kapat
17.11.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

AHMET HAKAN


Nurcu evlenmez, Nakşi siyah giyer

"Milli Görüş erkeği" takım elbiseli, yeşil mavi kravatlı olurmuş.. Yaşlanınca sakal bırakır, bıyıklarını üst dudakları görünecek şekilde tıraş edermiş. "Nurcu erkeği" sakal bırakmaz, giysilerindeki düğmelerinin tümünü ilikli tutarmış. Ayrıca evlenmezmiş.. "Fethullah Hoca Grubu erkeği" takke takmazmış. Bu erkekler, birbirlerine 'abi' diye hitap edermiş. "Süleymancı erkeği" ceket giyer, kravat takmazmış. "Nakşibendi erkeği" takım elbisede siyah rengi tercih edermiş. Bunlar ayrıca 99'luk tespih taşırmış.. "Menzil erkeği" hakim yaka gömlek ve bol pantolon giyermiş.. Birbirlerine 'sofi' diye hitap ederlermiş..

Erkekler böyle.. Peki ya kadınlar? "Milli Görüş kadını" tesettürde maviyi, türbanda siyahı tercih ederken, "Nur Cemaati kadını" yeşil çarşafa meyilli imiş.. "Süleymancı kadını" başörtüsünün sol ucunu kısa, sağ ucunu uzun tutarak Süleymancı olduğunu anlatmaya çalışırken, "Nakşi kadını" eşleri hariç hiçbir erkekle konuşmazmış..

Bu bilgileri, bir gazeteden aldım.. Gazetenin iddiasına göre bunlar "istihbarat birimlerinin tarikat ve cemaat üyelerinin kılık kıyafet tarzlarının tespitine yönelik hazırladıkları bir rapor"da yer alıyormuş..

****

Çocukluğumdan beri etrafım hep "Milli Görüşçü amcalar", "Nakşi teyzeler", "Nurcu abiler"le çevrili olmuştur. Bu nedenle haberi okuyunca hemen onları düşünmeye başladım Terzi Recai Amca geldi aklıma.. Kendisi ta Milli Nizam'dan beri "Milli Görüşçü"dür ama hayatı boyunca hiç mavi yeşil kravat takmamıştır. Necla Teyze'yi anımsadım. O da iyi bir Nakşi'dir ama maşallah kocasının dışındaki erkeklerle çatır çatır konuşur.. Tanıdığım bütün Nurcu abiler evliydi.. Etrafımdaki Süleymancılar, kravatı boyunlarından eksik etmezlerdi..

Evet.. Durum buydu.. Gözlemlerim, devletin istihbarat raporlarının aksini söylüyordu.. İyi niyetimi koruyarak, "Herhalde benim etrafımdakiler marjinal ve atipikti" diye düşündüm ve kendi çapımda küçük bir 'araştırmacı gazetecilik' yapmaya kalkıştım. Sordum soruşturdum, etrafımdakilerle konuştum. Onların söyledikleri de benim gözlemlerimle aynı çıkmasın mı?

Etrafımdaki herkes "giysilerindeki düğmelerin tümünü ilikli tutmayan Nurculardan", "birbirlerine abi diye hitap etmeyen Fethullah Hocacılardan", "başörtüsünün sol ucunu, sağ ucundan kısa tutmayan Süleymancı kadınlardan", "yaşlanınca sakal bırakmayan Milli Görüşçülerden" (sahi Milli Görüş'ün lideri Erbakan yaşlanmadı mı? Ne zaman sakal bırakacak?) "dar pantolon giyen Menzilcilerden" söz ediyordu..

****

Tabii ki sarsıldım..

Devletin istihbarat birimlerine olan güvenim ciddi bir şekilde zedeleniyordu ki imdadıma her türlü gazete haberine kuşkuyla yaklaşarak beni sinir eden bir dostum yetişti.. Dedi ki "Bu haber yalandır!" İşime gelmese de itiraz ettim "Bu kadar ayrıntılı yalan olur mu?" diye sordum. "Olur" dedi..

Şimdi kara kara düşünüyorum Haber mi uydurma yoksa istihbarat birimleri şaka mı yapıyor, bir türlü karar veremiyorum..

Buradan sesleniyorum Yok mu beni kurtaracak?


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır