|
|
Ferrari çiftliği Ferrari çiftliği
Yaşar Esin, 30 yıldan beri değeri hızlı yarış arabası Ferrari’lerle kıyaslanan safkan yarış atlarını yetiştirip satıyor. Atları dünyanın en asil yaratıkları olarak değerlendiren Esin, geçen yıl da bir rekora imza atarak 500 milyar liraya safkan Arap atı sattı.
Kasım ayında Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü'ne bağlı Sultansuyu Harası'nda yetiştirilen 15 safkan Arap yarış tayı, Veliefendi Hipodromu'nda satıldı. At yarışlarına gönül verenler, bir an bile tereddüt etmeden bu değerli atlara 370 milyar lirayı tıkır tıkır ödedi. Son derece lüks arabalardan bile daha değerli olan bu atları, alıcılarına tanıtma görevini ise at yetiştiriciliği denince ilk akla gelen isim, Yaşar Esin yerine getirdi. Yarış atı sahiplerini seslerinden tanıyacak kadar tecrübe sahibi olan Esin, geçen yıl bir rekora imza atıp, safkan bir yarış atını 500 milyar liraya satmasıyla tanınıyor. Esin'in bir başka özelliği ise 30 yıl içinde 3 bin 500 safkan yarış atı satmış olması.
30 YILDIR AT SATIYOR Tam 54 yıldır hara ortamında bulunan, hayatının son 30 yılını da yarış atlarını satmakla geçiren Yaşar Esin, babası harada muhasebecilik yaptığı için bu dünyaya hiç yabancılık çekmemiş. "Gözlerimi harada açtım. Henüz bir yaşında kendimi atın terkisinde buldum. Zamanımın çoğunu okul yerine safkan yarış atlarının peşinde koşmakla geçirdim" diyen Esin, öğretmen okulunu bile yarım bırakıp kendine harada iş bulmuş. Askerliğinden sonra da Sultansuyu Harası'nda atçılık katibi olarak işe başladığını söyleyen Esin, "Aynı yıllarda at müzayedelerinde 'münadi' olarak çalışmaya başladım. O gün bugündür, 30 yıldan beri yarış atı satıyorum" dedi.
HAYATIM ONLAR ÜZERİNE KURULU Geçtiğimiz ağustos ayında emekli olan Esin, artık sadece özel davet alırsa, tellallık yapıyor. Yıllarca atların kayıtlarını tutan Esin, Türkiye'de Arap atı orijinini en iyi bilenlerden biri olarak gösteriliyor. Atlar üzerine de hiç bahis oynamadığını söyleyen Esin onları çok sevdiğini belirtiyor. Esin, bu sevgisini şöyle açıklıyor: "Hayatım boyunca hep memuriyet maaşımla geçindim. Hayatımda hiç bahis oynamadım çünkü bahis oynadığınız ata çok daha farklı gözle bakarsınız. Ondan bir beklenti içine girersiniz. Atlar dünyanın en asil yaratıklarıdır. Atçılık ise insanı dinlendiren bir iştir. Dertlerimi bazen onlarla paylaşırım. Beni anladıklarını düşünürüm. Bu işi ancak çok seven insanlar yapar. Memuriyet hayatım boyunca sadece 35- 40 gün izin kullandım. Atçılık yapan insan, fakir ama sağlıklı ölür. Ölünceye kadar sağlıklı yaşar. Sadece benim değil, tüm ailemin hayatı atlar üzerine kuruldu. Bizim evde, işte, kahvede her yerde sohbetlerimiz atla başlar, atla biter".
İYİ ATIN AYAKLARI DA İYİDİR Atçılığın zevkli olduğu kadar riskli bir iş olduğunu da söyleyen Esin, özellikle safkan Arap taylarının profesörü olacak kadar bilgi ve tecrübeye sahip. Esin iyi bir atın püf noktalarını şöyle anlattı: "Arap atları, İngiliz safkanlarına göre çok daha dayanıklı. Arap safkanları uzun mesafede çok daha iyi. Çok asildir ve binek atıdır. İngiliz tayları ise yarış atıdır. İngiliz safkanları, seridir ve sprintleri çok iyidir. Ama daha az dayanıklıdırlar." Esin, iyi atın özelliklerini ise şöyle sıraladı: "İyi at önce duruşundan belli olur. Dengeli duran, ayakları iyi olan at, her zaman başarılı olur. Yarış atı sporcu karakterli olmalıdır. Ve hepsinden öte, iyi bir soy ağacına sahip olmadır."
ERCAN SARIKAYA
|