kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Hincal Uluc @ SABAH
Tel:
0212 3544813
Fax:
0212 3544891
 
Ankara'nın haline bak..
Yeşilçam hastalığı ekrana bulaşmış..
Bu başka Koton!..
Sevdiğim Laflar
Tebessüm
Bizim Duvar

Ankara'nın haline bak..

Ömer'in nişanından eve dönüyoruz, Ankara'da.. Tam Büyük Millet Meclisi'nin karşısındaki kavşakta, kırmızı yandı, yavaşladık, durduk. Ve de dehşeti yaşadım.. Biz duruyoruz, arkamızdan gelip, gaza basan geçiyor.. Bir.. İki.. Üç.. Beş.. Tam 12 araba, kırmızı yanarken gaza basarak geçti.. Hani sen tam gaz gelirsin, o an kırmızı yanar, duramazsın falan durumu değil.. Biz durduk işte.. Bu geçenler bizim de arkamızdan gelenler. Kırmızı onlara "Gaza bas" emri veriyor. Basıyorlar.. Yer Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin karşısı.. Yer Türkiye'nin başkenti Ankara'nın göbeği.. Yani yer Türkiye'nin merkezi.. Pervasızlığa bakın.. Korkusuzluğa bakın.. Umursamazlığa bakın.. Ankaralı sürücü, Trafik Polisi gibi bir kurumun varlığını unutmuş. Polisin varlığını unutmuş. Tam dağ kuralları içinde bildiğini yapıyor. Türkiye'nin sorunu işte bu.. Fatih Altaylı yazıyordu geçen hafta. Bazı kavşaklarda kırmızıda geçenleri fotoğrafla tespit eden aletleri denemeye başlamış, Emniyet Genel Müdürlüğü.. Almanya'da üç ay dayanan fotoğraf filmi, bizde 22 saatte bitmiş.. Almanya'da üç ay, Amerika'da üç sene dayanır. Çünkü kırmızıda geçme, sürücünün yakalanma riskini algılaması ve yakalandığında göreceği cezanın yaratacağı korku ile orantılı.. Yakalanacağına ne kadar ihtimal vermezse, yakalandığında verilecek cezaya ne kadar aldırmazsa, kırmızıya da o kadar aldırmaz. Amerika kırmızıyı yüzde 90 yakalar. Yakalayınca, hele tekrar yakaladığında öyle cezalar verir ki resmen sarsılır, yıkılır adam, maddi manevi.. Öyle olunca da normal bir Amerikan vatandaşı kırmızıda geçmeyi aklından geçirmez, sabahın üçünde ve çölün ortasında bile olsa.. Türkiye'de kırmızıya kimse bakmaz.. Çünkü yakalanmayacağından adı gibi emindir.. Kırmızıda geçeni yakalamak, durdurmak, ceza yazmak, Türk Trafik Polisinin görevleri arasından çıkalı yıllar olmuştur.. Ben Ankara'da iken, geçin sürücüyü, kırmızıda geçen yayaya bile ceza yazılırdı. Yaya geçidinden geçmeyen yayanın başında anında polis biterdi. Bu yüzden Ankara bu ülkenin en düzenli trafik sembolü idi.. İstanbul'a göçtüğümde en çok Ankara'nın trafiğini özlemiştim. İstanbul'u Ankara'ya benzetmekti hedefim, gazeteci olarak.. Benzettik.. Ankara'yı İstanbul'a benzettik.

***


Bu ülkede Trafik Polisi korkusu bitmiş.. Sorun bu işte.. Trafik Polisi korkusu bitmiş.. Bu korkuyu geri getirecek önlemleri alamazsak, uygulayamazsak ne yapsak boş. Çünkü biz başında çoban olmazsa, özgür irademizle çağdaş yaşamın kuralları içinde yaşayanlardan değiliz. Çünkü biz kuralların hep başkaları için konduğunu düşünen Şehir Hayvanlarıyız. Bu ülke trafiğini kurtarmaya polis korkusu az gelir. Polis dehşeti gerek. Ağır, insafsız, acımasız cezalar koyun. Her kırmızıda geçeni yakalayın.. Görsün bakalım Fatih Kardeşim, bizde fotoğraf şeridi 22 saat mı dayanıyor, 22 ay mı?.. Ve de Fatih Kardeşime bir örnek de benden. Fransa, tespit edilmesi neredeyse mümkün olmayan, çok kolay kullanılan el radarlarını denemeye başlamış. İlk yakalanan ve ceza yiyenler.. Ulaştırma Bakanı Gilles de Robien ve İçişleri Bakanı Nicolas Sazkozy.. 70 kilometre hız sınırlı yolda 90'la gidiyorlarmış. İçişleri ve Ulaştırma Bakanı'nı dahi yakalayıp cezalandıran Fransa'daki Algılanan Yakalanma Riski'ni, yani insanı kurallara uymaya zorlayan duyuyu, hani Yedinci Duyu dediklerini, bizdeki ile karşılaştırabilir misiniz?. 70'lik yolda 90'la gidenler, bu ülkede geçin bakanı, polisten kaçan otomobil hırsızı olsalar bile yakalanmazlar.. Yakalanmayacaklarını da bilirler. En kötüsü bu.. Polisi görüntüye sokamaz, polis korkusunu yüreklere salamazsak, ne yapsak boş.. İşte Ankara'nın hali bu.. Varın ötesini hesaplayın.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 HINCAL ULUÇ Ya annem, babam görürse..   / 17-12-2003
 Akbaba gene iş başında.. mı?   / 16-12-2003
 Terim bunalımda   / 15-12-2003
 Mutluluğu satın almak..   / 14-12-2003
 Sebat geç kaldı   / 14-12-2003
 Bir yılbaşı yazısı..   / 13-12-2003
 Ankara'nın haline bak..   / 12-12-2003
 Terim kaybetti   / 11-12-2003
 Türk atletizmini kim yönetiyor?..   / 11-12-2003
 Korkak   / 10-12-2003
ERDAL ŞAFAK
Gül'le Japonya'da
Tokyo: Başbakan Yardımcısı...
AHMET HAKAN COŞKUN
Gürtuna aday olamayacak!
Ali Müfit Gürtuna'nın AKP'den...
HINCAL ULUÇ
Terim Hagi'yi hem de öyle taşır ki..
Fatih Terim devre...
SOLİ ÖZEL
Berduşun ötesi
Saddam Hüseyin'in yakalanmasının sıradan...
Gençlere tam not
Gençlere tam not
Terim, çoğunluğu gençlerden oluşan kadronun, ortaya koyduğu futboldan...
Hagi tartışması
Hagi tartışması
G.Saray'ın eski yıldızının Terim'le çalışmasının iyi olacağını...
Denktaş: Müzakerecilikte ısrarlı değilim
Denktaş: Müzakerecilikte ısrarlı değilim
Parti liderleriyle görüşen KKTC Cumhurbaşkanı müzakerecilikte ısrarlı...
Bürokratlar asgari ücrete çare arıyor
Bürokratlar asgari ücrete çare arıyor
Ekonomi bürokratları 350 milyonluk asgari ücretin, işverene...
Kazandibi temasları
Kazandibi temasları
JAPONYA'DA bulunan Abdullah Gül'ün eşi Hayrunnisa Gül, dün bir araya...
'Türban laikliği zedeler'
'Türban laikliği zedeler'
FRANSA'DA geçen hafta Ulusal Laiklik Komisyonu tarafından...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Günaydın | Astroloji | Magazin | Sağlık |
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.