlu olmasına" yeterli olabilir de, olmayabilir de... Bu, o ailede yaratılmış "yaşam kimyasına", elemenetler arasındaki takım oyununa bağlıdır. Bir genç, topluma katılıp onunla tek başına ilişkiler kurmaya başladığında binbir tuzak ve pespayelikle karşılaşmaya başlar. O genci bu tuzaklardan koruyan temel zırh, ailenin yaşam kimyasıdır. Öte yandan Selen, ailesindeki böyle bir yaşam kimyasına rağmen de, ölümcül tercihe sürüklenmiş olabilir. Bu konu, pskiyatri ve psikoterapi alanına girer. Benim yıkıcı olaydan çıkarmak istediğim ders şu: Yetişkinlerin en birinci görevi, gençlere "yaşama sanatını" öğretmek olmalı. Dünyaya gelmekle bir "yaşam borcu" altına girdiklerini, insan için en değerli hediyenin "hayat" olduğunu, diğer bütün başarıların ikincil olduğunu davranış ve duygularla ortaya koymak olmalı. Ki o genç, ailesine vereceği en büyük başarı ödülünün "yaşaması" olduğunu bilebilsin. İsterse üniversiteyi hiç kazanamasın, isterse de hiç "büyük adam" olamasın...Yeter ki, "yaşamak sanatından" hiç vazgeçmesin...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Pardon efendim yanlışlık olmuş!   / 16-12-2003
 Su böreği ve iç pilav bekliyorum   / 14-12-2003
 Bu da devletten bir hortumlama   / 12-12-2003
 Erdoğan mı haklı Deniz Baykal mı?   / 11-12-2003
 Sigortalar atıyor   / 09-12-2003
 Bursa’da Renault, Savaş Ay ve biz   / 07-12-2003
 1 milyon 100 bin Euro neyin nesi?   / 05-12-2003
 Selen’in başaramadığı (!)   / 04-12-2003
 Leblebici ile baharatçı farkı   / 02-12-2003
YAVUZ SEMERCİ
AKP'nin yanlışı
İmar Bankası'na el konulduğu gün, tüm...
İLKER SARIER
Boğucu şartların dekonsantrasyonu
Yüce milletimize...
SERVET YILDIRIM
Hükümetin asgari ücret sıkıntısı
AKP'ye yakın...
ABDURRAHMAN YILDIRIM
Yatırım yapacak başka borsa iş yapacak başka banka mı...
Çapa yalısına tarihi eser baskını
Ünlü Çapa ailesinin kızı Didem Çapa'nın Beykoz'da bulunan yalısına...
Yanlış alarmla başlayan takip kanlı sonlandı
Bir taksiden gelen yardım sinyali ile polis, gaspçı sandığı üç gencin...
Hevesi kursağında kaldı!
Hevesi kursağında kaldı!
Helin Avşar, iki aydır Dolmabahçe Süzer Plaza'nın patronu...
Şeb-i Arus'a gidemedi
Şeb-i Arus'a gidemedi
Sosyetikler Mevlana'ya aşırı bir ilgi duymaya başladılar.
IMKB
E: 17,742 D:% 2.97
DOLAR
S: 1,432,000 D:% -0.07
EURO
S: 1,772,000 D:% 0.00
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Günaydın | Astroloji | Magazin | Sağlık |
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.